Bizler su canlılarıyız. Sudan çıkıp bugüne geldik. Bugün eğer karada yaşamıyor olsaydık bugün eğer karada yaşamıyor olsaydık, gezegenimize “yerküre“ değil “suküre“ diyecektik. Çünkü gezegenimizin yüzeyi büyük oranda bu değerli, hayati önem taşıyan kaynakla kaplı.
Yedigimiz besinleri, ürünleri yetiştirmekten tutun, kendimizi, evimizi yiyeceklerimizi temizlemeye, her gün tükettiğimiz mal ve hizmetleri üretmeye varana kadar, yaptığımız her işte suya bağımlıyız. Ancak dünya bir su krizi yaşıyor. Milyarlarca insan hala içilebilir temiz sudan ve temizlik yapabilme imkanından yoksun, gereksiz hastalıklar ve ölümle yüz yüze yaşıyor. İnsanları, hayatta kalabilmek için kendilerinin de ihtiyaç duyduğu suyu tüketmeleri veya kirletmeleri yüzünden su ekosistemleri zor durumda.
Ülkeler ve bölgeler giderek azalan su kaynakları için savaşıyor. Denizler yeterince korunmuyor, çok fazla kirletiliyor, balık avlanıyor, denizlerde hala gizemli çözülmemiş pek çok bilinmeyen şey var.
Çevreyi kirleterek, doğal dengeyi bozarak dünyamızın iklimini bile bozduk. Bütün bu olumsuzluklara karşı dünyamızın bir çok yerindeki akıllı, doğasever insanlar, su kaynaklarını araştırıyor, bu kaynakları daha dikkatli kullanmanın yollarını araştırıyor, ortaya çıkardıkları verileri su krizi yaşayan insanların, kuşların, balıkların, diğer canlıların ve doğal çevrenin devamlılığını sağlayacak bir ortama ulaşmamıza yardımcı olmaya çalışıyorlar.
Araştırmacılar suyla ilgili bugüne kadar yaşanan, dönüm noktası niteliğindeki olayları şu şekilde sıralıyorlar:
1769’da; Benjamin Franklin Golfstrim akıntısını incelemeye ve haritasını çıkarmaya başladı.
1920 ler de; kaliforniyaların suyun kırsal kesimden Los Angelesa yönlerin yönlendirilmesini protesto etmek için su savaşları yaptılar.
1930 lar da; ABD’nin Great Plains (Büyük Ovalar) bölgesini şiddetli bir kuraklık vurdu.
1950’de; bilimsel araştırmalar El Nino’ların oluşumunda Peru Akıntısı ile Pasifik rüzgârları arasında bir bağ olduğunu ortaya koydu.
1957 yılında; Kutup bölgelerinde araştırmalar yapılmasını teşvik için ilk uluslararası “Kutup Yılı“ ilan edildi.
1977’de, Okyanus Ortası Sırt olarak bilinen denizaltı dağ zincirinde ilk olarak hidrotermal ağızlar keşfedildi.
1980’ ler de; uzaktan işletilen ve 9.6 km derinliğe kadar inip araştırmalar yapabilen Jason adlı su aracı denize indirildi.
1993’te; Birleşmiş Milletler, su kaynaklarının korunmasını ve temiz su içme suyunu teşvik için ilk Dünya Su günü ilan etti.
2005’te; Avustralyalı bilim adamı Ric Pashley, elektrik akımı kullanarak suyu tuzdan arıtmanın yeni bir yöntemini buldu.
2007’de, Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin yayımladığı raporda, sera gazlarının neden olduğu sıcaklık artışının dünyanın yarı tropikal bölgelerinde kuraklık yaratacağı öne sürüldü.
Korkunç bir kuraklık ABD’nin güney doğusunu vurdu. Georgia, Florida ve Alabama eyaletlere arasındaki su anlaşmazlıkları körüklendi. Su insan hayatı için oksijenden sonra en önemli ve en geçerli unsurdur.
Kaynakça National Geographic ile keşfedin. (Tek Damla Su Yok Kuraklık Bir Dünya İçin Su) Michael Burgan- Peter H. Gleick