yandex
NİĞDE KAZANDIKLARINI DA KAYBEDİYOR..! | Ali Osman SAYIN | Köşe Yazıları | Niğde Anadolu Haber
  • DOLAR
    38,5580
    %0,31
  • EURO
    43,5555
    %0,11
  • G. Altın
    4.023,86
    %0,51
  • Ç. Altın
    6.483,07
    %0,00
  • BIST
    9.225
    0
  • BITCOIN
    97,023.521
    0
  • ETHEREUM
    1,848.914
    0.25
  • DOLAR
    38,5580
    %0,31
  • EURO
    43,5555
    %0,11
  • G. Altın
    4.023,86
    %0,51
  • Ç. Altın
    6.483,07
    %0,00
  • BIST
    9.225
    0
  • BITCOIN
    97,023.521
    0
  • ETHEREUM
    1,848.914
    0.25
Ali Osman SAYIN

NİĞDE KAZANDIKLARINI DA KAYBEDİYOR..!

: 08-04-2025

Susamak ile susmak 

Çok benzerdir; 

Birinde dilin, 

Diğerinde yüreğin kurur 

                            Hz. Mevlana 

Pandora’nın Kutusu 

Sinan Sunman


 Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne kadar birçok özel sektör işletmesi ile devlet kurumunu kaybettik. 1989-1990 yılında iller idaresini bir düzenlemesi ile iki il doğuran Niğde her fırsatta budanmaya beldelerini kaybetmeye devam etti. Son olarak Aksaray sınırında Niğde’ye bağlı olan Bekârlar ve Sofular beldeleri de bir referandum sonucunda Aksaray iline bağlandılar. 

Bu ayrılık dört milletvekili çıkarması beklenen Niğde’yi siyasi arenada üç milletvekili ile temsil noktasına taşıdı. Bu beldelerin Aksaray iline bağlanması ile bu il dört milletvekili çıkarmayı hak etti.

Ayrıca bu coğrafi küçülme jeotermal bir göl olan Narlı Göl’ün kullanımı açısından hukuki problemler doğurdu, yargı sonuçta Aksaray ve Niğde illerinin bu gölden müşterek yararlanabileceklerini karar altına aldı. 

1950’li 1960’lı yıllarda Hıdırlık Mevkiindeki topçu birliği Niğde’den taşındı. Kimse “Neden bu birlik Niğde’den alınıyor” diye sormadı. O gün, bugün en küçük bir çaba dahi ortaya konulmadı. 

1932’de faaliyete geçen Ulukışla-Kayseri Demiryolu hattının yapımı ile yük ve yolcu taşımacılığının önemli bir üssü olan Niğde, Hızlı Tren Projesi’nin dışına itildi. Hâlbuki alt yapısıyla, üst yapısıyla 95 yıldır hizmet veren demiryolu maliyetsiz bir şekilde hızlı tren seferlerine de açılabilecekken Kayseri-Nevşehir-Aksaray illeri bu projenin içine alındı. Bundan böyle hızlı treni kullanmak isteyen Niğdeliler Aksaray, Nevşehir, Kayseri illerine gidip oradan Türkiye’nin dört bir köşesine seyahat edecekler. Dönüşlerinde de bu üç ilden birinin istasyonuna inip bir araç bulup Niğde’ye gelebilecekler. 

1970’li yıllarda kurulan Niğde Devlet İstatistik İl Müdürlüğü kapatıldı. Daha sonra 2010’lu yıllarda Nevşehir’de Türkiye İstatistik Kurumu ( TÜİK ) Bölge Müdürlüğü olarak yeniden faaliyete başladı. Niğde’nin istatistik verilerini Nevşehir gerçekleştirmektedir. 

Bir il düşünün kendisinden yıllar önce doğan, Nevşehir’den havayolu hizmeti, doğalgaz hizmeti ve istatistik verileri hizmetini almaktadır. Niğde ili küçülmeye, kan kaybetmeye devam ediyor, yoksullaşıyor ve göç veriyor. 

Bir kısım odalar, sivil toplum örgütleri, siyasi kadrolar buna sadece seyirci kalıyorlar. 

Ama sosyal medyada, gazetelerde, boy boy resimler, boy boy görüntüler, hiç bitmeyen ziyaretler, her fırsatta herkesin birbirine takdim ettiği plaketli günler yaşanıyor. Mütevazı açılış programlarına bile herkes eksiksiz iştirak ediyor, bir araya geliyor ama konu Niğde’nin sorunlarına gelince ne konuşan, ne yazan ne de bir masa etrafında toplanalım diyen yok.  

Niğde, bu kadar ilgisizliği, sahipsizliği, çaresizliği hak etmiyor. Bütün bu yukarıdaki metinde yer alan daha birçok soruna da yer veremediğimiz hüzünlü tablodan sıyrılarak Niğde’nin son günlerdeki gündemi şöyle,


Sarım Burma Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil edildi.

 

Sokak hayvanları için 50 dönümlük barınma merkezi yapımı gerçekleşiyor. 

            

Kemerhisar’da yeniden kazı çalışmaları için Bakanlık Niğde’yi mercek altına aldı. 


NİĞDE KALKINMADA ASKIDA MI!?...

                                                               


YAKLAŞIK 100 SENE ÖNCE 

SÖYLENMİŞ SÖZ 

GÜNÜMÜZÜ ÖZETLİYOR


JEOLOJİYİ DEPREMDEN SONRAKİ SABAH ÖĞRENİYORUZ 

                                    Ralp Walda Emerson 

                                    Dünya Uygarlıkları        

 Geçtiğimiz hafta İstanbul çevresinde 6.2’lik deprem ve artçılarından sonra, Kütahya Simav ile Elazığ illerinde yaşanan depremlerden hemen sonra özellikle merkez medya televizyonlarında yorum yapan uzmanlar önemli açıklamalar yaptılar. Yorumların merkezinde ise İstanbul yer aldı. İstanbul ve Türkiye 1999 depreminden beri deprem coğrafyasında yer alan ülkemizin en ciddi sorunuyla ilgili bugüne kadar alınacak tedbirler konusunda gündemde düzenli bir şekilde yer alamadı. Bunun sebebi siyaset kadrolarının bir türlü depreme dayanıklı imar çalışmalarına denetimlere ve dönüşümlere yeterince kaynak ve zaman ayırmamasından ileri gelmektedir. 

6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş depreminden etkilenen iller içerisinde yer alan Niğde, Ankara’dan yapılan açıklamalarda Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi kabul edilmişti. Evini, iş yerini ağır hasarlı olduğu için terk etmek zorunda kalan insanlarımız geçen uzun bir süreye rağmen mağduriyetlerine nasıl bir katkı ve destek verileceğini öğrenememektedirler. 

Avrupa Birliği Afet Fonu’ndan Türkiye’ye 6 Şubat depremine yönelik hibe desteği yapılacağı haberi gündeme gelmişti. Depremzedeler, bu destekten yararlanabilecek mi? İlin yöneticilerini açıklama yapmaya davet ediyoruz. Bir kere bile bilgilenmek adına bir toplantı yapılmamasından aranılıp sorulmamaktan kendilerini sahipsiz hissediyorlar. 

İDARE MAHKEMESİ KURULACAK MI? 

Bir yıl önce siyasi kadrolar Niğde’de de idare mahkemesi kurulacağını açıklamışlardı. Bu güne kadar bu konuda bir adım atıldı mı? Bir gelişme var mı? Bu açıklama gerçeğe dönüşecek mi? 

Niğde’den vatandaşlar idare mahkemesinden hizmet almak için yakın tarihte Aksaray’a açılan idare mahkemesine gidip gelmek zorunda kalmaktadırlar.

Bu ve buna benzer konular, sorunlar ortada kalmış iken insanlarımızın umutlarını, beklentilerini çözmek için gelecek nesilleri de düşünerek ilimizde bir kısım odalar, bir kısım sivil toplum kuruluşları ve siyaset çevrelerinden ses yok, hizmetler konusundaki rehavet gün geçtikçe daha da artıyor kimse başını kaldırıp “Bu il nereye gidiyor?” demiyor. Ama açılışlara, toplantılara katılanların sayısı kadar Niğde’nin sorunlarına ilgi gösteren, çözüm üreten insan sayısı ortada gözükmüyor. 

KÜLTÜR VE SANATTA DEV ADIM 

 Niğdeli devlet adamı, şair, romancı Ebubekir Hazım Tepeyran anısına her yıl düzenlenecek olan kültür ve sanat ödülleri kapsamında bu yıl ulusal çapta hikâye yarışması düzenlendi. Yarışmaya 419 katılımcı, serbest konulu hikâyeleri ile iştirak etmiş olup son başvuru tarihi 15 Nisan’da sona erdi. 

Tepeyran’ın akrabası önceki Kültür Müdürü Alper Lütfi Göncü’nün girişimleri ile Niğde Valisi Cahit Çelik himayesinde düzenlenen yarışmanın, genişletilmiş seçici kurulun değerlendirmesinden sonra finale kalan eserler yazarlardan oluşan yürütme kurulunca incelenip ödüle layık görülenler ilan edilecek. 29 Mayıs 2025 tarihinde Niğde’de yapılacak törenle ödüller sahipler ile buluşacaktır. 

Ebubekir Hazım Tepeyran’ın ülke ve uluslararası çapta tanıtılması amacıyla düzenlenip geleneksel hale getirilecek kültür ve sanat ödülleri her yıl farklı bir dalda sanatseverlerle buluşacaktır. 

Niğde Valisi Cahit Çelik, bir açıklamasında Kemal Ümmi Mevlevihanesi’nin bakıma alınacağını ve tarihi önemine uygun bir hale getirileceğini açıkladı.  

Yazının Devamı

NİĞDE’YE OTUZ YIL SONRA HAVA LİMANI DEĞİL HAVA KAMPÜSÜ...!

ÖYLE BİR TOPLUM OLDUK Kİ 

BİRBİRİMİZİ ELEŞTİRMEKTEN, YARGILAMAKTAN

SEVGİ VE SAYGIYA VAKİT BULAMIYORUZ 



  1995 yılından itibaren gündemde olan ama ilgisizlik, takipsizlik ve yetersizlikten dolayı Niğde ölçekli illere bile havaalanı yapılırken merhum Sağlık Bakanı Eski Milletvekili Doğan Baran’dan başka hiç kimsenin katkı vermediği, ilgilenmediği, seyirci kaldığı proje devletin tozlu raflarından inmeye mi başladı?.. 


Özellikle son 3 yıldır sosyal medyada Gazeteci Dursun Suna ile yaptığım röportajlarda, son 3 aydır da Niğde Anadolu Haber Gazetesi’nde sık sık dile getirdiğimiz havaalanı birkaç gündür yerel basınımızda ve sosyal medyada “Hasret Sona Eriyor”, “Özlem Sona Eriyor” açıklamaları ile gündeme taşındı. Açıklamalarda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı ile yapılan görüşmeler sonucunda Niğde’ye havaalanı değil de Niğde Hava Kampüsü inşa edileceğini öğrenmiş bulunuyoruz. 


Açılımını yapacak olursak bu projede yolcu taşımacılığı olmayacak özel jetler, eğitim uçakları, serbest iniş kalkış yapabilecek denilerek projenin ilk etapta Antalya ve Niğde için düşünüldüğü açıklandı. Yani henüz bu gelişme düşünce aşamasında. 


Sayın Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Antalya Havaalanını yenilenip hizmete sunulan açılış töreninden önce yaptığı açıklamalarda yakın zamanda Yozgat iline ayrıca Gümüşhane ve Bayburt illerine ortak kullanıma sunulacak olan hava limanının yakın tarihte bitirileceğini açıkladı. Bahsi geçen havaalanları son 5 yıl içerisinde gündeme gelip gerekli resmi kararlar alınıp ihalesi gerçekleşip hizmete sunulacak noktaya geldi. Böylece Karadeniz’de de havaalanı kazanmayan il kalmamış oldu. Niğdeliler 30 yıl beklemelerine rağmen yolcu ulaşımını sağlayacak bir hava limanına kavuşamadı. 


Gündem bu şekilde gelişirken, gerçekleşmeyen projelerden Niğdeli sürekli her ile verilen hizmetlerin dışına itilmiştir. Tarımda IPARD, sanayide yeterli teşvik, ulaşımda hızlı trenden yararlanmaması için adeta karar vericiler özenle Niğde’yi ve Niğdelileri çok üzmüşlerdir. Bu anlayışın çoğu çevreler tarafından hizmetlerle ilgili yapılacak, edilecek laflarına itibar etmiyorlar ve güven problemi yaşıyorlar. 


 İlimizdeki bir kısım odalar, bir kısım sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve siyasi kadrolar acaba yeni gelişme yaşanan havaalanı ile gündemde hiç olamayan hızlı tren konusunda açıklama yapmayı düşünüyorlar mı? 


            Anadolu Haber Gazetesi’nin “Eksi 18’lik Afet “ başlığı altında yer verdiği haberi göz önüne getirerek tarımdaki insanımıza sahip çıkılarak yaraları sarılacak mı? 

Yazının Devamı

NİĞDE; KAYBEDEN İL…

Eski Niğde, Cumhuriyetin ilanından sonra Konya’ya bağlı sancak iken il statüsüne kavuştu. Bunun akabinde ilin dört bir yanında imar faaliyetleri başladı. Devlete ait resmi kurum binaları, kütüphane, postane ve halkevi gibi binalar inşa edildi. 

1932 yılında Kayseri -Ulukışla demiryolunun hizmete girmesiyle İstasyon Caddesi, şehrin giriş kapısı oldu ve ticaret hayatının kalbi burada atmaya başladı. 

1941 yılında Gebere Barajı yapıldı, bu baraj Cumhuriyet tarihinin taş dolgulu ikinci barajı unvanını kazandı. 

Niğde her zaman yatırım ve hizmetlerde buna özel sektör de dahil öncülük etmiş bir il konumundaydı. Bu dönemde büyüyen bir il olmuştur. Ne zaman 1954 yılında Nevşehir’in il olarak Niğde’den ayrılmasıyla şehrin gelişmesi durmuştur. 

İldeki gelişmenin takipçisi Niğde mebusu Faik Soylu’nun 1945 yılındaki vefatı ile duraklama dönemi başlamış, 1950 yılından itibaren gerileme dönemine girilmiştir. 

1989 yılında Aksaray’ın da Niğde’den ayrılmasıyla kabuğuna çekilen ilimiz 1992 yılında kurulan Üniversite’nin eğitim-öğretime başlamasıyla biraz hareketlenmeye neden olsa da şehir büyük projeler anlamında geri kalmıştır. 

Niğde -Ankara otoyolu da güzergâh olarak teknik anlamda coğrafi bir zorunluluk olmasa idi belki Niğde dışında başka bir güzergahla kaybedilen bir proje olarak kalabilirdi.

Yazımın başlangıcında merhum vekilimiz Faik Soylu’yu geniş anlatmamızın nedeni 1929 yılında Ecemiş Çayı, Gebere Barajı ve Çamardı’daki Totari Suyu hakkında dönemin Nafiye (Bayındırlık) Bakanlığı’na ilk girişimleri yapıp vefat edinceye kadar da bunun için çalışmıştır. Kendisini saygı ve minnetle anıyorum.

Merhum Soylu’nun bu güçlü öngörüsüne rağmen şimdi Türkiye’nin Orta Anadolu’nun ve Niğde’nin bir damla suya ihtiyacı olduğu dönemde ne kadar değerli bir konunun takipçisi olduğunu herkesin bilmesini arzu ediyorum. 

2000’li yılların başından itibaren Niğde’den su kaynakları konusunda bir hamle, bir girişim olmayınca hemen Nevşehir sonra Aksaray illeri DSİ’ye başvurarak bu sulardan hak talep etmişlerdir, resmi başvurularını yapmışlardır. Bu başvurular DSİ’de arzu edenler tarafından görülebilir. 

Yeni illerin su talepleri büyük maliyet getireceği için proje büyüyeceği için Niğde doğru yerde, doğru zamanda hayati önemi olan kaynakları sahip çıkmayınca devletin kurumları da projenin büyüklüğü altında yeni bütçeler, yeni projeler üretememektedirler. 

5-6 yıl önce uygulamaya alınan hızlı tren projelerinden yine bugüne kadar demiryoluyla tanışmayan Nevşehir, Aksaray illeri ve Orta Anadolu’nun tüm illeri hatta ilçeleri şu anda bu yatırımdan yararlanma konusunda büyük mesafeler aldılar. 

93 yıldır demiryoluna sahip olan Niğde, sahipsizlik, ilgisizlik sonucunda stratejik bir önemi olan hızlı trenin de yapımında dışarıda bırakılmıştır. 

Yeni Niğde’de 90’lı yılların sonunda 2000’li yılların başında hizmete alınan Polis Meslek Yüksek Okulu, 6 Şubat depreminden bu yana 2 yıldan fazla bir zamandır eğitim- öğretim faaliyetlerine devam etmemiştir. 

Şehrin kültürüne, ekonomisine, sosyal hayatına önemli katkısı olan okulun geldiği nokta derin üzüntü yaratmıştır.

Bu konu birileri tarafından sahiplenilir ve takip edilirse eğitim -öğretim faaliyetinin başlanmasının ihtimali olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.

Niğde Müzesi Teşhir Salonu 6 Şubat depreminden sonra ziyaretçileri kapatıldı. Yeni bir Müze binası yapımının 2025 yılı programında yer almadığını öğrenmiş bulunuyoruz. Müze binası 2026-27 yılı yatırım planına alınma ihtimalinin yine Ankara’dan bu konuyla ilgili takip, çaba ve verilecek mesailerle çözülebileceği öğrenildi.

Eski Niğde’de Niğde Eski Milletvekili Hüseyin Avni Göktürk 1950 yılında Çimento Fabrikası’nın kuruluşunu sağlayıp işletmeye alıncaya kadar takipçi olmuştur. Ayrıca eski Adliye binasını yaptırmıştır, yine Göktür Ailesi adına ilköğretim okulunu bağışta bulunmuşlardır; rahmet ve minnetle anıyoruz.

Üniversiteye değinmeden geçemeyeceğiz. Üniversitemizin kuruluşunda Niğdelilerin ve birçok çevrenin büyük emeği olmuştur. Ama 2000 yılından bugüne kadar emek veren insanların içinde eski Fertek Belediye Başkanı Osman Sümer’in katkısı çok büyük olmuştur. Merhum Osman Sümer, belediye başkanı iken üniversite kampus alanının ileriye dönük ihtiyacı olan önemli bir alanı Fertek Belediyesi’nden bir karar çıkarttırarak üniversiteye devretmiştir. Bunun sonucunda uzun yıllar yargıda hesap vermiştir. Ve merhum Sümer’in vefatından sonra da bu mahkemeler devam etmiştir. 

Acaba rahmetli ve O’nun çocukları, Sümer Ailesi bir gün aranılıp üniversitenin mezuniyet günlerinde, eğitim- öğretime başlangıç günlerinde ve kuruluş yıldönümünde davet edilmesi uygun olmaz mıydı? Bunun adı vefa değil midir? Ki Atalarımız eskiden han, hamam, kütüphane, medrese, mektep, köprü yaptıkları zaman emeğe geçenlerin isimleri oralarda yer alırdı. Peki bu durumda Atalarımızın kültürünü biz yaşatabiliyor muyuz acaba diye sormak lazım değil midir? 

Yukarıdaki tablo Niğde’nin yoksulluk, yatırım alamama, hizmet alamama nedenleri ortaya koymaktadır. 

Ulaşım, kalkınma demektir, sanayi demektir, istihdam demektir. Rekabet şansı olan bir il olmak demektir. Bunlar artık Niğde için hayal olmuştur. Herkes başını iki elinin arasına aslın; bu anlayış devam edecek mi, zararın neresinden dönerseniz kazanacağımız umudunu ortaya koyacak mısınız?

Artık Niğde için yeni yatırımcı, yeni girişimci beklemek hayal…

Şehir içe dönük yapısından kurtulamaz ve bir zihniyet devrimi olmazsa Niğde’yi daha da sıkıntılı günler beklemektedir. 

Merhum Niğde milletvekili Faik Soylu’nun bahsettiğimiz konulardaki hizmetlerini ifade ederken eski Kültür Müdürü Alper Göncü’ye katkılarından dolayı ayrıca teşekkür ederim. 


Yazının Devamı

NİĞDE MUMYALAR DİYARI MI?

BİLİM VE SANAT TAKDİR EDİLMEDİĞİ YERDEN GÖÇ EDER 

                               İBN-İ SİNA 

 

 

              İlimiz Bor ilçesi Kemerhisar beldesinde 11 Mart tarihinde bir vatandaşın evinde Ortaçağ döneminden kalma mumya jandarmanın başarılı bir operasyonu ile ele geçirildi. 

Mumyanın Hristiyan bir erkeğe ait olduğu değerlendirildi. Adliyeye çıkarılan kişiler tutuklandılar. 

            Gelişmelerle ilgili Niğde eski Kültür Müdürü Alper Göncü’den bir değerlendirme aldık. Göncü, komşu illerden birinde rivayete göre mumyaların devasız dertlere derman olduğu söylentileri şehir efsanesine dönüşmektedir. Bu tür aldatmaca, rivayete dayalı sözlere çabuk inanan eğitimsiz çevreler kültürel değerlerimizin yok olmasına sebep oluyor. 

            1970’li yılların sonu 1980’li yılların başında Niğde iline bağlı iken Ihlara Vadisi’nde definecilerin anlaşamayıp birbirlerini ihbar etmeleri sonucunda 1 adet sarışın rahibe mumyası, 4 adet de bebek mumyası ele geçirilmiştir. Halen bu mumyalar şu anda ziyarete kapalı olan Niğde Müzesi teşhir salonunda muhafaza edilmektedir. 

            Göncü, sözlerine devam ederek “Gavur ölüsü deyimi Anadolu’da ağır eşya ve objeler için kullanılır. Bunun çıkış noktası da eski devirlerde sıkça çıkan mumyalardır” dedi. 

            Kemerhisar’da ele geçen mumya ile şehir efsaneleri şimdiden yayılmaya başladı. Bu nedenle Niğde kamuoyuna, halka tatmin edici bir bilgilendirme yapılmalıdır. Aksi halde bilgi kirliliği bitmez, defineci hikâyeleri ile şehir efsanelerinin önünü alamayız. 

            İlimizin arkeoloji açısından ne kadar güçlü ve zengin bir yapıya sahip olduğu bütün çevrelerce bilinmesine rağmen bu konuda yeterli çaba çalışma ve destek ortaya konmamaktadır. Temennimiz ele geçirilen bu mumya ile Ihlara’da ele geçirilen mumyaların bir illiyet bağı kurularak ve Niğde tarihinde yeni bir devir açabilecek bu gelişmelerin yapılacak kazılar ile ve güçlü bir kadro ile:   üniversite, antropologlar, mumya uzmanları, sanat tarihçilerden bir komisyon oluşturularak bu komisyona Ankara’nın ve Niğde’deki yerel yönetimlerin desteği sağlanarak çalışmaların başlatılmasını öneriyoruz. 


                                               GÜMÜŞLER MANASTIRI 


Kapadokya bölgesinin en büyük en iyi korunmuş manastırıdır. 8-10 yıl önce kilisede yer alan gülen Meryem Ana freksi olduğu iddiaları uzun süre Türkiye ve Dünya gündeminde yer almasına rağmen bunu destekleyecek girişimlerin sürdürülmemesi sonucunda önemli bir tanıtım fırsatı kaçırıldı. 

            Artık Niğde bütün çıkış yollarını değerlendirerek, tahammül edilmesi zor rehavet duygusundan uyanmalıdır. 

            Gümüşler Manastırı, Meryem Ana freski ve mumya ile ilgili çalışma ve çabaların sonucu güçlü bir tanıtımla ortaya konularak Niğde’nin arkeolojide, tarihte, kültür varlıklarında ne kadar değerli bir coğrafyaya sahip olduğu noktasında birlik ve beraberliğe ihtiyaç vardır. 

            Bu noktada üniversitemizin bir bilimsel sempozyum düzenleyerek tebliğ sunması etkili olabilir düşüncesindeyim. Ortaya gelen gündem Niğde yerel medyası, merkez medyada geniş ve güçlü bir şekilde gelişmelere yer vermiştir. Bu konuda Niğde yeniden bir tanıtım fırsatı yakalamıştır. Yerel medyada Niğde Anadolu Haber Gazetesi’nin geniş, etkili bir yayın yapmasını değerli buluyorum. Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Kazım Karaya ve çalışma ekibini tebrik ediyorum. Bir bölgede tarih sahip çıkılmazsa kaybolur ve unutulur. Bilimden uzağa düşülürse hiçbir kültür mirasının gelecek nesillere aktarılması mümkün olmaz.  İvedilikle bütün yöneticilerimizin restorasyon ve tarihi mirasımızın tanıtılması konusunda dayanışma içinde olmalarını bekliyoruz. 

Yazının Devamı

NİĞDE’NİN AYDINLIK YÜZÜ DOSTLUK DERNEĞİ …

1990’lı yılların başında Almanya’nın Melle şehri ile Niğde kardeş şehir uygulamaları adımları atılmaya başlandı. 1996 yılında Niğde Belediyesi ile Melle arasında, kardeş şehir uygulaması resmiyet kazandı. Sayın Ayten Soylu başkanlığında bir yönetimle karşılıklı görüşmeler, ziyaretler düzenli olarak mesafe aldı ve güçlü temeller atıldı. 

                2017 yılından itibaren dernek, yeni bir yapılanmaya giderek ismi de Niğde Dostluk Derneği şeklinde değiştirilmiştir. Başkanlık görevini de Ecz. Selma Esirgen Hanımefendi yürütmektedir. Dernek, yeni yönetimi ile öncelikle üniversitemizin kuruluş amaçlarına uygun bir şekilde tarım bilimleri ve teknoloji, makine mühendislik bölümü, elektrik ve elektronik bölümü ve aşçılık bölümünden 10 öğrenciyi Melle’de ve Macaristan’da çeşitli iş yerlerinde uygulamalı saha çalışmasına gönderdi. Ortaya konulan bu proje Avrupa’da bile Niğde’nin, Niğde Ömer Halisdemir Üniversite’nin tanıtımına devasa bir katkı vermiştir. 

Geçtiğimiz günlerde yapılan iftar programında açıklamalarda bulunan Başkan Esirgen, projelerin ortaya konmasında yazışmalarımızda sosyal medyayı yöneten Sayın Berrin Erdem’e, katkılarından dolayı Sayın Berrin Harmanşah’a 6 Şubat destek çalışmalarında Sayın Radiye Cankürtüncü’ye, Asuman Koçdor, Sevgi Özbek, Serpil Gültekin ile derneğimizin temellerini atan Ayten Soylu’ya şükranlarını sunduğunu ifade etti.       

Esirgen, yönetim kurulunda yardımcılık görevi üstlenen Seher Mandacı Şahin’e, Muhasip Sıdıka Tuğrul’a, Sekreterlik görevini ifa eden Asuman Koçdor ile Nurcan Macit’e teşekkür etti. 

Üniversitemiz ile Dostluk Derneği’nin birlikte bir dayanışma ruhu ile uyguladıkları bu çalışma ilimiz için önemli bir vizyon olmuştur. Birçok kuruma örnek olacak bir çalışmadır. Kısa süre önce kutlanan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ruhuna uygundur. 

Dostluk Derneği, dernek olmanın ötesinde yok olmaya yüz tutmuş, birlik beraberlik, dayanışma duygularını ayağa kaldıran sosyal hayatı, sosyal ilişkileri yeniden canlandıran, ülkemizin ve ilimizin en çok ihtiyaç duyduğu eğitime destek uygulamaları ile gönüllerimizde taht kurmuştur. 

Ben de kurulduğu günden bu güne kadar yönetimlerinde hizmet veren çalışmalara destek veren herkese en derin en samimi duygularımla teşekkür ediyorum. 

NİĞDE ANADOLU HABER 22. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ 

Mustafa Kemal Atatürk, temsilcileri olduğumuz Anadolu basınını Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli katkıları olduğu için milletin müşterek sesi olarak tarif etmiştir. Biz de Niğde Anadolu Haber çatısı altında bir birlik, bir güç, bir kale oluşturduk. O da meslek ilkeleri doğrultusunda fikir kalesi.

Şu ilkenin etrafında bu çatı altında “ Basın özgürlüğünün gazetecinin özgürlüğü değil, halkın haber alma özgürlüğü olduğunu hiç unutmadan çalışacağız” 


 NOT :   Engelli ve engelli yakınları kaldırımda trafikte, her alanda her yerde rahat hareket edemediklerini, yetkililerin hayatlarını kolaylaştıracak denetimler yapmasını bekliyoruz dediler. 


Yazının Devamı
Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır Dada Medya
Web Tasarım - Sosyal Medya Yönetimi - Reklam Ajansı - Video Çekim - Grafik Tasarım - Niğde Ajans