İnsanlık meydanı işte bu meydan
Söylenecek sözü olan buyursun
Özgürlük aşkıyla yanıp tutuşan
Yüreğinde közü olan buyursun
Selam eyleyelim güneşe aya
Sevgi kazanına çalalım maya
Herkes yüreğini koysun ortaya
Bu sofrada tuzu olan buyursun
Kulak verip erenlerin sesine
Hiç kimse demesin neyin nesine
Bir lokma bir hırka dermişçesine
Yaşamakta gözü olan buyursun
Fikret der özüyle barışan gelsin
Bizim safımıza karışan gelsin
Hakikat yolunda yarışan gelsin
Dost yolunda izi olan buyursun
Bana ettiğine bin pişman olup
Saçını başını yolsun ağlasın
Susuz güller gibi sararıp solup
Viran bahçe gibi kalsın ağlasın
Durgun akan su yükseğe çağlamaz
Gayri ne yapsa da beni bağlamaz
Atasözü kendi düşen ağlamaz
Gözlerine kan yaş dolsun ağlasın
Uzattım nedense tutmadı elim
Yıkılsın diyemem kökün temelin
İntizar etmeye varmıyor dilim
Mevla dan belasın bulsun ağlasın
Fikret im düşemem peşine gayri
İstemem girmesin düşüme gayri
Dünyada karışmam işine gayri
Kendi oynasın kendi çalsın ağlasın
Yazının DevamıMisafirim gönlündeki köşküne
Kadir Mevlam yardım eder düşküne
Ali ile Muhammedin aşkına
Aç kapıyı nazlı yarim gireyim
Revamı ettiğin gel insaf eyle
Beni mecnun ettin sende ol Leyla
İnsan sevdiğine eder mi böyle
Aç kapıyı nazlı yarim gireyim
Leblerin bal olmuş yanağın şeker
Seven sevdiğinin cevrini çeker
Aşkınla gözlerim kanlı yaş döker
Aç kapıyı nazlı yarim gireyim
Kurban olam bu cefayı gel etme
Beni yakıp ateşlere kül etme
Kul Fikret’ i yad ellere kul etme
Aç kapıyı nazlı yarim gireyim
El âlemin telaşından sana ne
Sen kendi derdine yan deli gönül
Bel bağlama muhannetin balına
Gel yağsız çorbana ban deli gönül
Dört günlük dünyada gönlünce yaşa
Ne gelir bilinmez sağ olan başa
Uyma kör cahile tutarlar taşa
Senin kendini paşasan deli gönül
Riyakâr kulların sözüne kanma
Her yüze güleni vefalı sanma
Daima hatır say bencil davranma
Seveni minnetle an deli gönül
Fikret artık yaş kemale erişti
Saçlarım ağardı yüzük kırıştı
Dizlerim tutmuyor yüzüm buruştu
Artık yaklaşıyor son deli gönül.
Gel aldanma dünya denen faniye
Bu kadar bencillik bilmem ki niye
Ömürden götürür geçen saniye
Ne kalır geriye iyilikten başka
Gördüğün ne ise işte o anlık
Fayda vermez en sonunda pişmanlık
Her şeyin üstünde yüce insanlık
Ne kalır geriye iyilikten başka
İnsan yetinmeli bazı azınan
Gezmemeli cakayınanpozunan
Ömür geçer baharınanyazınan
Ne kalır geriye iyilikten başka
Boş ver be hey Fikret takma kafana
Yetim hakkı doldurmadım küfeme
Sende sarılırsın bir top kefene
Ne kalır geriye iyilikten başka
Arz edeyim sana hallerim nice
Bizi elinen bir tutma vekil bey
Gözlüğün üstünden bakıp öylece
Nolur kaşlarını çatma vekil bey
Bu koltuk edebi kalır belleme
Çok çabucak geçer inan beş sene
Bugün çok işim var yarın gel deme
Nolur beni baştan atma vekil bey
Unutma sen eşin ile dostunu
Biran önce doldurup da testini
Nasıl olsa attım deyip postunu
Yan gelip meclis de yatma vekil bey
Gerçek arıyorsan Atatürkçü yol
Olur olmaz şeye konuşma bol bol
Kolla vatanını milliyetçi ol
Yurdu yabancıya satma vekil bey
Seçimden seçime gelme köylere
Meclis den göz dikme bizim reylere
Köyde ağa şehirdeki beylere
Onlarla bizi bir tutma vekil bey
Kendimize vekil ettik biz seni
Ankara’ya nakil ettik biz seni
Bilmem nerden akıl ettik biz seni
Sakın bizi sen unutma vekil bey