DEH DEH DEH
Avrupa birliği bekle sen bizi
İnanın ki gerçekten özledik sizi
Yetiş peşimizden takipet izi
Hadi yürü deh deh topal eşeğim
Yastığım yorganım birde döşeğim
Açılsın kapılar varıp girelim
Rüşvet isterlerse hemen verelim
Gezip Avrupa’yı devran sürelim
Hadi yürü deh deh topal eşeğim
Yastığım yorganım birde döşeğim
Aldık hem vizeyi hem pasaportu
Çıkardık şalvarı giyindik şortu
Birazcık rahvan ol bekleme martı
Haydi, yürü deh deh topal eşeğim
Yastığım yorganım birde döşeğim
Fikret der yaşamım biraz hırpani
Bıraktım tarlaya kırık tırpanı
Her gün fazla fazla verdim arpanı
Hadi yürü deh deh topal eşeğim
Yastığım yorganım birde döşeğim.
Bir kul iken neden kula kul olduk
Her gelen çiğnedi tozlu yol olduk
Altına benzerdik şimdi pul olduk
Başa bela yoksulluğun elinden
Asker olduk alaylara katıldık
Ağalara aylıkçılar tutulduk
Köle olduk diyar diyar satılık
Başa bela yoksulluğun elinden
Irgat olduk yıllar yılı çalıştık
Kader gibi fakirliğe alıştık
Çile minnet dert seline karıştık
Başa bela yoksulluğun elinden
Suçumuz neydi nettik neyledik
Bildiğimiz neyse onu söyledik
Ekmeği ekmeğe katık eyledik
Başa bela yoksulluğun elinden
Hep bizi mi buldu çile meşakkat
Gün güne artıyor derdimiz kat kat
Bize zindan oldu çekilmez hayat
Başa bela yoksulluğun elinden
Bir gün tok yaşarsak bir gün açız
İnsanın değeri ucuz mu ucuz
Emek icradadır canımız haciz
Başa bela yoksulluğun elinden
Uyan Fikret aç gözünü beri bak
Yarınlar bugünden olacaktır ak
Ağaya patrona olmuşuz uşak
Başa bela yoksulluğun elinden
Biter bu kin bu düşmanlık
O bilince varabilsek
Nefes alır tüm insanlık
Sözümüzde durabilsek
Çiçeklerin solmadığı
Savaşların olmadığı
İnsanların ölmediği
Bir dünyayı kurabilsek
Sevmekten gelir mi zarar
Öfke nefret neye yarar
Düşünerek verip karar
Kılı kırka yarabilsek
Kâinatı cem eyleyip
Özümüzü dem eyleyip
Sevgileri em eyleyip
Yaraları sarabilsek
Emeklerin hak olduğu
Karınların tok olduğu
Düşmanlığın yok olduğu
Beş kıtayı sorabilsek
Fikret sözüm anlayana
Çok zor mu gelmek yan yana
Cennete bedel cihana
Sevgi harcı karabilsek
Nazlı yarim naza çekme kendini
Güzel olanlarda olur mu gurur
Zannetme ki senden başka güzel yok
Gör analar ne güzeller doğurur
Kaşların hilâldir gözlerin ceylan
Beni mest eyledin ey güzel canan
Bir gece yanında olaydım mihman
Belki kara toprak erken çağırır
Nolursun sevdiğim olma bikarar
Aşıkdan maşuka olur mu zarar
Yoksa benden başka sevdiğin mi var
Gerçek aşık olan sözünde durur
Aşığın meramı aşık olmaktır
Arayıp da sevdiğini bulmaktır
Fikret’in arzusu senin olmaktır
Elin açar Mevla’sına yalvarır
Kıbleniz dolardır kabeniz batı
Bu nasıl bir vicdan taştan da katı
Sürün sırtımızdan siz saltanatı
Her musaya göre asa yaptınız
Ajanlar taktınız peşlerimize
Yaşamak girmedi düşlerimize
Akıl fikir ermez işlerinize
Kendinize göre yasa yaptınız
Her gün dert kaynıyor ocağımızda
Çileler dağ gibi kucağımızda
Hevesimiz kaldı kursağınızda
Bize her sevinci tasa yaptınız
Her gün bağrımızı oklamak için
Olanı milletten saklamak için
Kara paraları aklamak için
Zulalara gizli kasa yaptınız
Çilesini derde gama eklerken
Kıt kanaat geçimini denklerken
Emekli kuyrukta ekmek beklerken
Yardımı Tunus’a Fas’a yaptınız
Yaptırdınız hamamları hanları
Attınız zindana suçsuz canları
Fikret der yoksulu garibanları
Çiğneyip ezdiniz posa yaptınız.
Sevenler sözünde durur
Kalleşler arkadan vurur
Vefasız olan unutur
Kalbimdesin unutamam
Kıskanırlar sevgimizi
Derindir bu aşkın izi
Kimse ayıramaz bizi
Kalbimdesin unutamam
El sözüne kanmayalım
Ateşlere yanmayalım
Ayrılığı anmayalım
Kalbimdesin unutamam
Fikret ikrarını güder
Canını canana adar
Mezara girene kadar
Kalbimdesin unutamam