Gönül incitmezdi hatır yıkmazdı
Gerçeğe bir zaman karşı çıkmadı
Hiçbir kula ayrı gayrı bakmazdı
Barışa dönüktü yönü Veysel’in
Sözünde görmedi asla sakınca
Tabiat saklıydı her an bakınca
Atamıza içli ağıt yakınca
Duyuldu dünyaya ünü Veysel’in
Sanat dünyasına karışmasıyla
Bütün insanlıkla barışmasıyla
Sıvas’ta âşıklar yarışmasıyla
Bir anda açıldı önü Veysel’in
Niceler sözünden alırdı payı
Dalmadan geçerdi ırmağı çayı
Gönül gözü ile gördü Dünyayı
Asla kararmadı günü Veysel’in
İnsana güvendi her bir selamı
Nasihat verirdi her bir kelamı
Elinde bastonla gezdi âlemi
Yarına çıkardı dünü Veysel’in
Türküler söyledi şiirler yazdı
Olanca serveti söz ile sazdı
Her canı severdi ırk ayırmazdı
Kimseye olmadı kini Veysel’in
……. Fikret der ki bal akardı virdinden
Hile gelmez âşıkların merdinden
Şikâyet etmezdi hiçbir derdinden
Yarına umuttu dünü Veysel’in
Bu dünyada insanoğlu var mıydı?
Âdem baba ile Havva gelmeden
Hiç kimsenin bilmediği sır mıydı?
Habil’le kabile dava gelmeden
Gün güne eklenir hafta ay olur
Hak lokması cümle cana pay olur
Boşa gider emeklerin zay olur
Demir dövülür mü tava gelmeden
Fikret der ki her can buna alışmaz
Mantık yürümeden fikir oluşmaz
Aklı yitik gezer zekâ çalışmaz
İnsanın beynine cıva gelmeden
Güzel olan güzel satar çalımı
Gece gündüz bekler yârin yolunu
Sevdi diye kanadımı kolumu
Yedi yerden kırsalar da gam yemem
Ayrılık derdine bulunmaz çare
Sarar yüreğimi gam pare pare
Doya doya sarılaydım o yâre
Diyar diyar sürseler de gam yemem
Sevda mektebinde çok yaptım deney
İfademi anlatayım peyderpey
Güzel sevmek suç olduysa hâkim bey
Müebbetti verseler de gam yemem
Yüzünde gamzesi gerdanda beni
Dünyalara değişemem ben seni
Al yatır koynuna Fikret dikmeni
Sabahına vursalar da gam yemem
Menzili iyi seç hedefi gözet
Gitmek ister isen yol çesit çeşit
Sevgi bahçesini çiçekle bezet
Koklamak istersen gül çeşit çeşit
Kalbini arındır şüpheden şekten
Ele kusurunu ince elekten
Arı nektar toplar bin bir çiçekten
Derde derman olan bal çeşit çeşit
Gerçek arif olan kul hakkı yemez
Erenler sırına kimseye demez
Hiç birisi birsine benzemez
Yaradan yaratmış kul çeşit çeşit
İnsanın ziyası dışına vurur
Bilgelerde olmaz kibirle gurur
İlkbahar gelince çiçeğe durur
Meyveye dönüşür dal çeşit çeşit
Fikret im bir kula kazmadım kuyu
Onurla yaşadım bir ömür boyu
Kimseye benzemez kimsenin huyu
Hareket davranış hal çeşit çesit.
Bir türlü işine aklım ermiyor
Yanımda gezerken göremediğim
Şimdi bana küsmüş selam vermiyor
Gizli sırlarına eremediğim
El atıp tuttuğum dalımdın benim
Sevda peteğimde balımdın benim
Daha yeni açmış gülümdün benim
Bir türlü elimle deremediğim
Yaradan özenmiş özel yaratmış
Mayasına şeker ile bal katmış
Saçlarını yadellere taratmış
Teli kopar diye taramadığım
Fikret’im dünyadan candan beziyor
O yarin hasreti bağrım eziyor
Bana nispet ellerinen geziyor
Koynunda yatıp da saramadığım
Bir kul iken neden kula kul olduk
Her gelen çiğnedi tozlu yol olduk
Altına benzerdik şimdi pul olduk
Başa bela yoksulluğun elinden
Asker olduk alaylara katıldık
Ağalara aylıkçılar tutulduk
Köle olduk diyar diyar satılık
Başa bela yoksulluğun elinden
Irgat olduk yıllar yılı çalıştık
Kader gibi fakirliğe alıştık
Çile minnet dert seline karıştık
Başa bela yoksulluğun elinden
Suçumuz neydi nettik neyledik
Bildiğimiz neyse onu söyledik
Ekmeği ekmeğe katık eyledik
Başa bela yoksulluğun elinden
Hep bizi mi buldu çile meşakkat
Gün güne artıyor derdimiz kat kat
Bize zindan oldu çekilmez hayat
Başa bela yoksulluğun elinden
Bir gün tok yaşarsak bir gün açız
İnsanın değeri ucuz mu ucuz
Emek icradadır canımız haciz
Başa bela yoksulluğun elinden
Uyan Fikret aç gözünü beri bak
Yarınlar bugünden olacaktır ak
Ağaya patrona olmuşuz uşak
Başa bela yoksulluğun elinden