Milletin malı deniz
Yeyip oldunuz semiz
Yemeyen aptal keriz
Ye hele soysuz ye hele
De hele zalım de hele
Halka simitle çaylar
Karşı çıkanı paylar
Bizlere gecekondu
Size sırça saraylar
Bah hele buna bah hele
Yuhala gardaş yuhala hele
Beylere ballı börek
Dayanmaz buna yürek
Fakire tuzsuz çörek
Dayılara ihale ihale soysuz hele
Yuhala gardaş yuhala hele
Cehenneme canınız
Şişiyor cüzdanınız
Taşlaşmış vicdanınız
Vah hele zalim vah hele
Ya hele zalim ya hele
Kâbuslu uykuları
Bulandırır suları
Kutulara doları
Kohele hırsız koy hele
Ah hele arsız şu hale
Yara her gün kanıyor
Sizi herkes tanıyor
Vatandaş utanıyor
Şu hale haksız şu hale
Ya hele haksız ya hele
Kuvvet dedi tabana
Kurt dost oldu çobana
Döndük kara sabana
Dah hele gardaş dah hele
Hoh hele gardaş hoh hele
Fos çıktı reçetesi
Gine kesmiyor sesi
Yağma soygun çetesi
Şu hale bakın şu hale
Bu hale bakın bu hale
Harcadılar fonları
Çaldılar milyonları
Nasıl olur sonları
Tuh hele nursuz tuh hele
Tehele nursuz tehele
Doldurdular boşları
Kuruttular yaşları
Vur başına taşları
Ah hele halkım ah hele
Eh hele halkım eh hele
Kazık büyüdü boy boy
Ne ırk kaldı nede soy
Bir daha bunlara oy
Yo hele halkım yo hele
De hele halkım de hele
Elbet bu millet yaman
Kahraman mı kahraman
Hele gelsin o zaman
Bi hele halkım bi hele
Ki hele halkım ki hele
Her mevkide yalancı
Her bölgede plancı
Her köşede dilenci
Peh hele halkım peh hele
Tüh hele halkım tüh hele
Görende adam sanır
Deli olsa uslanır
İnsan biraz utanır
Tu hele size tu hele
Yola giden yolcu gardaş
Yola vefasızlık etme
Yeşile açarak savaş
Dala vefasızlık etme
Cahilin sözüne uyup
Kültürüne etme ayıp
Arıları hiçe sayıp
Bala vefasızlık etme
Eş olma aklı şaşkına
Sen yardım eyle düşküne
Ulu yaradan aşkına
Kula vefasızlık etme
Her dakika her saniye
Bilmem bu inadın niye
Bir dikenli çalı diye
Güle vefasızlık etme
Düşün hemen verme karar
İkilikten gelir zarar
El emeği göz nuru var
Çula vefasızlık etme
Fikret nasıl edeceksin
Malı mülkü nideceksin
Üzerinde gideceksin
Sala vefasızlık etme
Bağlamaya kelepçeler takmayın
Saçma sapan türküleri yakmayın
Hatır kırıp gönülleri yıkamayın
Perde çekmen gözünüze âşıklar
Eğer ki yeriniz yer değil ise
Yüzünü sürdüğün pir değil ise
Özünüz sözünüz bir değil ise
Kimse düşmez izinize âşıklar
Kâmilim diyenler sözünü bilse
Gündüzler gecenin izini silse
Yediğiniz lokma helal değilse
Bir gün durur dizinize âşıklar
Fikret der zalime rakip değilsen
Boşa yara sarma tabip değilsen
Ele dile bele sahip değilsen
Tükürürler yüzünüze âşıklar
Bu dünyada insanoğlu var mıydı?
Âdem baba ile Havva gelmeden
Hiç kimsenin bilmediği sır mıydı?
Habil’le kabile dava gelmeden
Gün güne eklenir hafta ay olur
Hak lokması cümle cana pay olur
Boşa gider emeklerin zay olur
Demir dövülür mü tava gelmeden
Fikret der ki her can buna alışmaz
Mantık yürümeden fikir oluşmaz
Aklı yitik gezer zekâ çalışmaz
İnsanın beynine cıva gelmeden
Güzel olan güzel satar çalımı
Gece gündüz bekler yârin yolunu
Sevdi diye kanadımı kolumu
Yedi yerden kırsalar da gam yemem
Ayrılık derdine bulunmaz çare
Sarar yüreğimi gam pare pare
Doya doya sarılaydım o yâre
Diyar diyar sürseler de gam yemem
Sevda mektebinde çok yaptım deney
İfademi anlatayım peyderpey
Güzel sevmek suç olduysa hâkim bey
Müebbetti verseler de gam yemem
Yüzünde gamzesi gerdanda beni
Dünyalara değişemem ben seni
Al yatır koynuna Fikret dikmeni
Sabahına vursalar da gam yemem
Menzili iyi seç hedefi gözet
Gitmek ister isen yol çesit çeşit
Sevgi bahçesini çiçekle bezet
Koklamak istersen gül çeşit çeşit
Kalbini arındır şüpheden şekten
Ele kusurunu ince elekten
Arı nektar toplar bin bir çiçekten
Derde derman olan bal çeşit çeşit
Gerçek arif olan kul hakkı yemez
Erenler sırına kimseye demez
Hiç birisi birsine benzemez
Yaradan yaratmış kul çeşit çeşit
İnsanın ziyası dışına vurur
Bilgelerde olmaz kibirle gurur
İlkbahar gelince çiçeğe durur
Meyveye dönüşür dal çeşit çeşit
Fikret im bir kula kazmadım kuyu
Onurla yaşadım bir ömür boyu
Kimseye benzemez kimsenin huyu
Hareket davranış hal çeşit çesit.