yandex
Fikret Dikmen | Tüm Köşe Yazıları | Niğde Anadolu Haber
  • DOLAR
    37,9202
    %0,01
  • EURO
    40,8842
    %0,03
  • G. Altın
    3.820,33
    %0,56
  • Ç. Altın
    6.070,97
    %0,00
  • BIST
    9.568
    0
  • BITCOIN
    84,749.54
    -0.41
  • ETHEREUM
    1,880.638
    -0.61
  • DOLAR
    37,9202
    %0,01
  • EURO
    40,8842
    %0,03
  • G. Altın
    3.820,33
    %0,56
  • Ç. Altın
    6.070,97
    %0,00
  • BIST
    9.568
    0
  • BITCOIN
    84,749.54
    -0.41
  • ETHEREUM
    1,880.638
    -0.61

UYAN

Deve kuşu misali

Başını gömme kuma

Eller aya gidiyor

Uyan artık uyuma


Şöyle etrafına bak

Karanlığı yararak

Şu güzelim dünyada

İnsan gibi yaşasak


Bin yaşasın der isen

Bana değmeyen yılan

Bir gün  seni de sokar

Değmez gibi sanılan


Korkma sen karanlıktan

Karanlık senden korksun

Dünya bir hana benzer 

Bu gün var yarın yoksun


Şu üç günlük dünyada

Yaşasak insan gibi

İnsanlar değil mi dir

Bu dünyanın sahibi


Fikret doğacak güneş

Bir daha kararmasın

Kardeş olsun insanlar

Bir birine vurmasın


Yazının Devamı

AĞLAR

Bu yıl bahar erken döndü hazana

Bahçe ağlar bağban ağlar bağ ağlar

Kurbanım tabibe derdim yazana

Dertli ağlar hasta ağlar sağ ağlar


Dost dostu hatırlar bir selam salar

Dostu olmayanlar avcunu yalar

Boşa geçti günler aylar haftalar

Sene ağlar asır ağlar çağ ağlar


Neyleyim ben bu akılsız kafayı

Bana nispet eller sürer sefayı

Ben çekerim bunca derdi cefayı

Sevda ağlar yürek ağlar yağ ağlar


Aklım ermez oldu böyle gidişe

Bu sebepten içimde var endişe

Fikret derki bende şaştım bu işe

Varlı ağlar varsız ağlar yoğ ağlar




Yazının Devamı

AĞLAR

Bu yıl bahar erken döndü hazana

Bahçe ağlar bağban ağlar bağ ağlar

Kurbanım tabibe derdim yazana

Dertli ağlar hasta ağlar sağ ağlar


Dost dostu hatırlar bir selam salar

Dostu olmayanlar avcunu yalar

Boşa geçti günler aylar haftalar

Sene ağlar asır ağlar çağ ağlar


Neyleyim ben bu akılsız kafayı

Bana nispet eller sürer sefayı

Ben çekerim bunca derdi cefayı

Sevda ağlar yürek ağlar yağ ağlar


Aklım ermez oldu böyle gidişe

Bu sebepten içimde var endişe

Fikret derki bende şaştım bu işe

Varlı ağlar varsız ağlar yoğ ağlar




Yazının Devamı

ATATÜRK’E BORÇLUSUN

Atatürk’e küfür eden gerici

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun

Ya yunan doğardın ya da Rus piçi

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


Onun sayesinde kıldığın namaz

Gerçek Müslümana dil uzatılmaz

Seni gidi takiyeci düzenbaz

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


Savaştı cephede kurtuldu vatan

Binlerce şehit var kefensiz yatan

Ey sahte bezirgân din alıp satan

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


Sütü bozuk ise eğer bir insan

Geçmişine sahip çıkmaz bir zaman

Türk olmasan olur muydun Müslüman

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


Atatürk ve silah arkadaşları

Çok zor kazandılar bu savaşları

Onlar vatan için koydu başları

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


O hep ilerdeydi yürürdü önde

Doğu batı güney kuzey her yönde

Sakın ha unutma ey Fikret sende

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


Yazının Devamı

ATATÜRK

Türkün önderidir, Türkün Atası

Yürekli kahraman ulu Atatürk

Seninle silindi gönüllerin pası

Türkün tutunacak dalı Atatürk


Korkmadı düşmandan önde yürüdü

Kalbinde tükenmez sevgi var idi

Canım vatanıma feda der idi

Kumandandı o, bir  nolu Atatürk


Padişah tahtını  kökünden  yıktı

O ne yıldı , ne  usandı , ne bıktı

On dokuz Mayısta  Samsun’dan  çıktı

Çürük  bir vapurla  yola Atatürk


Anafartalar’da , Dumlupınar’da

Afyon , Kocatepe , Sakaryalarda

Zaferler  kazandı hep  ardı  arda

Ünü  tarihlerde dolu Atatürk


Tarihe  destanı şan  ile  yazdı

Şehitler  adını kan  ile  yazdı

Şafaklar  atarken tan  ile  yazdı

Çanakkale , Gelibolu , Atatürk


Fikret  çağa bak da  sen  kalma geri

Yürüyelim  hep ileri  ileri

Yüce  Cumhuriyet onun  eseri

Türkiye’nin  sağı solu Atatürk


Yazının Devamı

ÇANAKKALE


Nidalar inletti yedi kat arşı

Elbet şiarımız istiklal marşı

Dünya duysun dosta düşmana karşı

Daima geçilmem der Çanakkale


Canlı şahididir Anafartalar

Havada mermiler mermiyi yalar

Dile gelse Arıburnu Tabyalar

Bak neler anlatır gör Çanakkale


Mehmetçik zaferden zafere koştu

Allah Allah deyip sel gibi coştu

Düşmanlar bir anda bu işe şaştı

Övün muradına er Çanakkale


Tek yürekti komutanı eriyle

Isındı siperler nefesleriyle

Yer gök inlemişti top sesleriyle

Kan ile yoğruldu ter Çanakkale


Analar kuzudan umudu kesip

Mevziden mevziiye yel gibi esip

Güneşin kahrından gündüze küsüp

Erkenden battığı yer Çanakkale


Bulutlar hüzünlü ağlıyor hilal

Orada toprağın rengi hala al

Yeri geldiğinde uysal mı uysal

Yeri geldiğinde şer Çanakkale


Yeniden var olduk ulu destanla

Tarihi incele oku ve anla

Daima gururla şerefle şanla

Her zaman göğsünü ger Çanakkale


Rahmet oku ecdadına atana

Sessiz kalma sana kaşın çatana

Fikret der ki canım kurban vatana

Sana feda nice ser Çanakkale


Yazının Devamı

NE GÜZEL

Birlik olsak altmış beş milyon yürek

Barış barış diye atsak ne güzel

Kavgaya nefrete kine ne gerek

Kederi neşeye katsak ne güzel


Sevgi başağından harman eylesek

Dertlinin derdine derman eylesek

Halaylar çekerek türkü söylesek

Dostlukla el ele tutsak ne güzel


Göçüp gitmedi mi sultanı şahı

Erenler aşkına dönsek semahı

Dostluk çarşısına kursak tezgâhı

Sevgi alsak sevgi satsak ne güzel


Atomsuz silahsız bir dünya kursak

İyiyi güzeli doğruyu bulsak

Nefret kapısına bir kilit vursak

Anahtarın suya atsak ne güzel


Hava kararıp ta güneş batmadan

Kimse bilmez bu duyguyu tatmadan

Fikret lokmamıza haram katmadan

Helalce çiğneyip yutsak ne güzel




Yazının Devamı

SELAM SÖYLE

Selam söyle o kaşları kemana

İnsaf etsin gelsin gayri imana

Derdi ile oldum deli divane

Mecnunlardan beter etti yar beni


Ne yaptım ne ettim ben o canana

Anlamadım neden küstü yar bana

Bilmem bu hasretlik sürer mi sona

Yanıp yanıp tüter etti yar beni


Elim kolum tutmaz işden kesildim

Bir pınar gibiydim başdan kesildim

Yemeden kesildim aşdan kesildim

Yataklarda yatar etti yar beni


Fikret’im karaymış meğer kaderim

O sebepten hiç bitmiyor kederim

Nerde akşam orda sabah ederim

Kervanlara katar etti yar beni



Yazının Devamı

TÜRKÜLER NE DER

Biz doğmadan alnımıza yazılmış

Duyguların süzgecinden süzülmüş

Mühür gibi yüreklere kazılmış

Kulak ver de dinle türküler ne der


Asırlar boyunca bize seslenir

Duyguların gıdasıyla beslenir

İlmek ilmek nakış nakış süslenir

Kulak ver de dinle türküler ne der


Turna avazında bülbül sesinde

Yer bulur duygunun en yücesinde

Bin bir mana yüklü her hecesinde

Kulak ver de dinle türküler ne der


Yürekte sevdadır gönüllerde yar

Çözülmez gizlidir ondaki esrar

Hüzün var sevgi var keder var gam var

Kulak ver de dinle türküler ne der


Kiminde keder vara kiminde neşe

Kimi zemheride benzer güneşe

Barak bozlak hoyrat olur peş peşe

Kulak ver de dinle türküler ne der


On beşliler akla gelir her yaşta

Karayılan şahin beyle Maraş’ta

Yemen Çanakkale Sarıkamış’ta

Kulak ver de dinle türküler ne der


Emektir duygudur hem özveridir

Atomu parçalar tuncu eritir

Her türlü nefretin panzehiridir

Kulak ver de dinle türküler ne der


Ozanların mızrabında telinde

Yârin nağmesinde seher yelinde

Doğumdan ölüme halkın dilinde

Kulak ver de dinle türküler ne der


Kültür sanat bir ulusun varıdır

Türküler tarihin tanıklarıdır

Ana sütü gibi saftır arıdır

Kulak ver de dinle türküler ne der


Fikret tarif için bulamam hece

Karşı konulamaz böyle bir güce

Umman kadar derin dağ gibi yüce

Kulak ver de dinle türküler ne der


Yazının Devamı

ÜÇ AŞK

Üç aşk yoksa bir insanın gönlünde

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı

Hem bugünde hem yarında hem dünde

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı


İnsan aşk uğruna dağları aşar

Aşk olmayan gönül şaştıkça şaşar

İnsanlar dünyada aşk için yaşar

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı


Aşk olmayan insan gezer divane

Kendi perişandır gönlü virane

Bir anda hükmeder koca cihana

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı


Sevgi dolu gönül çiçekli daldır

Ana sütü gibi paktır helaldir

Hem çok mübarek hem de kutsaldır

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı


Fikret âşık olan aşkı anmalı

Her daim kendi âşık sanmalı

Âşık olan bu üç aşka yanmalı

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı



Yazının Devamı

USANDIM BEN

Anadolu bozkırında

Geze geze usandım ben

Yoksulluğun denizinde 

Yüze yüze usandım ben


Dertlerim indi derine

Yoksulluk çöktü serime

Çilemi gam defterime

Yaza yaza usandım ben


Boşa geçirdim ömrümü 

Gören var mı güldüğümü

Yoksulluğun düğümünü

Çöze çöze usandım ben


Fikret der ki düştüm dara

Talihim bahtımdan kara

Hayırsız sahte dostlara 

Kıza kıza usandım ben


Yazının Devamı

OLMAZDI

Sözler tapu olsa selamlar senet

Hiç kimse kimseye etmezdi minnet 

Dünyamız o zaman olurdu cennet 

Mahkeme, avukat, kadı olmazdı


Birbirine kenetlense insanlar

Bunca çıkar için akar mı kanlar

Cüzdanlara sığmasaydı vicdanlar

Kavganın, kemliğin adı olmazdı


Alın yazısını kullar yazmazsa

Dost dostun yoluna kuyu kazmazsa

Kardeş kardeşini gammazlamazsa

Yalan, dolan, dedi kodu olmazdı


Herkese Yunusça bakabilseydik

Sevgi ışığını yakabilseydik

Nefret kalesini yıkabilseydik

Fesatçı, münafık, cadı olmazdı.


Şöyle koklaşarak insan insana

Bir sofrada buluşsaydık yan yana 

Muhabbetle sarılsaydık can cana

Ara yerde kara kedi olmazdı


Fikret der dünyayı paylaşabilsek

El ele tutuşup oynaşabilsek

Bütün dinli dinsiz kaynaşabilsek

Hiç kimse kimsenin yâdı olmazdı.


Yazının Devamı

HOYRATCA

Hayal mi gerçek mi gördüğüm rüya

Uyur gibi geziyoruz hoyratça

Neden düşman ettik sabunu suya

Kir içinde yüzüyoruz hoyratça 


Övdük yalancıya dillerimizle

Kovduk sinekleri yellerimizle

Boz bulanık akan sellerimizle 

Sular gibi sızıyoruz hoyratça 


Dindiren yok yürekteki sızıyı 

Defineci gece yapar kazıyı 

Kâğıtsız kalemsiz kara yazıyı 

Usanmadan yazıyoruz hoyratça 


Tükendi dostluklar hep azar azar

Ali mamur eder velide bozar

Sevgiye barışa dostluğa mezar

Gece gündüz kazıyoruz hoyratça 


Nerde güzellik var deptik devirdik

Çürük kılı birişimle eğirdik

Türküleri topa popa çevirdik 

Acımadan bozuyoruz hoyratça 


Fikret senelerce sürer bu dava

Bu belayı baştan bilmem kim sava

Bir yanda küfür var bir yanda dua 

Günden güne azıyoruz hoyratça. 


Yazının Devamı

YAŞ KEMALE

Ağrılarım sızılarım çoklaştı

Yüzlerim kırıştı saçım aklaştı

Yaş kemale erdi sona yaklaştı

Merdiveni yetmişine dayadım


Dizlerim ağrıyor derisi sündü

Gözlerimin feri gün güne söndü

Simsiyah saçlarım pamuğa döndü

Sanmasınlar boya ile boyadım


Gördüğüm gerçek mi yoksa rüyamı

Bütün çabam ekmeğe mi suya mı?

Belli olmaz haftaya mı ayamı

Her saniye dolmaktadır miadım


Alan yok ki kocalığı satayım

Kadere mi feleğe mi çatayım

Bilmeyen var ise hatırlatayım

Adım Fikret Dikmen benim soyadım

Yazının Devamı

BAL EYLERİZ EYLERİZ

Edep erkân yol eyleriz

Kimseye yok minnetimiz

Muhabbeti bal eyleriz

Dünya olur cennetimiz


Biz insanız diye diye 

Bağlandık aşka sevgiye

Hor bakmayız hiç kimseye

İnsan sevmek sünnetimiz


Ne uzakta ne yakında

Sevgimiz aşina kında

Erenlerin dergâhında

Elbet vardır hizmetimiz


Fikret der ki sözüm size

Kini koyman kalbinize

Şükür eylen rabbinize

Her bir dane nimetimiz




Yazının Devamı

KOR DÜŞTÜ

Bir türlü dinmiyor gönlümün yası

Ne kadar yalvarsan olmaz faydası

Başımda dönüyor eski sevdası

Her andıkça yüreğime kor düştü


Sevda kitabını açtım okudum

Aşkımızı kilimlere dokudum

Garip kalmış bülbül gibi şakıdım

Talihime figan ile zar düştü


Çok dilek diledim kabul olmadı

Bir gün olur hak yerini bulmadı

Yalvardım Mevla’ya çilem dolmadı

Genç yaşımda saçlarıma kar düştü


Madem baştan belli idi niyetin

Ayrılığın derdi ölümden çetin

En sonunda bu kısmetsiz Fikret’in

Kaderine bir vefasız yar düştü


Yazının Devamı

ZALİM YAR

Gönül yarasına vurulmaz yama

Yar beni bıraktı kedere gama

Pencereye baka baka usandım

Zalim yar bir türlü çıkmadı cama


Hasretini yüreğimde gizledim

Gece gündüz yollarını gözledim

Aç perdeyi gül yüzünü özledin

Gözyaşımı ilaç ettim yarama


Gayri bu Fikret’e ne etsen haktır

Aramızda mesafeler ıraktır

Bundan böyle gülmek bana yasaktır

Perde çektim şansım ile arama


Yazının Devamı

YAR LEYLİ LEYLİ

     

Senden başkasında gözüm yok benim

Ben seni sevmişim yar leyli leyli

Bu dertli sinemde yaram çok benim

Gel de bu yaramı sar leyli leyli


Sensin bu gönlümün nazlı maralı

Aşkın oku değdi bağrım yaralı

Beş değil on değil derdim sıralı

Daim işim gücüm zar leyli leyli


Eğer bir aksi söz duyarsan benden

Canım bir önce ayrılsın tenden

Dünya güzel olsa inan ki senden

Başka bir sevdiğim var leyli leyli


Bu aşkın sırına ermesem bile

Saçını elimle örmesem bile

Kollarımboynuna sarmasam bile

Yüzüne baktığım kar leyli leyli


Fikret dünya fani ömür dolmadan

Kavuşmamız kıyamete kalmadan

Dudu dillim sen yanımda olmadan

Bu dünya başıma dar leyli leyli


Yazının Devamı

YÜREĞİME HOŞ GELDİN

Yolunu gözlediğim

Aşkını gizlediğim

Yüzünü özlediğim

Yüreğime hoş geldin


Hasreti taşıyamama

Soğukta üşüyemem

Ben sensiz yaşayamam

Yüreğime hoş geldin


Ey benim ciğer parem

Gel de murada erem

Sensin derdime çarem

Yüreğime hoş geldin


Asla yerin dolamaz

Seni kimse alamaz

Fikret sensiz olamaz

Yüreğime hoş geldin

Yazının Devamı

YAN DELİ GÖNÜL

Âlemin telaşı sana mı düştü

Sen kendi derdine yan deli gönül

Bu fani âlemden ne canlar göçtü

Sen kendi derdine yan deli gönül


Herkes mutlu olur karnı doyunca

Kimi bir yol tutmuş huylu huyunca

El âlem sarılmış boylu boyunca

Sen kendi derdine yan deli gönül


Derin derin hayallere dalmışsın

Bu dünyada tek başına kalmışsın

Ne güngörmüş nede murat almışsın

Sen kendi derdine yan deli gönül


Neden bu Fikret’e şaşı bakarsın

Elin durmaz yapılanı yıkarsın

Geldin ellisine hala bekârsın

Sen kendi derdine yan deli gönül


Yazının Devamı

5 HECE REHBERİM OLDU

Çağladım taştım dağları aştım

Yolumdan şaştım aşk rehber oldu

Ben yana yana karıştım cana

Her yerde bana aşk rehber oldu


Sızdı genime girdi tenime

Düştü önüme aşk rehber oldu

Bir ceme girdim divana durdum

Didara erdim aşk rehber oldu


Dolandım dile çok çektim çile

Erdim menzile aşk rehber oldu

Geldim cihana durdum divana

Oldum divane aşk rehber oldu


Tam altmış sene yandı bu sine

Fikret Dikmen’e aşk rehber oldu



Yazının Devamı

BENİ ARA

Eğer bir gün olur düşerse dara

Hızır gibi yetişirim sevdiğim

Ne zaman istersen sen beni ara

Hızır gibi yetişirim sevdiğim


Üzülüp kendini yalnız sanırsan

Beni benden daha iyi tanırsan

Diyarı gurbette hastalanırsan

Hızır gibi yetişirim sevdiğim


Hiç kimse bu aşka kara çalamaz

Felek bile seni benden alamaz

Mesafeler bize engel olamaz

Hızır gibi yetişirim sevdiğim


Tatlı dillerine kurban olurum

İnan senin her halinden bilirim

Kuşlar gibi kanatlanır gelirim

Hızır gibi yetişirim sevdiğim


Sama amadeyim arzu emelde

Dilekçem imzalı izinim elde

Fikret emrindedir yeter ki gel de

Hızır gibi yetişirim sevdiğim




Yazının Devamı

BEDAVA

Bahçıvanım gülistanı beklerim

Gül alana gül satarım bedava

Allı morlu türlü türlü renklerim

Tül alana tül satarım bedava


Erenlerin gönlündedir otağım

Bu dünyadan çektim elim eteğim

Bin bir çiçek ile dolu peteğim

Bal alana bal satarım bedava


Hakka hakikate bağlıdır özüm

Dünyanın varında olmadı gözüm

Hoştur muhabbetim tatlıdır sözüm

Dil alana dil satarım bedava


Fikret der ki bel bağlamam paraya

Meyletmedim tartı ile daraya

Perde çektim benliğimle araya

Pul alana pul satarım bedava

Yazının Devamı

BARIŞ SEVGİ CÖMERTLİK

Yeryüzünde en kıymetli hazine

Bir hoşgörü bir cömertlik bir barış

Toz kondurmaz leke sürmez özüne

Bir hoşgörü bir cömertlik bir barış


Her konuda araştırır test eder

Birbirini sevenleri mest eder

İnsanları birbirine dost eder

Bir hoşgörü bir cömertlik bir barış


Gelin hep beraber verelim karar

Bunları yaşamak herkese yarar

Zerrece kimseye vermedi zarar

Bir hoşgörü bir cömertlik bir barış


Eşitçe bölüşsek lokmadan payı

Elbet keşfederiz güneşi ayı

Üçü birden cennet yapar dünyayı

Bir hoşgörü bir cömertlik bir barış


Vicdanımız yüreğimiz özümüz

Bir olmalı sohbetimiz sözümüz

Felsefemiz düşüncemiz tezimiz

Bir hoşgörü bir cömertlik bir barış


Kurulmalı dört bir yana kürsümüz

Sevgi olsun dünyadaki kursumuz

Fikret der ki ödevimiz dersimiz

Bir hoşgörü bir cömertlik bir barış




Yazının Devamı

FELFECiR

Ey sevdiğim senden sırım saklamam
Okyanusa benzer gözlerin güzel 
Sen variken başka gülü koklamam
Aya misal sanki yüzlerin güzel

Olanları sardım koydum giraba
Bu gönlümü yıktın ettin haraba
Elin ile bele beni turaba
Her zaman sürülür izlerin güzel

İzin ver de koklayayım gülünden
Zehir sunsan ben içerim elinden 
Konuştukça bal süzülür dilinden
Kehribara misali sözlerin güzel

Fikret’e bu cefa revamı böyle 
Bir dileğin varsa yüzüme söyle 
İster sitem eyle ister cevreyle 
Bana kâfi senin nazların güzel.

Yazının Devamı

OLMAZDI

Sözler tapu olsa selamlar senet

Hiç kimse kimseye etmezdi minnet 

Dünyamız o zaman olurdu cennet 

Mahkeme, avukat, kadı olmazdı


Birbirine kenetlense insanlar

Bunca çıkar için akar mı kanlar

Cüzdanlara sığmasaydı vicdanlar

Kavganın, kemliğin adı olmazdı


Alın yazısını kullar yazmazsa

Dost dostun yoluna kuyu kazmazsa

Kardeş kardeşini gammazlamazsa

Yalan, dolan, dedi kodu olmazdı


Herkese Yunusça bakabilseydik

Sevgi ışığını yakabilseydik

Nefret kalesini yıkabilseydik

Fesatçı, münafık, cadı olmazdı.


Şöyle koklaşarak insan insana

Bir sofrada buluşsaydık yan yana 

Muhabbetle sarılsaydık can cana

Ara yerde kara kedi olmazdı


Fikret der dünyayı paylaşabilsek

El ele tutuşup oynaşabilsek

Bütün dinli dinsiz kaynaşabilsek

Hiç kimse kimsenin yâdı olmazdı.

Yazının Devamı

OLMAZDI



Sözler tapu olsa selamlar senet

Hiç kimse kimseye etmezdi minnet 

Dünyamız o zaman olurdu cennet 

Mahkeme, avukat, kadı olmazdı


Birbirine kenetlense insanlar

Bunca çıkar için akar mı kanlar

Cüzdanlara sığmasaydı vicdanlar

Kavganın, kemliğin adı olmazdı


Alın yazısını kullar yazmazsa

Dost dostun yoluna kuyu kazmazsa

Kardeş kardeşini gammazlamazsa

Yalan, dolan, dedi kodu olmazdı


Herkese Yunusça bakabilseydik

Sevgi ışığını yakabilseydik

Nefret kalesini yıkabilseydik

Fesatçı, münafık, cadı olmazdı.


Şöyle koklaşarak insan insana

Bir sofrada buluşsaydık yan yana 

Muhabbetle sarılsaydık can cana

Ara yerde kara kedi olmazdı


Fikret der dünyayı paylaşabilsek

El ele tutuşup oynaşabilsek

Bütün dinli dinsiz kaynaşabilsek

Hiç kimse kimsenin yâdı olmazdı.


Yazının Devamı

  MUHABBET DİVANI

İnsanlık meydanı işte bu meydan

Söylenecek sözü olan buyursun

Özgürlük aşkıyla yanıp tutuşan

Yüreğinde közü olan buyursun


Selam eyleyelim güneşe aya

Sevgi kazanına çalalım maya

Herkes yüreğini koysun ortaya

Bu sofrada tuzu olan buyursun


Kulak verip erenlerin sesine

Hiç kimse demesin neyin nesine

Bir lokma bir hırka dermişçesine

Yaşamakta gözü olan buyursun


Fikret der özüyle barışan gelsin

Bizim safımıza karışan gelsin

Hakikat yolunda yarışan gelsin

Dost yolunda izi olan buyursun 

Yazının Devamı

YOLSUN AĞLASIN




Bana ettiğine bin pişman olup

Saçını başını yolsun ağlasın

Susuz güller gibi sararıp solup

Viran bahçe gibi kalsın ağlasın


Durgun akan su yükseğe çağlamaz

Gayri ne yapsa da beni bağlamaz

Atasözü kendi düşen ağlamaz

Gözlerine kan yaş dolsun ağlasın


Uzattım nedense tutmadı elim

Yıkılsın diyemem kökün temelin

İntizar etmeye varmıyor dilim

Mevla dan belasın bulsun ağlasın


Fikret im düşemem peşine gayri

İstemem girmesin düşüme gayri

Dünyada karışmam işine gayri

Kendi oynasın kendi çalsın ağlasın

Yazının Devamı

MİSAFİRİM KÖŞKÜNE

Misafirim gönlündeki köşküne

Kadir Mevlam yardım eder düşküne

Ali ile Muhammedin aşkına

Aç kapıyı nazlı yarim gireyim


Revamı ettiğin gel insaf eyle

Beni mecnun ettin sende ol Leyla

İnsan sevdiğine eder mi böyle

Aç kapıyı nazlı yarim gireyim


Leblerin bal olmuş yanağın şeker

Seven sevdiğinin cevrini çeker 

Aşkınla gözlerim kanlı yaş döker

Aç kapıyı nazlı yarim gireyim


Kurban olam bu cefayı gel etme

Beni yakıp ateşlere kül etme

Kul Fikret’ i yad ellere kul etme

Aç kapıyı nazlı yarim gireyim




Yazının Devamı

SANA NE GÖNÜL

El âlemin telaşından sana ne

Sen kendi derdine yan deli gönül

Bel bağlama muhannetin balına

Gel yağsız çorbana ban deli gönül


Dört günlük dünyada gönlünce yaşa

Ne gelir bilinmez sağ olan başa

Uyma kör cahile tutarlar taşa

Senin kendini paşasan deli gönül


Riyakâr kulların sözüne kanma

Her yüze güleni vefalı sanma

Daima hatır say bencil davranma

Seveni minnetle an deli gönül


Fikret artık yaş kemale erişti

Saçlarım ağardı yüzük kırıştı

Dizlerim tutmuyor yüzüm buruştu

Artık yaklaşıyor son deli gönül.









Yazının Devamı

İYİLİK ÖLMEZ

Gel aldanma dünya denen faniye

Bu kadar bencillik bilmem ki niye

Ömürden götürür geçen saniye 

Ne kalır geriye iyilikten başka


Gördüğün ne ise işte o anlık

Fayda vermez en sonunda pişmanlık

Her şeyin üstünde yüce insanlık

Ne kalır geriye iyilikten başka


İnsan yetinmeli bazı azınan

Gezmemeli cakayınanpozunan

Ömür geçer baharınanyazınan

Ne kalır geriye iyilikten başka


Boş ver be hey Fikret takma kafana

Yetim hakkı doldurmadım küfeme

Sende sarılırsın bir top kefene

Ne kalır geriye iyilikten başka





Yazının Devamı

VEKİL BEY


Arz edeyim sana hallerim nice

Bizi elinen bir tutma vekil bey

Gözlüğün üstünden bakıp öylece

Nolur kaşlarını çatma vekil bey


Bu koltuk edebi kalır belleme

Çok çabucak geçer inan beş sene

Bugün çok işim var yarın gel deme

Nolur beni baştan atma vekil bey


Unutma sen eşin ile dostunu

Biran önce doldurup da testini

Nasıl olsa attım deyip postunu

Yan gelip meclis de yatma vekil bey


Gerçek arıyorsan Atatürkçü yol

Olur olmaz şeye konuşma bol bol

Kolla vatanını milliyetçi ol

Yurdu yabancıya satma vekil bey


Seçimden seçime gelme köylere

Meclis den göz dikme bizim reylere

Köyde ağa şehirdeki beylere

Onlarla bizi bir tutma vekil bey


Kendimize vekil ettik biz seni

Ankara’ya nakil ettik biz seni

Bilmem nerden akıl ettik biz seni

Sakın bizi sen unutma vekil bey


Yazının Devamı

KUTSAL CANANIMA


Arzuladım cemalini göreyim

Kaldır mah yüzünden nikabı canan

Saçlarını ellerimle öreyim

Olma bu derdimin bitabı canan


Altın elmas gevher olsun yükümüz

Yoktur bunda hiç süpemiz şekimiz

Aşk yolunda yarışalım ikimiz

Beraber koşalım etabı canan


Cahil insan gerçekleri sezemez

Aşkın deryasında herkes yüzemez

Herkes okuyamaz herkes çözemez

Sır dolu sevdanın kitabı canan


Fikret bu diyeti çoktan ödedi

Benim için kimler sana ne dedi

Yüreğimde yerin vardır ebedi

Ben sen severin e tabi canan

Yazının Devamı

OLACAK VAR


Düşmüşüz dipsiz davaya 

Konuşuruz hep havaya

Kefen bulsa bedavaya

İlk akşamdan ölecek var


Fizik geometri cebir

Yap da hesabını getir

Başından olmayız tedbir

Sonra deriz olacak var


Getirdik yine baharı

Unuttuk hep olanları

Uydururuz yalanları

Başımıza gelecek var


Son pişmanlık neye yarar

Çoğu fazla azı karar

Keskin sirke küpüne zarar

Belasını bulacak var


Beden  ölse baş kalır mı

İmaret de aş kalır mı

Biz gidince boş kalır mı

Ardımızdan dolacak var


Böyledir Fikret’ in hali

Belki de çoktur vebali

Hoca Nasreddin misali

Göle yoğurt çalacak var

Yazının Devamı

ÜÇ AŞK



Üç aşk yoksa bir insanın gönlünde

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı

Hem bugünde hem yarında hem dünde

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı


İnsan aşk uğruna dağları aşar

Aşk olmayan gönül şaştıkça şaşar

İnsanlar dünyada aşk için yaşar

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı


Aşk olmayan insan gezer divane

Kendi perişandır gönlü virane

Bir anda hükmeder koca cihana

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı


Sevgi dolu gönül çiçekli daldır

Ana sütü gibi paktır helaldir

Hem çok mübarek hem de kutsaldır

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı


Fikret âşık olan aşkı anmalı

Her daim kendi âşık sanmalı

Âşık olan bu üç aşka yanmalı

Mevla aşkı vatan aşkı yar aşkı





Yazının Devamı

GELMEZ DEME

Gelmez deme gelir senin de sıran

Tükenir fitilin söyünür çıran

Kader torbasından çekilir kuran

Felek kalburundan eler seni de


Gönlüm gam deryası ağlar yaşından

Bir gün içeceksin ecel tasından

Gün gelir feleğin tabancasından

Çıkan yağlı kurşun deler seni de


Karabasan gibi çöker üstüne

Hayat zahirini döker üstüne

Bu koca dünyayı yıkar üstüne

Ecel defterinden siler seni de


İstersen paşa ol istersen ağa

Azrail düşürür bir gün tuzağa

Doğduğunda belediğin toprağa

Fikret bir gün gelir beler seni de

Yazının Devamı

YOKLUK

YOKLUK


Bir anadan gardaş gibi

Bırakmaz yokluk yakamı

Askerden arkadaş gibi

Bırakmaz yokluk yakamı


Bir kaşık su ile boğdu

Beni Vatanımdan kovdu

Sanki benim ile doğdu

Bırakmaz yokluk yakamı


Hep kul etti beni kula

Beni buldu bula bula

Sattı beni üç beş pula

Bırakmaz yokluk yakamı


Hasret koydu yavrulara

Nakavt etti vura vura

Bir türlü vermedi ara

Bırakmaz yokluk yakamı


Fikret derki benim mi suç

Yaka yırtık delik pabuç

Ne yapsam değişmez sonuç

Bırakmaz yokluk yakamı

Yazının Devamı

YOKLUK

Bir anadan gardaş gibi

Bırakmaz yokluk yakamı

Askerden arkadaş gibi

Bırakmaz yokluk yakamı


Bir kaşık su ile boğdu

Beni Vatanımdan kovdu

Sanki benim ile doğdu

Bırakmaz yokluk yakamı


Hep kul etti beni kula

Beni buldu bula bula

Sattı beni üç beş pula

Bırakmaz yokluk yakamı


Hasret koydu yavrulara

Nakavt etti vura vura

Bir türlü vermedi ara

Bırakmaz yokluk yakamı


Fikret derki benim mi suç

Yaka yırtık delik pabuç

Ne yapsam değişmez sonuç

Bırakmaz yokluk yakamıHaber Detayı

Yazının Devamı

ATATÜRK’E BORÇLUSUN


Atatürk’e küfür eden gerici

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun

Ya yunan doğardın ya da Rus piçi

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


Onun sayesinde kıldığın namaz

Gerçek Müslümana dil uzatılmaz

Seni gidi takiyeci düzenbaz

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


Savaştı cephede kurtuldu vatan

Binlerce şehit var kefensiz yatan

Ey sahte bezirgân din alıp satan

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


Sütü bozuk ise eğer bir insan

Geçmişine sahip çıkmaz bir zaman

Türk olmasan olur muydun Müslüman

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


Atatürk ve silah arkadaşları

Çok zor kazandılar bu savaşları

Onlar vatan için koydu başları

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


O hep ilerdeydi yürürdü önde

Doğu batı güney kuzey her yönde

Sakın ha unutma ey Fikret sende

Türklüğünü Atatürk’e borçlusun


Yazının Devamı

HAKİKAT SIRRI

        HAKİKAT SIRRI


Ne nasihat dinler nede uslanır

Hakikat sırına ermeyen âşık 

Ne aşka tabidir ne yolu tanır

Muhabbet gülünü dermeyen âşık 


Bu yolda ömrünce çeksede çile

Anlatsa halini gelmezki dile

Âlim olsa bile yine nafile

Kendini ilime vermeyen âşık 


Ömür boyu yaşar ölücesine

Çokbilmişlik satar velicesine

Aşamaz dağları delicesine

Ferhat’ın gürzünü görmeyen âşık


Fikret’in dünyada bitmiyor işi

Çorba yerken bile kırılır dişi

Bir hayvandan farklı olmaz gidişi

İnsanlık yoluna girmeyen âşık

Yazının Devamı

KARIŞTIM

KARIŞTIM


Matem diyarında umut köyünde

Çoklardan vazgeçtim aza karıştım

Gelinsiz damatsız garip düğünde

Sevgiden pay aldım naza karıştım


Hiç uğruna yüreğimden vuruldum

Koza oldum ipek gibi sarıldım

Yağmur ile yağdım estim duruldum

Bulutsuz havada toza karıştım


He mi dünde hem bu günde yarında

Cezamı ödedim aşkın darında

Hiç gözüm olmadı dünya varında

Çoğa meyletmedim aza karıştım


Fikret der kokusuz gül neye yarar

Ördeği olmayan göl neye yarar

Rüzgâra savrulan kül neye yarar

Kor ateş içinde buza karıştım




Yazının Devamı

BİLGEDİR KADIN

        BİLGEDİR KADIN 


Bütün kâinatı insanda gören, 

Bunca güçlüklere göğsünü geren, 

Namusu uğruna canını veren, 

Her türlü belaya gölgedir kadın. 

Başı dik, onurlu, bilgedir kadın.


Yıllar yılı hor görüldü her çağda, 

Gerekse şehirde gerekse dağda, 

Ekinde, çapada, tarlada, bağda, 

Her türlü cefaya gölgedir kadın. 

Başı dik, onurlu, bilgedir kadın.


Yavrusuna candan sarılan ana, 

Sokak ortasında vurulan ana, 

Ekinde, çapada yorulan ana, 

Her türlü cefaya gölgedir kadın. 

Başı dik, onurlu, bilgedir kadın.


Asla gözleri yok dünya varında, 

Söz sahibi olmalılar yarında, 

Hayatın tüm yükü omuzlarında, 

Her türlü cefaya gölgedir kadın. 

Başı dik, onurlu, bilgedir kadın. 


Okuyanda her maharet var olur, 

Onlarsız bir dünya bize dar olur, 

Anaların bastığı yer nur olur, 

Her türlü cefaya gölgedir kadın. 

Başı dik, onurlu, bilgedir kadın. 


Sebep ne bu çağda geri kalsınlar, 

Her mevkide yerlerini alsınlar, 

Doktor, savcı, hâkim, bakan olsunlar 

Her türlü cefaya gölgedir kadın. 

Başı dik, onurlu, bilgedir kadın. 


Düşün kafanı yor gerçeklere er, 

Her yerde göğsünü eyledi siper, 

Ancak yobazlığa okuyan dur der, 

Her türlü cefaya gölgedir kadın. 

Başı dik, onurlu, bilgedir kadın. 


Fikret der yarimiz, ana, bacımız, 

Dinmelidir bir an önce acımız, 

Analardır başta altın tacımız, 

Her türlü cefaya gölgedir kadın. 

Başı dik, onurlu, bilgedir kadın. 




Yazının Devamı

HAKİKAT SIRRI

        HAKİKAT SIRRI


Ne nasihat dinler nede uslanır

Hakikat sırına ermeyen âşık 

Ne aşka tabidir ne yolu tanır

Muhabbet gülünü dermeyen âşık 


Bu yolda ömrünce çeksede çile

Anlatsa halini gelmezki dile

Âlim olsa bile yine nafile

Kendini ilime vermeyen âşık 


Ömür boyu yaşar ölücesine

Çokbilmişlik satar velice sine

Aşamaz dağları delicesine

Ferhat’ın gürzünü görmeyen âşık


Fikretin dünyada bitmiyor işi

Çorba yerken bile kırılır dişi

Bir hayvandan farklı olmaz gidişi

İnsanlık yoluna girmeyen âşık







Yazının Devamı

DEH DEH DEH

DEH DEH DEH

Avrupa birliği bekle sen bizi 

İnanın ki gerçekten özledik sizi

Yetiş peşimizden takipet izi

Hadi yürü deh deh topal eşeğim

Yastığım yorganım birde döşeğim


Açılsın kapılar varıp girelim

Rüşvet isterlerse hemen verelim

Gezip Avrupa’yı devran sürelim

Hadi yürü deh deh topal eşeğim

Yastığım yorganım birde döşeğim


Aldık hem vizeyi hem pasaportu

Çıkardık şalvarı giyindik şortu

Birazcık rahvan ol bekleme martı

Haydi, yürü deh deh topal eşeğim

Yastığım yorganım birde döşeğim


Fikret der yaşamım biraz hırpani

Bıraktım tarlaya kırık tırpanı

Her gün fazla fazla verdim arpanı

Hadi yürü deh deh topal eşeğim

Yastığım yorganım birde döşeğim.

Yazının Devamı

BENZETTİM

BENZETTİM

Gül cemalin şemsi kamer misali

Kaşlarını Zülfikar’a benzettim

Arasam cihanı yoktur emsali

Endamını nazlı yâre benzettim


Sevda göllerine derin dalmışsın

Âşıklar bezminde yerin almışsın

Cennette huriden örnek almışsın

Yüzlerini Gülizar’a benzettim


Dönde seyredeyim ne olur biraz

Yüzüne baktıkça eylerim niyaz

Sanki gün görmemiş süt gibi beyaz

Gerdanını taze kara benzettim


Al mendili Fikret iyin terini

Batır bu sineme gamzelerini

Has bahçende yeten meyvelerini

Ayvaya turunca nara benzettim

Yazının Devamı

DAVA

DAVA


Tüm ahali köye dargın

Şehre nasıl varılacak

Kanun eski kadı yorgun

Dava nasıl görülecek 


Bizim dava kutsal dava

Emek ucuz can bedava 

Demir çoktan geldi tava

Çeliğe su verilecek 


Ayaklarda yırtık çarık

Eller çatlak taban yarık

Öküz hasta saban kırık

Tarla nasıl sürülecek 


Her günümüz dünden yaslı

Nedir beyler işin aslı

Doktor üzgün neşter paslı 

Yara nasıl sarılacak 


Her mevkide türlü yalan

Hep bize mi bunca plan

Her kaynakta kobra yılan 

Sular nasıl durulacak


Umudunu kesme Fikret

Dayan biraz daha sabret

Devran böyle gitmez elbet

Hak divanı kurulacak.


Yazının Devamı

DAVAM

DAVAM


Kimseyle hesabım yoktur

Benim davam nefsim ile

Ne lokmanı nede doktor

Benim davam nefsim ile


Sahip oldum ele dile

İncitmedim bile bile

Kimseye yapmadım hile

Benim davam nefsim ile


Çektim nice belasını

Yendim benlik alasını

Yıktım kibir kalesini

Benim davam nefsim ile


Ne eskim var nede yenim

Bir gün toprak olur tenim

Madem ben Fikret Dikmen’im

Benim davam nefsim ile

Yazının Devamı

KÜFREDER

Rüzgarlı havada acemi kaptan

Yelken açar döner yele küfreder

İtibarı bitip düşünce çaptan

Hatasına bakmaz ele küfreder


İster erkek olsun isterse dişi

Baştan seviyorsa eğer bir işi

Bendini kavice yapmayan kişi

Boz bulanık akan sele küfreder


Kendisiyle bile olmaz barışık

Aklı darmadağın fikri karışık

Sazı çalamayan acemi aşık

Akorttan anlamaz tele küfreder


Yüzü kara aynalara bakamaz

Bir ocağı bile düzgün yakamaz

Ateşi beğenmez küle küfreder


Asla değer vermez alın terine

Koyar kendisini adam yerine

Fikret ne demeli böylelerine

Dikeni var diye güle küfreder

Yazının Devamı

ÖMÜR BOYUNCA

Gönlümü dost için derviş eyledim

Şala güvenmedim ömür boyunca

Nice deniz derya umman boyadım

Sala güvenmedim ömür boyunca


Hiç kimsenin arkasından atmadım

Helal kazancıma haram katmadım

Çıkar için onurumu satmadım

Yala güvenmedim ömür boyunca


Kibirden sıyrıldı kinden arındım

Bütün canlılara aynı göründüm

Tabiatta yedi renge büründüm

Ala güvenmedim ömür boyunca


Göstermelik için namazlar kılan 

Asalak geçinip emeği çalan 

Arısız kovansız şekersiz olan

Bala güvenmedim ömür boyunca


Fikret ne ağam var ne de efendim

Haramdan tarafa dönmedi bendim

Hırsı dizginledim tamahı yendim

Mala güvenmedim ömür boyunca


Yazının Devamı

SOY HELE



Milletin malı deniz

Yeyip oldunuz semiz

Yemeyen aptal keriz

Ye hele soysuz ye hele

De hele zalım de hele


Halka simitle çaylar

Karşı çıkanı paylar

Bizlere gecekondu

Size sırça saraylar

Bah hele buna bah hele

Yuhala gardaş yuhala hele


Beylere ballı börek

Dayanmaz buna yürek

Fakire tuzsuz çörek

Dayılara ihale ihale soysuz hele 

Yuhala gardaş yuhala hele 


Cehenneme canınız

Şişiyor cüzdanınız

Taşlaşmış vicdanınız

Vah hele zalim vah hele

Ya hele zalim ya hele


Kâbuslu uykuları

Bulandırır suları

Kutulara doları

Kohele hırsız koy hele 

Ah hele arsız şu hale


Yara her gün kanıyor

Sizi herkes tanıyor

Vatandaş utanıyor

Şu hale haksız şu hale

Ya hele haksız ya hele


Kuvvet dedi tabana

Kurt dost oldu çobana

Döndük kara sabana 

Dah hele gardaş dah hele

Hoh hele gardaş hoh hele


Fos çıktı reçetesi

Gine kesmiyor sesi

Yağma soygun çetesi

Şu hale bakın şu hale

Bu hale  bakın bu hale


Harcadılar fonları

Çaldılar milyonları

Nasıl olur sonları

Tuh hele nursuz tuh hele

Tehele nursuz tehele


Doldurdular boşları

Kuruttular yaşları

Vur başına taşları

Ah hele halkım ah hele

Eh hele halkım eh hele


Kazık büyüdü boy boy

Ne ırk kaldı nede soy

Bir daha bunlara oy

Yo hele halkım yo hele

De hele halkım de hele


Elbet bu millet yaman

Kahraman mı kahraman

Hele gelsin o zaman 

Bi hele halkım bi hele

Ki hele halkım ki hele


Her mevkide  yalancı

Her bölgede plancı

Her köşede dilenci

Peh hele halkım peh hele

Tüh hele halkım tüh hele


Görende adam sanır

Deli olsa uslanır

İnsan biraz utanır

Tu hele size tu hele


Yazının Devamı

EKMEK ELDEN

Şiş göbek kalın boyun

Duyun ey beyler duyun

Bu oyun nasıl oyun

Yeyin ha beyler yeyin

Doyun ha beyler doyun


Hiç üstünde durmayın

Nerden diye sormayın

Yaramızı sarmayın

Yeyin ha beyler yeyin

Doyun ha beyler doyun


Yapın sarayı hanı

Düşünmen garibanı

Çıksın fakirin canı

Ekmek elden su gölden

Yeyin ha beyler yeyin

Doyun ha beyler doyun


Dolu çıksın kuranız

Yazı gelsin turanız

Kabarmaz faturanız

Yeyin ha beyler yeyin

Doyun ha beyler doyun


Yeyip oldunuz semiz

Kirli olur mu temiz

Milletin malı deniz

Yeyin ha beyler yeyin

Doyun ha beyle doyun

Yazının Devamı

BENİM GİBİ SENDE

Benim gibi sevda çeker

Sevdiğinden ayrılanlar

Çaresizce boyun büker

Sevdiğinden ayrılanlar


Gözleri kurumaz yaştan

Haber bekler uçan kuştan

Kesilir ekmekten aştan

Sevdiğinden ayrılanlar


Hep düşünür kara kara

Dili varmaz intizara

Ölmeden girer mezara

Sevdiğinden ayrılanlar


Yaşlar dolar gözlerine

Çile ekler kederine

Sitem eder kaderine

Sevdiğinden ayrılanlar


Fikret der ki benim gibi

Aşk derdinin yok tabibi

Olur, gizli dert sahibi

Sevdiğinden ayrılalar

Yazının Devamı

YETİŞEMEDİM

İnciler takardı beyaz gerdana

Sebep neydi gelemedik yan yana

Gülistana seyran eyledik ama

Bülbüller misali ötüşemedik


Ne beraber olduk nede kavuştuk

Sevdamızı bir yalana değiştik

Kaş göz ile işmar ettik seviştik

Bir türlü el ele tutuşamadık


Aşkımızı satırlara yükledik

Sevdamıza sevdaları ekledik

Yıllar boyu özlem ile bekledik

Umut kervanına katışamadık


Fikret der istese kurbandı canım

Tutuştu aşkıyla yandı her yanım

Duydum göç eylemiş nazlı cananım

Bir türlü peşinden yetişemedik


Yazının Devamı

MUSTAFA KEMALCE

Anadolu’m çakmak çakmak

Çakar Mustafa Kemalce

Özgürlüğün ışığını 

Yakar Mustafa Kemalce


Yıllarca vermeden ara

Karanlığı yara yara

Irmak gibi deryalara

Akar Mustafa Kemalce


Bükerek çelik telleri

Aşarız nice belleri

Tüm setleri engelleri

Yıkar Mustafa Kemalce


Siler gönüller pasını

Sevince katar yasını

İstiklal madalyasını

Takar Mustafa Kemalce


Yalanı yok gerçek sözlü

Milletine güler yüzlü

Sarı saçlı mavi gözlü

Bakar Mustafa Kemalce


Fikret der bu millet yaman

Hele gelsin bir o zaman

Nice binlerce kahraman

Çıkar Mustafa Kemalce


Yazının Devamı

MUHABBET HARCI

Erenlerin divanında aşk ile

Muhabbet harcını karmaya geldik

İnsanı kâmilden aldık haberi

Kim iyi kim kötü sormaya geldik


Derviş kuşağını doladık bele

Umut türküsünü yükledik tele

İnsanlık aşkıyla verip ele ele

Dostun yarasını sarmaya geldik


Her satırda gizli elbet bu mana

Kalmasın kavlimiz ahdi âmâna

Ölümsüz mekâna sonsuz zamana

Aşkın saatini kurmaya geldik


Fikret der ki haklıları kayırıp

Tellal edip dört bir yana duyurup

Sabır süzgecinden çekip ayırıp

Bulup kılı kırka yarmaya geldik


Yazının Devamı

KOR DÜŞTÜ

              KOR DÜŞTÜ


Bir türlü dinmiyor gönlümün yası

Ne kadar yalvarsan olmaz faydası

Başımda dönüyor eski sevdası

Her andıkça yüreğime kor düştü


Sevda kitabını açtım okudum

Aşkımızı kilimlere dokudum

Garip kalmış bülbül gibi şakıdım

Talihime figan ile zar düştü


Çok dilek diledim kabul olmadı

Bir gün olur hak yerini bulmadı

Yalvardım Mevla’ya çilem dolmadı

Genç yaşımda saçlarıma kar düştü


Madem baştan belli idi niyetin

Ayrılığın derdi ölümden çetin

En sonunda bu kısmetsiz Fikret’in

Kaderine bir vefasız yar düştü


Yazının Devamı

ÜNÜ VEYSELİN

Gönül incitmezdi hatır yıkmazdı

Gerçeğe bir zaman karşı çıkmadı

Hiçbir kula ayrı gayrı bakmazdı

Barışa dönüktü yönü Veysel’in


Sözünde görmedi asla sakınca

Tabiat saklıydı her an bakınca

Atamıza içli ağıt yakınca

Duyuldu dünyaya ünü Veysel’in


Sanat dünyasına karışmasıyla

Bütün insanlıkla barışmasıyla

Sıvas’ta âşıklar yarışmasıyla

Bir anda açıldı önü Veysel’in


Niceler sözünden alırdı payı

Dalmadan geçerdi ırmağı çayı

Gönül gözü ile gördü Dünyayı

Asla kararmadı günü Veysel’in


İnsana güvendi her bir selamı

Nasihat verirdi her bir kelamı

Elinde bastonla gezdi âlemi

Yarına çıkardı dünü Veysel’in


Türküler söyledi şiirler yazdı

Olanca serveti söz ile sazdı

Her canı severdi ırk ayırmazdı

Kimseye olmadı kini Veysel’in


……. Fikret der ki bal akardı virdinden

Hile gelmez âşıkların merdinden

Şikâyet etmezdi hiçbir derdinden

Yarına umuttu dünü Veysel’in


Yazının Devamı

KÜFÜR SAYAR

KÜFÜR SAYAR


Doğru sözü küfür sayar 

Eğri söze bel bağlayan

Sır verirsen ele yayar

Kör şeytana el bağlayan


El davulu çala çala

Zehir katar tatlı bala

Öğüt versen gelmez yola

Kör cahile dil bağlayan


Türlü hayallere dalar

Öç öğün avucun yalar

Şeytanın sazını çalar

Sarp kayaya tel bağlayan


Fikret günü yıla ekler

Üç gün yaşar kelebekler

Ömür boyu bahar bekler

Kuru dala gül bağlayan

Yazının Devamı

NE GEREK



Ne gerek var nazlım bu kadar naza

Seni  sevdiğimin  farkında mısın 

Geldim eşiğine durdum niyaza

Seni  sevdiğimin  farkında mısın 


Bunca sevgimizi hiçe saymadan 

Sırımızı yadellere yaymadan

Aşkımızı hiç kimseler duymadan

Seni sevdiğimin farkında mısın 


Arada hatırla o tenha yeri

Ben asla konuşmam ileri geri

Aklımız ereli küçükten beri

Seni sevdiğimin farkında mısın 


Sensizliğe zor dayanır bu yürek

Bizde eller gibi murada erek

Alem duysun gizlemeye ne gerek

Seni sevdiğimin farkında mısın 


Girmesin araya bir kara kedi

Benim için kimler sana ne dedi

Fikretin yari ol ezel ebedi

Seni sevdiğimin farkında mısın


Yazının Devamı

YETER DÜNYA


Sekiz milyar insana yeterde artar dünya

Dilerim gerçek olur gördüğümüz bu rüya 

Haset nefret kin kibir insana zarar güya

Cömertlik ve hoş görü gönüllere dolmalı

Şiarımız dünyada sevgi barış olmalı


Gönül umman gibidir girmesini bilene

Kemde güzel görünür görmesini bilene

Menzilin sonu hoştur ermesini bilene

Cömertlik ve hoş görü gönüllere dolmalı

Şiarımız dünyada sevgi barış olmalı


Sarılırız can cana beraber her zeminde

Her can eşit sayılır muhabbetin deminde

Eğrilere yer olmaz erenlerim ceminde

Cömertlik ve hoş görü gönüllere dolmalı

Şiarımız dünyada sevgi barış olmalı


Coşkun seller misali kalp den kalbe akarız

Bilimin ışığını gece gündüz yakarız

Yetmiş iki millete aynı gözle bakarız

Cömertlik ve hoş görü gönüllere dolmalı

Şiarımız dünyada sevgi barış olmalı


Nefsini ıslah eyle yaratanın aşkına

Eğer insanım dersen kol kanat ger düşküne

Elinden geldiğince yardım eyle düşküne

Cömertlik ve hoş görü gönüllere dolmalı

Şiarımız dünyada sevgi barış olmalı


Sakın elden bırakma özveri tevazuyu

İnsanları sevmektir insanın güzel huyu

Bulandırma ne olur akan bu duru suyu

Cömertlik ve hoş görü gönüllere dolmalı

Şiarımız dünyada sevgi barış olmalı

Yazının Devamı

OLMAZ MI ?

 


Söyle küskün müsün nazlı cananım

Bir kere halimi sorsan olmaz mı?

Yüreğim yaralı akıyor kanım

Açtığın yarayı sarsan olmaz mı?


Bu sevdayı sardın benim başıma

Zehir kattın ekmeğime aşıma

Bir tenhada çıkıversen karşıma

Kolların boynuma sarsan olmaz mı?


Alların üstüne kara bağlama

Pişman olup yüreğini dağlama

Ben ölürsem ardım sıra ağlama

Verdiğin ikrarda dursan olmaz mı?


Beni böyle perperişan koyupda 

Sensiz benim saniyem kayıp da

Arada fikreti hatırlayıpda

Verdiğin ikrarda dursan olmaz mı?                       

Yazının Devamı

KAZAN AŞIKTIR


Her aşık kendine aşık demesin

Aşkın kitabını yazan aşıktır

Helalden söz edip haram yemesin

Haksızı taşlayıp kızan aşıktır


Her saniye vicdanını yoklayıp

Ekmeğine karıp terin koklayıp

Göz yaşını yüreğinde saklayıp

Katreden umma sızan aşıktır


Özünden sözünden ayrı kalmadan

Yetimin yoksulun hakkın çalmadan

Ömür boyu usanmadan yılmadan

İnsanlık yolunda tozan aşıktır


Fikret yolum elbet bilimce fence

Ozanlar hep böyle olmalı bence

Nefsini öldürüp ölmeden önce

Kendi mezarını kazan aşıktır

Yazının Devamı

GÜLDÜRMEYİZ




Asla mervanın dölünü

Kendimize güldürmeyiz

Has bahçenin has gülünü 

Biz cahile yoldurmayız


Kibirin tek zerresinden

Hal bilmezin deresinden

Namertlerin çeşmesinden

Kabımızı doldurmayız


Sevgi ummanına daldık

Akıp bendimize dolduk

Kamillere dâhil olduk

Boş laflara aldırmayız


Kâbe saydık dört bir yanı

Özden sevdik her insanı

Hakkın yarattığı canı

Hak adına öldürmeyiz


Döktük alın terimizi

Eğdirmedik serimizi

Fikret der ki sırımızı

Namertlere bildirmeyiz

Yazının Devamı

DEVRAN BÖYLE



Bu ne acayip bir devran

Döner durur başımızda

Bizi gözler böyle her an

Genç ihtiyar yaşımızda


Seneler kesat senenden

Hiç dönmüyor bunca giden

Anlamadım bilmem neden

Ağımı var aşımızda


Kimse kimseyi aramaz

Hasta halini soramaz

Gün gelir işe yaramaz

Dolumuzda boşumuzda


Kimler demiş kimler duymuş

Kimi de zamana uymuş

Fikret der ki sefil baykuş

Öter mezar mezar taşımızda

Yazının Devamı

AKIL ERMEZ




Kapılmışız hayaline düşüne

Takılmışız bir ömürün peşine

Akıl ermez bu dünyanın işine

Kimi meyhanede kimi mescitte


Kimisi libasa şala bürünür

Kimisi ekmeğe ekmek dürünür

Kimi yılan gibi yerde sürünün

Kimi Şam da gezer kimi de Hint’te


Kimisi göz dikmiş yıldıza aya

Kimi sessiz yatar girmiş hizaya

Kimisi el atmış göğe fezaya

Kimi yer altında kimi bin fitte


Kimisi yok yere Fikret’e çatar

Kimi dükkân açmış matahın satar

Kimi suçsuz yere yıllarca yatar

Kimisi kürektir kimi tecritte

Yazının Devamı

DİYEMEDİ



Perişan halimden bir gün bilmedi

Mendiliyle gözyaşımı silmedi

Umut verdi ama ardı gelmedi

Bağımda gülümü der diyemedi


Nolurdu değseydi elime eli

Sevdasına düşer olurdum deli

Belli bir kötüden yanmıştı dili

Benimle murada er diyemedi


Dedim madem böyle geldik yan yana

Sevişelim sarılalım can cana

Taradı zülfünü döktü gerdana

Sırma saçlarımı ör diyemedi


Fikret in gözüne indi bir perde

Beni görür görmez düşürdü derde

Sarılıp boynuma bir tenha yerde

Gel yaklaş koynuma gir diyemedi




Yazının Devamı

MUHABBET SOFRASI

 

 

İnsana gerekli insanın hası

Lütfedip yanına varıldığında

Gönüllere muhabbetin sofrası

Sohbete doyulmaz kurulduğunda

 

İnsan sevdiğinden hilemi sezer

Seven sevdiğiyle beraber gezer

Cennetin bağına girmişe benzer

Yârin hanesine varıldığında

 

Canlar niyaz saf olur elbet

Rakipler duyarsa laf olur elbet

Sevenin günahı af olur elbet

Kollar sevdiğine sarıldığında

 

Fikret kaderine sitemin nedir

Girmeyi bilene gönül kabedir

Kurşun yarasından tehlikelidir

Kişi kem söz ile vurulduğunda

 

 

Yazının Devamı

PINAR 

 

 

Bir hışımla yükseklerden çağlayıp

Neden deli deli akarsın pınar

Âşıkların yüreğini dağlayıp

Kereme döndürüp yakarsın pınar

 

Hiç değer vermedin halden anlara

Ezelden sevdaya susayanlara

Sana hayran kalan nice canlara

Can alıcı gözle bakarsın pınar

 

Gönül şehrim yıkık ören misali

Yağdın estin tozdun boran misali

Seni seven kalbi viran misali

Neden acımadan yıkarsın pınar

 

Sevdan kolay kolay gitmez serimden

Kokun ölmedikçe çıkmaz terimden

Kılcal damarımdan iliklerimden

Canımı cımbızla sökersin pınar

 

Kurudu dudağım geldim yanına

Bir buse ver şifa gelsin canıma

Muhannetlik yakışır mı şanına

Doyulmaz tadın var şekersin pınar

 

Bu gönlüm şad olsun bir umut ver de

Perişan halimi gözünle gör de

Biçare fikreti gördüğün yerde

Neden hatırını yıkarsın pınar

 

Yazının Devamı

YAZDIM ADINI

 

 

Bülbüllerden habersizce

Güllere yazdım adını

Duyulsun diyerek tezce

Dillere yazdım adını

 

Selamım sana hediye

Alınca sormadın niye

Kokunu getirsin diye

Yellere yazdım adını

 

Hüzünde kederde gamda

Sırası gelmişken tamda

Perde perde bağlamamda

Tellere yazdım adını

 

Fikret ağlayıp güldükçe

Sevenler kıymet bildikçe

Kerem aklıma geldikçe

Küllere yazdım adını

 

             26/ 12/ 2022

Yazının Devamı

USANDIM BEN

 

 

Anadolu bozkırında

Geze geze usandım ben

Yoksulluğun denizinde 

Yüze yüze usandım ben

 

Dertlerim indi derine

Yoksulluk çöktü serime

Çilemi gam defterime

Yaza yaza usandım ben

 

Boşa geçirdim ömrümü 

Gören var mı güldüğümü

Yoksulluğun düğümünü

Çöze çöze usandım ben

 

Fikret der ki düştüm dara

Talihim bahtımdan kara

Hayırsız sahte dostlara 

Kıza kıza usandım ben

 

Yazının Devamı

YAZIK DEĞİL Mİ ?

 

 

Çile mihnet dert içinde yüzüyor

Yoksula garibe fakire yazıktır

Yoğurdu üflüyor suyu süzüyor

Yediği lokması kuru azıktır

 

Her seçimde kürsülerden gürleyip

Sülaleyi mumya gibi sırlayıp

Tüyü bitmedik yetimleri horlayıp

Hakkını çalanın sütü bozuktur

 

Bizi her zam çarkında ezdiren

Ekmek için diyar diyar gezdiren

Bu milleti hayatından bezdiren

Vatandaşa attığınız kazıktır

 

Günümüz ayımız yılımız yaslı

Çıkarla menfaat bu işin aslı

Vicdanlar taşlaşmış yürekler paslı 

Fikret bu beylere bundan Kızık’tır

Yazının Devamı

ÂLEM AĞLADI

 

 

 

Derdimi deftere yazmak istedim

Kâğıt isyan etti kalem ağladı

Kara kaderimi bozmak istedim

Dilimden dökülen kelam ağladı

 

Gülistan bezettim bülbül ötemdi

Şansım bana küstü yaver gitmedi

Yâre nağme yazdım kabul etmedi

Mektup geri geldi selam ağladı

 

Fikret pişman olup dönecek derken

Bir lokma ekmeği beraber yerken

O hayırsız çektiğime gülerken

Talihim yan çizdi çilem ağladı

 

 

Yazının Devamı

EMEĞİN BOŞA

 

 

 

Gün olur düşersen dara

Halden bilen bir dost ara

Temeli çürük duvara

Taş koyma emeğin boşa

 

Fayda vermez bunca çaba

Çektiğin her çile caba

Kalaysız bakır bir kaba

Aş koyma emeğin boşa

 

Candan dostu bas bağrına

Kulak tıkama çağrıma

Halden bilmeyen uğruna

Baş koyma emeğin boşa

 

Bak bu Fikret in sözüne

Ateş düşürme özüne

Ağlayıp iki gözüne

Yaş koyma emeğin boşa

 

 

 

 

 

 

 

Yazının Devamı

SOYMAYIN NOLUR

 

 

 

 

Ne bir murat aldım ne de gün gördüm

Ne gönlüm şad oldu ne sefa sürdüm

Ben kendi başıma çorabı ördüm

Adımı dillere yaymayın nolur

 

Ben bu dertten ölür isem kazara

Eşe dosta geldi deyin nazara

Götürün böylece koyun mezara

Üstümden elbisem soymayın nolur

 

Yarım kaldı bu dünyada muradım

Halden bilen sadık bir dost aradım

Bir garip haydarım söylenir adım

Beni öldü diye saymayın nolur

 

 

Yazının Devamı

KADER TALİH

 

 

Kader talih çile sözü bir etti

Çöktüler üstüme çarem kesildi

Kahırlı sözleri cana kar etti

Çöktüler üstüme çarem kesildi

 

Bir tuttu ellerimi bağladı

Biri tuttu dillerimi bağladı

Biri tuttu kollarımı bağladı

Çöktüler üstüme çarem kesildi

 

Siteme  başladı damarım kandan

Kesildi imkânım bıktım bu candan

Karabasan gibi üçü bir yandan

Çöktüler üstüme çarem kesildi

 

Fikret im derdimi dökemiyorum

Kimseye boynumu bükemiyorum

Takatim kalmadı çekemiyorum

Çöktüler üstüme çarem kesildi

 

 

 

 

Yazının Devamı

ÖĞRENDE GEL

 

 

Ey sevgili nazlı cana

Sevmesini öğren de gel

Sıkı sıkı sarıl bana

 Sevmesini öğren de gel

 

Dersini al bir sevenden

Hep uzak dur sevmeyenden

Gel güzelim kaçma benden

Sevmesini öğren 

 

Daha toysun acemisin

Acep kimden aldın esin

Büllere benzer sesin

Daha toysun acemisin

 

Fikret bekler zamanını

Sav başından dumanını

Oku aşkın romanını

Sevmesini öğren de gel

                                                                                           

 

 

 

 

 

 

Yazının Devamı

SEVGİ SAYGI

 

 

 

Kara düşüncenin karanlığını

Aydınlatan sevgi saygı hoşgörü

Köhne cehaletin viranlığını

Aydınlatan sevgi saygı hoşgörü

 

Sevgi lokmasını canlarla yiyen

Bir harf öğretene köleyim diyen

Bilim ışığını dünyaya yayan

Aydınlatan sevgi saygı hoşgörü

 

Hakkı hakikati gerçek bilerek

İnsanın yüzüne daim gülerek

Kara cehaleti kökten silerek

Aydınlatan sevgi saygı hoşgörü

 

Marifeti gergef gibi işleyen

Yarınları özlem ile düşleyen

Gönüllere özgürlüğü aşlayan

Aydınlatan sevgi saygı hoşgörü

 

Sürüp geldi erenlerin izini

Doğruluktan ayırmadı gözünü

İnsan-ı kâmilin gerçek özünü

Aydınlatan sevgi saygı hoşgörü

 

Fikret der okursan âlim olursun

Noktadan virgülden hisse alırsın

Her ne arar isen onda bulursun

Aydınlatan sevgi saygı hoşgörü

 

 

 

 

Yazının Devamı

MARTAVAL

 

 

Kerkenez serçeden dersini almış

Yarasa geceden uyumuş kalmış

Pire koca fili sırtına almış

Of demeden Kaf dağına götürmüş

 

Kaplumbağa ekvatora varınca

Nerde benim evim diye sorunca

Koca gergedanı iki karınca

İki dakikada yemiş bitirmiş

 

Erkek deve altı bortlak bortlamış

Mesli memiş mezarında hortlamış

Kanarya kartalı almış sırtlamış

Okyanusun ortasına batırmış

 

Hurilerle iş pişirdi huriye

Ere kaçmış seksen beşlik dürüye

Kurtlar çoban olmuş sanal sürüye

Koyunları bir argaca yatırmış

 

Deli derviş bir ses duymuş derinden

Şeytan bıkmış perilerin şerrinden

Yaşlı Yasin kalkamazken yerinden

Erciyes’in zirvesine oturmuş

 

Fikret derki bu şiir bir martaval

Maymun ispinoza veriyor maval

Mandalar dallarda çalarken kaval

Meğerse doğuran yavru katırmış

Yazının Devamı

BİLESİN

Hatası var ise yüzüne söyler

Dost dostun ardından atmaz bilesin

Muhabbet insanı kem sözü neyler

Kelamına yalan katmaz bilesin

 

Gönlü boldur hem yetinir az ile

Aklının ucundan hiç geçmez hile

Bütün sermayesi kar olsa bile

Her pazarda matah satmaz bilesin

 

Âlim in halinden cahil ne anlar

Sevgiyi taç eden ne güzel canlar

Olgunluğa eren kâmil insanlar

İnsan kaşını çatmaz bilesin

 

Kimseye benzemez fikre tin huyu

Asla bulandırmaz akan bir suyu

Mert uykusuz kalsa geceler boyu

Namert döşeğinde yatmaz bilesin

 

Yazının Devamı

BAL EYLERİZ EYLERİZ

 

 

Edep erkân yol eyleriz

Kimseye yok minnetimiz

Muhabbeti bal eyleriz

Dünya olur cennetimiz

 

Biz insanız diye diye diye

Bağlandık aşka sevgiye

Hor bakmayız hiç kimseye

İnsan sevmek sünnetimiz

 

Ne uzakta ne yakında

Sevgimiz aşina kında

Erenlerin dergâhında

Elbet vardır hizmetimiz

 

Fikret der ki sözüm size

Kini koyman kalbinize

Şükür eylen rabbinize

Her bir dane nimetimiz

Yazının Devamı

BAKİ DEĞİLDİR ELBETTE

 

 

Hiçbir şey dünyada baki değildir

Böyle gitmez devran döner zamanla

Garipleri giydir yoksul sevindir

Başındaki boran diner zamanla

 

Ne kadar yaşasan o sana kardır

Kalbi fesatlara bu dünya dardır

Her işin bir sonu bir başı vardır

Yanan ateş bir gün söner zamanla

 

Sevene uzaklar olurmuş yakın

Daima vakurca tavrını takın

Kanadım var diye güvenme sakın

Yüksek uçan yâre iner zamanla

 

Fikret der ki hatır gönül yıkanlar

Servete aldanıp yoldan çıkanlar

İnsanlara tepelerden bakanlar

Bir gün cansız ata biner zamanla

 

Yazının Devamı

AŞKINA YANDIĞIM

 

 

Aşkına yandığım nazlı cananım

Nolur gül yüzünü benden gizleme

Ben sana küçükten sevdalananım

Yüreğimi ateşlerde közleme

 

Bilen var mı bu sevdanın gizini

Pişman olup dövüyorsa dizini

Yıllar oldu bulamadım izini

Yürek mi dayanır böyle özleme

 

Gözümden gitmiyor biran hayali

Deli oldum haberini duyalı

Beni böyle per perişan koyalı

Kendin ettin kendin buldun sızlama

 

Meğer ne zorumuş bu aşkın derdi

Ne bir haber saldı ne bir söz verdi

Fikret derki yaralarım baş verdi

Birde sen vurup da bari yüzleme

Yazının Devamı

AŞK DİVANI

 

 

 

Dokunmayın bana yüreğim yanık

Kimsede yok bu derdimin dermanı

Aşkın divanına olmuşum sanık

Boynumda asılı idam fermanı

 

Bir sevdiğim vardı o da terk etti

Olanca umudum böylece yitti

Çok emekler çektim hep boşa gitti

Savurmadan yele verdim harmanı

 

Gün görmedim senesinden yılından

Az çekmedim acı tatlı dilinden

Doladı ipini keçi kılından

Felek her gün eğiriyor kirmanı

 

Kar yağdırdın bu Fikret’in dağına

Ateş attın yüreğimin yağına

Bir fidan ekmedin umut bağıma

Yaktın gittin içimdeki ormanı

 

 

Yazının Devamı

ASLA GAM YEMEM

 

 

Güzel olan güzel satar çalımı

Gece gündüz bekler yârin yolunu

Sevdi diye kanadımı kolumu 

Yedi yerden kırsalar da gam yemem

 

Ayrılık derdine bulunmaz çare

Sarar yüreğimi gam pare pare

Doya doya sarılaydım o yâre

Diyar diyar sürseler de gam yemem

 

Sevda mektebinde çok yaptım deney

İfademi anlatayım peyderpey

Güzel sevmek suç olduysa hâkim bey

Müebbetti verseler de gam yemem

 

Yüzünde gamzesi gerdanda beni

Dünyalara değişemem ben seni

Al yatır koynuna Fikret Dikmen’i

Sabahına  vursalar da gam yemem

 

Yazının Devamı

ARSIZCA

Göğü deldik oksijeni bitirdik

Aval aval bakıyoruz arsızca

Elimizle sonumuzu getirdik

Bir meçhule akıyoruz arsızca

 

Çok istedik gidemedik efese

Yorgun düştük kaldık nefes nefese

Bülbülleri koyduk telli kafese

Karga gibi şakıyoruz arsızca

 

Ne cetvel tanıdık ne de üçgeni

Çizgilerle dair böldük ekseni

Kenara bıraktık ilimi fen i

Tommıks teksas okuyoruz arsızca

 

Böyle yaratığa denir mi insan

Yeşile hunharca kıyar mı insan

Bu nasıl bir ahlak bu nasıl vicdan

Ormanları yakıyoruz arsızca

 

Fikret der ki yılan gibi sürünüp

Şeytan ama insan gibi görünüp

Hayasızca her kisveye bürünüp

Boynumuza takıyoruz arsızca

 

Yazının Devamı

AKIL ERMEZ

 

 

 

Kapılmışız hayaline düşüne

Takılmışız bir ömürün peşine

Akıl ermez bu dünyanın işine

Kimi meyhanede kimi mescitte

 

Kimisi libasa şala bürünür

Kimisi ekmeğe ekmek dürünür

Kimi yılan gibi yerde sürünür

Kimi Şam da gezer kimi de Hint’te

 

Kimisi göz dikmiş yıldıza aya

Kimi sessiz yatar girmiş hizaya

Kimisi el atmış göğe fezaya

Kimi yer altında kimi bin fitte

 

Kimisi yok yere Fikret’e çatar

Kimi dükkân açmış matahın satar

Kimi suçsuz yere yıllarca yatar

Kimisi kürektir kimi tecritte

Yazının Devamı

KURABİLSEYDİK

Bu evren içinde dostça yaşardık 

Haksızlığa karşı durabilseydik

Dağları devirir beller aşardık

Eşitçe bir düzen kurabilseydik

 

Beyazın yerini almazdı kara

Vicdanın önünü kesmezdi para

Sevgiyle bakardık tüm insanlara

Nefsimize kilit vurabilseydik

 

İnsanlık bu kadar dibe vurmazdı

Dost dostun yoluna tuzak kurmazdı

Cahiller âlime karşı durmazdı

Zulmün zincirini kırabilseydik

 

Göğe darılmazdı bulutlarımız

Mayınla dolmazdı hudutlarımız

Askıda kalmazdı umutlarımız

Sevgi diyarına varabilseydik

 

Düşünüp çalışıp aklı selimle

Elin oğlu aya çıktı bilimle

İnceleyip araştırıp ilimle

Keşke kılı kırka yarabilseydik

 

Çağlayıp coşsaydı akarsuyumuz

Değişmezdi ahlakımız huyumuz

Yolumuza kazılmazdı kuyumuz

Umudun harcını karabilseydik

 

Fikret der ki kim ne bulmuş şerlikte 

Kurtulmamız düzenlikte dirlikte

Neşter vurup beraberce birlikte

Kanayan yarayı sarabilseydik.

 

Yazının Devamı
Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır Dada Medya
Web Tasarım - Sosyal Medya Yönetimi - Reklam Ajansı - Video Çekim - Grafik Tasarım - Niğde Ajans