“Dostlar bizi hatırlasın” Aşık Veysel Şatıroğlu’nun tüm dostları hatırlayarak ölüm yıldönümünde O’nun kimliği ve kişiliği tekrar tekrar genç kuşaklara anlatılıyor, öğretiliyor.
Aşık Veysel Haftası da başta Sivas-Şarkışla ilçesi Sivrialan köyü olmak üzere tüm ülke genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başladı. Saz şairliği geleneğimizin 20. Yüzyıldaki en önemli temsilcilerinden biri de Aşık Veysel Şatıroğlu’dur. Sivas ilinin Şarkışla İlçesine bağlı Sivrialan köyünde, yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 7 yaşında geçirdiği çiçek hastalığı sonunda görme yeteneğini yitirdi. Saz çalmaya da bu yaşlarda başladı. İlk öğretmeni, yöre aşıklarından Çamşıhlı Ali Ağa’dır. Köylerine uğrayan gezici halk ozanlarıyla tanışıp, görüşerek bilgisini ve ustalığını artırdı.
1928’den başlayarak, kendisi de sazıyla köy köy dolaşıp türkülerini söyleyen bir halk ozanı oldu. 1931 yılında Sivas’ta düzenlenen bir ‘Halk Şairleri Bayramı’nda çalıp söyledikten sonra ünü yayılmaya başladı. Cumhuriyetin 10. Yıldönümünde şiirlerini okumak için yanında bir arkadaşı ile üç aylık bir yürüyüşten sonra Ankara’ya ulaştı. Bu tarihten sonra ünü daha da artarak ülke genelinde sevilen bir ozan haline geldi.
Halk Edebiyatı ve kültürüne yakınlık duyan kentli aydınlarla tanışması ufkunu genişletti. Ülkenin bir çok yöresine geziler yaptı. Bu arada İstanbul Radyosunda da programları yayınlanmaya başladı. Ahmet Kutsi Tecer’in ilgi ve desteği ile, ‘ÜLKÜ’ dergisinde şiirleri yayınlanan Aşık Veysel, 1942-44 yılları arasında Arifiye, Hasanoğlan ve Çifteler Köy Enstitülerinde halk türküsü ve saz dersleri verdi. 1965 yılında TBMM kararı ile dilimize ve edebiyatımıza hizmetleri nedeniyle maaş bağlandı. 21 Mart 1973 ölümünden sonra köyünde bir anıtı dikildi. Evi de müzeye dönüştürüldü.
Özgün sesi, geleneksel özgün saz çalma ustalığı ile geleneksel kalıplar içinde fakat, yer yer özgün imajlarla oluşturduğu yalın şiirlerindeki kişisel dünyası ve deyiş ustalığı ile haklı bir üne sahip oldu.
Nüktedanlığı, bilgeliği, görmeyen gözlerine karşı, aydınlık, iyimser iç dünyasıyla sevildi. Unutulmayan izler bıraktı. Şiirleri her kültür düzeyindeki okurca beğeniyle okunmakta, türküleri halk kültürümüzün duru bozulmamış örnekleri olarak güzellik, tazelik ve değerlerini korumaktadır. Başlıca eserleri: ‘deyişler’, ‘Sazımdan sesler’, ‘dostlar beni hatırlasın’