Sıradışı ve özverili çalışmalarıyla iz bırakan bürokratlardan biride eski maliye bakanı Adnan Kahveci’dir. Yoksul bir ailenin çocuğu olan Kahveci 1949'da Trabzon'un Köprübaşı ilçesinde dünyaya geldi. Zeki, dürüst, vatanını, milletini, bayrağını her şeyden üstün tutan, Türk siyasi tarihinde önemli yeri bulunan bir devlet adamıdır.
Kahveci'nin hayatı hep üstün başarılar ve birinciliklerle geçmiş, 1966 yılında Kabataş Lisesi'ni, üniversite sınavlarını, yurt dışı eğitimlerini MEB bursunu kazanarak ABD’de Indiana'da Purdue Üniversitesi’ni başarıyla bitirmiş, Missouri Üniversitesi'nde doktora eğitimini tamamlayıp ardından da aynı üniversitede asistan olarak çalıştığı sırada Türkiye'ye dönüp, Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmıştır.
Kahveci; akademik hayatının ardından, İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalıştığı sırada Turgut Özal'ın kardeşi Korkut Özal'a danışmanlık yapmış, 12 Eylül döneminde Başbakanlık Danışmanlığına atanmış, 1983 yılında ANAP'ın kurucuları arasında yer almış, 1987 ve sorasında İstanbul’dan 18 ve 19. dönem milletvekili seçilerek siyasetteki yerini almıştır.
Bu süre içinde dikkati çeken başarılarından dolayı Adnan Kahveci, Başbakan Yıldırım Akbulut tarafından 1990’da Maliye Bakanı, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Hazineden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevine getirildi.
Dürüst ve çalışkanlığı nedeniyle Turgut Özal'ın çok sevdiği ve güvendiği isimler arasında yer aldı. "Harika çocuk" olarak da adlandırılan Kahveci, teknoloji ve bilimle ilgili hazırladığı projeleriyle adından söz ettirdi.
Kahveci, sanayi ve istihdam başta olmak üzere pek çok alanda yaptığı çalışmalar ve yolsuzlukların üzerine kararlı şekilde gitmesiyle sevilen siyasi kişilerden biri oldu. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a Kürt sorununun çözümüne yönelik bir rapor hazırladı.
Kahveci; tasarruf için makam aracı ve bakanlığa ait uçağı hiç kullanmadı. Hatta Maliye Bakanlığı döneminde bakanlığa ait bu uçağı dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis’e tahsis etmiştir.
Ülkesini çok seven, tarihinin gelmiş geçmiş en iyi bakanlarından biri olarak tanınan eski maliye bakanı Kahveci, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine getirmek için çaba sarf eden bir bakan olarak halk tarafından çok sevilmiştir.
Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ve Maliye Bakanı Adnan Kahveci’nin (44) 1993’de arka arkaya ölümlerinin arkasındaki sır perdesi, trafik kazasında babası, annesi ve ablasını kaybeden ve kendiside yaralı kurtulan Cihan Kahveci TBMM’ye dilekçeyle başvurup, olayın kaza olmadığını, bu konuyla ilgili Meclis’te araştırma komisyon kurulmasını istiyor ama sonuç alamıyor.
Cihan Kahveci kazanın oluşunu ifade ederken;
“Girdiğimiz yolda ana yolu kapatmışlar. İki yönü tek şeride aktarılmış ama haberimiz yok.
Bir müddet gittikten sonra annem kollarını iki yana açıp “Aman Adnan çarpıştık” dedi. Araçtan fırlamıştım. Yolun kenarından kalktım aracın başına gittim. Annemin nefes alıp almadığını kontrol ettim, ablamla konuşmaya çalıştım. Hepsi yaşıyormuş aslında. Bir kamyon durdurdum. Jandarmaya haber verildi. İki saat sonra geldi.
Sonra öğrendik ki, yolu yapan müteahhit firmanın proje sorumlusunun apar topar Venezüella’ya gönderildiği, bu ülke ile Türkiye’nin suçluların iadesi anlaşması olmadığı için onun hakkındaki soruşturma sonuçsuz kaldı”diyor.
Cihan babasını anlatırken; ”Babam yaşasaydı yetkisini kullanıp, ‘Gel sana iş yeri açıyoruz’, demezdi, kendime iş arardım” demektedir.
Adnan Kahveci bakanlığı döneminde “Kıyak emekliliği” veto ettirdi ama yine getirdiler. O da maaşının kıyak kısmını Maliye’de bir fona yönlendirmiş.
Onun vefatından sonra Meclis Başkanı Cihan’a; ’“İsterseniz yasa çıkaralım bunu değiştirelim, siz tam maaş alın” dedi. Kanunun adı ‘Kahveci Kanunu’ olur, binlerce kişi yararlanır, babamın da kemikleri sızlar diye kabul etmedik ve emekli milletvekili maaşının üçte birini aldık. Bizim mal varlığımız yok, babamdan temiz bir soy isim dışında bize hiçbir şey kalmadı” diye dert yanmıştır. Mekânı cennet olsun.
Ahilik Teşkilatı'nın kurucusu Ahi Evran Azerbaycan'ın Hoy kasabasında (1171–1261) doğmuştur. Ahi Evran Ahmet Yesevi’nin de öğrencisidir.
Selçuklu Sultanı Gıyaseddin-i Keyhüsrev döneminde, Anadolu'ya gelen Ahi Evran Konya'da Sultan'a yazdığı Letaif-i Giyasiye adli kitabını Hükümdar beğenir ve Ahi Evran'a büyük ilgi gösterir.
Ahi Evran 1205 yılında Kayseri'ye gelir, burada devletin desteği ile büyük bir sanayi kuruluşuna öncülük eder.
Sultan Aleaddin Keykubat'ın Ahi Birlikleri'ni himaye etmesi ile Anadolu'nun birçok yerinde bu birlikler süratle kurulmaya başlanır.
Bu dönem Anadolu Selçuklu Devleti’nin iktisaden en parlak dönemidir.
Özellikle Kırşehir’de eşinin kurduğu Anadolu Kadınlar Birliği (Baciyan-i Rum) yetim, kimsesiz genç kızları himayesine almış, onların eğitimlerini ve diğer ihtiyaçlarını karşılamıştır.
İhtiyar kadınların bakımı, genç kızların evlendirilmesine katkılar sağlamış, maddi sıkıntıda olanlara da yardım etmiştir.
“İşine, Aşına, Eşine sahip ol" sözü bu teşkilatın ana prensibi olmuştur. Anadolu Kadınlar Birliği, dünyada kurulan ilk kadınlar teşkilatıdır.
Ahi Evran Debbağlık dalından başka 32 çeşit esnaf ve sanatkârın lideri olmuştur.
Bu dönemde ilk kez su saati, otomatik musluk, el yıkama ve abdest alma esnasında kendiliğinden su döken makine, kendi kendine müzik çalan alet, otomatik su tulumbaları, su fışkırtan fıskiyeler, şifreli anahtarlar, değişik hareket yapan robotlar yapılmıştır.
Ahi Evran'ın Letaif-i Hikmet adlı kitabında,. “Allah insanları yemek, içmek, giymek, evlenmek, mesken edinmek gibi çok şeylere muhtaç olarak yaratmıştır. Bu nedenle demircilik, marangozluk, dericilik gibi mesleklere, alet ve edevat imal etmek için insan gücüne ihtiyaç vardır" demektedir.
Ahilik, toplumu sanata yönlendirmiş ve her birinin belli bir sanat dalıyla meşgul olmasını sağlamıştır.
Ahi Evran sisteminde; “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalış" prensibini kendisine ilke edinmiştir
Faslı seyyah İbn–i Batuta, (1304–1369) Seyahatnamesi’nde Ahi teşkilatını anlatırken;
“Ahiler, Anadolu’ya yerleşmiş bulunan Türkmenlerdir. Bunlar yaşadıkları her yerde, şehir, kasaba ve köylerde, ülkelerine gelen yabancıların her türlü ihtiyaçlarını giderme ve bulundukları yerlerin güvenliğini sağlamaktadırlar.
Bu sistemin özünde doğruluk, emaneti koruma, yetimin hakkına sahip çıkma, düşkünün elinden tutma, misafir ağırlama, Allah için sevme ve Allah için kızma gibi özelliklere yer verilir” Demektir.
Ahi Evren geleneği, Orta Asya’dan beri devam ede gelmiştir. Anadolu’da 13. yüzyıldan sonra kurulan “İlk Türk esnaf birliklerinin adıdır.
Ahi kelimesi, “Kardeşim” demektir. Eli açık, cömert, yiğit, vicdanının sesini dinleyen “Adam” demektir.
Ahilik sisteminde; “Harama bakma, haram yeme, nefsine hâkim ol, doğru, sabırlı, dayanaklı ol,yalan söyleme, büyüklerinden önce söze başlama, kimseyi kandırma, kanaatkâr ol, dünya malına tamah etme, yanlış ölçme, eksik tartma, kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil. Kendin muhtaç iken başkasına verecek kadar cömert ol. Toprağa bağlan, suyu israf etme, ağaç dik, güçlü ol, bildiklerini öğret, din ve mezhep ayrılığı gözetmeden bütün insanlara karşı sevgi besle” gibi kesin kurallara yer verilmiştir.
Ahilik’de asla kul hakkı yenmez. Yanlışlık yapanın pabucu dama atılır ve onun yüzüne bir daha bakan olmaz.
Yoksul olup aç yatan, çaresizlik içinde kıvranan her insana el uzatmak vardır.
İşte böyle bir sivil toplum örgütünün etkili olduğu bir ülkede yokluğa ve yoksulluğa yer olmaz.
Bu konuda eğitim sisteminde köklü bir reforma ihtiyaç vardır diye düşünüyorum.
Yazının DevamıÜzülmek, pişman olmaktan iyidir.
Vakit altından daha değerlidir. (Çerkez atasözleri)
Varsa pulun, herkes kulun; yoksa pulun dardır yolun.
Mutluluk isteyenlerin değil, hak edenlerindir.
Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker. “Hz. Mevlana”
Kötü gün iyi olur, kötü adam iyi olmaz. (Özbek)
Kötü günün ömrü az olur. (Azerbaycan)
Kötü haber tez yayılır. (Abhazya Atasözü)
Kötü haberi getireni hiç kimse sevmez.
Kötü hafızanın kökünde dikkatsizlik yatar.
Kötü hanım kötü günde kaçar İyi günde gülüp bağrını açar. (Özbek)
Kötü hava iyi olur ama kötü adam iyi olmaz. (Kırım-Tatar Atasözü)
Kötü huy, sirkenin balı bozduğu gibi, iyilikleri yok eder.
Kötü huyu adet edinme, kökleşir, yerleşir.
Kötü huyu terk etmek fazilettir.
Kötü ile yer komşusu da olma. Mezar komşusu da olma. (Özbek)
Kötü insan yakadan tutar.
Kötü insanı beslersen, ağzını burnunu kan eder. (Özbek- Altay)
Kötü insanın ayağı sekiz, başı dokuzdur.
Kötü işçi kabahati araç gereçte bulur.
Kötü işler hastalıktır, âlimler ise hastalığın ilacıdır.
Kötü it sahibini kapar. (Özbek)
Kötü it tepeden kapar, kötü insan yakadan tutar. (Özbek- Altay)
Kötü kabağın çekirdeği çok olur.
Kötü kaderli insan bayramda ölür.
Kötü kadın, erkeğe evi cehennem eder.
Kötü kadının kocası olmaktansa, bekârlık daha iyidir. “Kazak”
Kötü kadınların şerrinden uzak durun. (I11. Mehmet Han)
Kötü karı, kötü komşu, kötü at: birini boşa, birini boşla, birini sat.
Kötü kazanabilir ama üstün gelemez.
Kötü kızdan, iyi karı olmaz.
Kötü komşu ev sattırır, iyisi de ev yaptırır.
Kötü komşunun yedi mahalleye zararı dokunur.
Kötü malın kelepiri olmaz.
Kötü nefis, yırtıcı kuştur. “Hz. Mevlana”
Kötü örnek emsal olmaz.
Kötü söylediği sözü iki kere söyler. (Nogay Atasözleri)
Kötü söyledim diye korkma, kötü yaptım diye kork.
Kötü söyleme eşine, ağu katar aşına. (Başkurt)
Kötü söz sahibine aittir.
Kötü söz söylemeyi adet edinen kişi hayâsızdır. (I1. Sultan Selim)
Kötü söz, kan çıkarır(Nogay Türkleri)
Kötü sözden insan ölmez.
Kötü şans seni yakalayacaksa, muz dişini kırabilir
Kötü şeyler söylenir, insanın kalbi kırılır. (Kırgız Atasözü)
Kötü teke süsücü, kötü yiğit kavgacı (olur). (Özbek- Altay)
Kötü tuzak, sadece sahibine dolanır.
Kötü yaşayışlı zalim ölür, gider; Fakat üzerindeki lânet ebedî olarak kalır.(Ş. Sâdi)
Kötü yoldaş kötü silah gibidir. (Çerkez atasözleri)
Kötü, yendim diye konuşur, iyi, bıraktım diye konuşur. (Nogay )
Kötüde ar olmaz.
Kötüden iyi çıktı deme, O da gider dayanır aslına. “Kırgız”
Kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar.
Kötülerden iyi dost olmaz.
Kötülere acımak, iyilere zulümdür. ( Dede Korku)
Kötülerin kazanması için, iyilerin seyirci kalması gerekir.
Kötülerle dost olan, ayakaltında post olur.
Kötülerle olmaktansa, yalnız olmak daha iyidir.
Kötülüğe engel olmakta, iyilik yapmaktır.
Kötülüğe ilk başlayan gerçek zalimdir.
Kötülüğe kolayca girilir, ama güç çıkılır.
Kötülüğü bilmeyen adam onun tuzağına tez düşer. (Hz. Ömer).
Kötülüğü sakla, iyiliği göster.
Kötülüğü tavsiye edenler, onu yapanlardan farklı değildir.
Kötülüğün cezası, yine onun gibi kötülüktür.
Kötülüğün içine kolay girilir, fakat zor çıkılır.
Kötülüğün ne olduğunu bilmeyen, onun içine düşer.
Kötülük batar, iyilik kalkar. (Nogay Atasözleri)
Kötülük dolu dünyada, doğrular zarar görür, hilebaz kazanır.
Kötülük eden kimseye, iyilikle karşılık vermek fazilettir.
Kötülük ekip yetiştiren, ondan ancak pişmanlık biçer.
Kötülük kapısını aralık etmeye gelmez, ardına kadar açılır. (Cenap Şahabettin)
Kötülük kömüre benzer, yakmazsa bile karalar.
Yazının Devamı