Doğruluk dediğin dost kapısıdır
Aşk ile çalıp ta girene kurban
İkilik kalplerde nefret pasıdır
Fark edip gözüyle görene kurban
Doğruluk gönülde sonsuz hazine
Zerre kadar kir getirmez mazine
Ömür boyu gerçeklerin izine
İnsanlık sırrına erene kurban
Kişiye özeldir kendi ameli
İnsana aynadır kendi cemali
Aşk ile arayan bulur kemali
Güçlüğe göğsünü gerene kurban
Mertlik meclisinde hile yapmadan
Paraya şöhrete mala tapmadan
Fedakâr şekilde yoldan sapmadan
Dostluğun izini sürene kurban
Sabırla her meyve olur demişler
Haklılar hakkını alır demişler
Eğriler belasın bulur demişler
Varını dost için serene kurban
Fikret der daima dik dursun başın
Helalce olmalı sofranda aşın
Haksıza karşı dur çatılsın kaşın
Dostluğun ağını örene kurban.
Doğu batı güney kuzey dolaştım
Derman diyen hastalara ilaçtım
Her canlıya yüreğimde yol açtım
Nedense kimseye yaranamadım
Kimisi yoluma kuyular kazdı
Kimisi hakkımda yalanlar yazdı
Kime iylik etsem kudurdu azdı
Nedense kimseye yaranamadım
Şaştım kaldım insanların işine
Düşündükçe sızı indi dişime
Kefil olduklarım düştü peşime
Nedense kimseye yaranamadım
Araya menfaat girince hele
Daire çiziyor cetveller bile
Can kardeşin dahi düşünür hile
Nedense kimseye yaranamadım
Bu koca alemde yalınız kaldım
Ne gönlüm şad oldu ne murad aldım
Kime iyilik etsem kötülük buldum
Nedense kimseye yaranamadım
Fikret bazen hırpalandım dövüldüm
Ne bir taltif gördüm nede övüldüm
Gıyabıma ara sıra sövüldüm
Nedense kimseye yaranamadım
Bahçıvanım gülistanı beklerim
Gül alana gül satarım bedava
Allı morlu türlü türlü renklerim
Tül alana tül satarım bedava
Erenlerin gönlündedir otağım
Bu dünyadan çektim elim eteğim
Bin bir çiçek ile dolu peteğim
Bal alana bal satarım bedava
Hakka hakikate bağlıdır özüm
Dünyanın varında olmadı gözüm
Hoştur muhabbetim tatlıdır sözüm
Dil alana dil satarım bedava
Fikret der ki bel bağlamam paraya
Meyletmedim tartı ile daraya
Perde çektim benliğimle araya
Pul alana pul satarım bedava
Yazının DevamıYola giden yolcu gardaş
Yola vefasızlık etme
Yeşile açarak savaş
Dala vefasızlık etme
Cahilin sözüne uyup
Kültürüne etme ayıp
Arıları hiçe sayıp
Bala vefasızlık etme
Eş olma aklı şaşkına
Sen yardım eyle düşküne
Ulu yaradan aşkına
Kula vefasızlık etme
Her dakika her saniye
Bilmem bu inadın niye
Bir dikenli çalı diye
Güle vefasızlık etme
Düşün hemen verme karar
İkilikten gelir zarar
El emeği göz nuru var
Çula vefasızlık etme
Fikret nasıl edeceksin
Malı mülkü nideceksin
Üzerinde gideceksin
Sala vefasızlık etme
Bağlamaya kelepçeler takmayın
Saçma sapan türküleri yakmayın
Hatır kırıp gönülleri yıkamayın
Perde çekmen gözünüze âşıklar
Eğer ki yeriniz yer değil ise
Yüzünü sürdüğün pir değil ise
Özünüz sözünüz bir değil ise
Kimse düşmez izinize âşıklar
Kâmilim diyenler sözünü bilse
Gündüzler gecenin izini silse
Yediğiniz lokma helal değilse
Bir gün durur dizinize âşıklar
Fikret der zalime rakip değilsen
Boşa yara sarma tabip değilsen
Ele dile bele sahip değilsen
Tükürürler yüzünüze âşıklar
Bu dünyada insanoğlu var mıydı?
Âdem baba ile Havva gelmeden
Hiç kimsenin bilmediği sır mıydı?
Habil’le kabile dava gelmeden
Gün güne eklenir hafta ay olur
Hak lokması cümle cana pay olur
Boşa gider emeklerin zay olur
Demir dövülür mü tava gelmeden
Fikret der ki her can buna alışmaz
Mantık yürümeden fikir oluşmaz
Aklı yitik gezer zekâ çalışmaz
İnsanın beynine cıva gelmeden