yandex
ANİ DÖNÜŞLER VE SEMERESİ | Atilla Yıldız | Köşe Yazıları | Niğde Anadolu Haber
  • DOLAR
    41,6527
    %0,20
  • EURO
    48,9302
    %0,25
  • G. Altın
    5.207,22
    %0,96
  • Ç. Altın
    8.575,61
    %0,66
  • BIST
    11.117
    -202
  • BITCOIN
    121,961.232
    0.14
  • ETHEREUM
    4,488.589
    0.29
  • DOLAR
    41,6527
    %0,20
  • EURO
    48,9302
    %0,25
  • G. Altın
    5.207,22
    %0,96
  • Ç. Altın
    8.575,61
    %0,66
  • BIST
    11.117
    -202
  • BITCOIN
    121,961.232
    0.14
  • ETHEREUM
    4,488.589
    0.29
Atilla Yıldız

ANİ DÖNÜŞLER VE SEMERESİ

: 08-09-2025

İnternet yaygınlaşınca sosyal medya dediğimiz çeşitli siteler de haberler, yorumlar, paneller vs. ile dilediğimiz kişinin, siyasetçinin, gazetecinin, hatta Zekeriya Öz ve benzerleri hukukçuların düşünce karakteri hatta etik değerleri hakkında bilgi sahibi olmamız kolaylaşmıştır.  

Yediklerinin resmini veya ismini, eşinin plajda resmini, bindiği arabasını, hasta olan ne bileyim nesini vs.vs. paylaşarak fazla araştırmaya gerek bırakmadan kendilerini afişe ederek mutlu olduklarını sanıyorum. 

Diğer taraftan, düşüncelerini pervasızca paylaşan yürekli insanlarımızın yanı sıra sadece takipte kalıp suya sabuna dokunmayan, her görüşü destekleyerek açıktan mavi boncuk dağıtan insanlarımızı bazen gülerek bazen de onların yerine utanarak tanımış oluyoruz. 

 Ayrıca; görevi icabı gündeme göre gerekirse beyaza siyah, siyaha beyaz demekten sıkılmayan hatta desteklediği kişi fırıldak gibi dönerse o da dönmeye başlayan profesyonel trolleri zaten tanıyor, “Görevlerini yapıyorlar, fazla ciddiye alınacak kişilikleri olsaydı zaten kalemlerini satmazlardı.” deyip geçiyoruz. 

En fazla dikkat çekenler ise; yıllardır savundukları görüşlerin tam tersini hararetle savunmaya başlayan, bir cenahtan diğer cenaha kaydığını hissettiğiniz kişilere şaşıp kalıyor, anlam veremiyorsunuz. “Bekleyelim bakalım çıkar kokusu.” deyip zamana bırakıyorsunuz. 

Çok geçmeden duyuyorsunuz ki ya kendisi ya da bir yakını bir yerlere gelmiş veya usulsüz kredi almış, arsa kapatmış vs. Yani en kolay olan yalakalık yolunu seçip anapara yatırmadan nemalanmayı tercih etmiş. 

Tabii ki bunlar eskiden beri olan işler olsa da eskiden mümkün mertebe gizli yapılır, birazda utanılırdı. Şimdi ise sırıtarak yapılan rutin işlerden sayılıp çokları tarafından olağan görülmesi ahlaki yönden de nerelere geldiğimizi göstermez mi ? 

08.09.2025 


EŞKİYADAN BEY OLMAZ…

Bebek, çocuk, kadın, öğretmen vs. demeden binlerce masum insanımızı katleden, vatan hainlerine gönderilen sevgi mesajlarını okudukça aklıma bir kitabımdan alıntı yapmak geldi. 

 

ALTIMA HALI SERDİLER 

 

Köyün dağlarında eşkıya vardır. Muhtar köylüye çaktırmadan eşkıya ile iyi geçinir, hatta gizli gizli de görüşürler. 

Bir gün eşkıya tarladan dönen beş altı kadını dağa kaldırır. İçlerinde muhtarın karısı da vardır.  

Namus meselesi olunca silahlanıp muhtar önde köylüler arkada eşkıyaya baskına giderler. 

Muhtar içinden “Benimkine dokunmamışlardır.” Diye düşünür. 

Kalabalık köylünün geldiğini gören eşkıya kadınları mağara da bırakır kaçar. 

Muhtar sorar hanımına “Ne yaptılar?” diye. “Hepimize tecavüz ettiler,” der hanımı. Muhtar tekrar sorar “Sen söylemedin mi muhtarın hanımı olduğunu?”. Hanımı da “Söyledim, benim altıma halı serdiler,” der.  29.09.2025 


Yazının Devamı

NEREDEN BULDUN KİME VAR KİME YOK

Bir vatandaş sattığı yazlıktan aldığı dört milyon lira kadar parayı bankaya yatırmaya gitmiş. Bankada görevli paranın kaynağını sormuş. O da satışı gerçek değerinde gösterdiği için durumu çekinmeden anlatmış ve yatırmış. “Satışta değeri düşük göstermiş olsaydım yatırmadan çıkacaktım” diye anlatıyordu. 

Oysa daha önce böyle bir uygulama olduğunu duymamıştım. Araştırınca öğrenmiş oldum. 2023 yılında vatandaşın banka hareketlerinde durumuna göre yüksek tutarlı para hareketleri olursa Masak (Mali suçlar araştırma kurulu) tarafından vergi incelemesi yapılması için yasa çıkarılmış. 

Devletten aldığından değil verdiğinden onur duyan bir vatandaş olarak uygulama hoşuma gitti. Zira adaleti ve ekonomisi bozuk ülkenin güçlü ve geleceği parlak ülke olması mümkün olmadığından siyasi beka sorunu değil gerçek beka sorunu olacaktır. 

Buraya kadar güzel de 2003 yılından itibaren niçin -Nereden buldun yasasını- kaldırdık ve isimleri vergi listelerinde gözükmediği halde İstanbul boğazında, Londra da, Amerika da vs villalar alan hızlı zenginlerimizi sorgulamadan muaf tuttuk anlamak da aciz kalmaktayım.  

Böylesine ikilemli uygulamaları sade vatandaşın vergi kaçırmak için vicdanını rahatlatıcı bahane olarak görmemesi mümkün müdür.                                                                                             

Oysa vergi de askerlik kadar kutsal bilinmelidir. 


Yazının Devamı

PARAMIZA SIFIRLARIN GERİ DÖNÜŞÜ

Banka gişesinde beklerken yan gişede deste deste paranın büyükçe valize yerleştirildiğini görünce ister istemez kulak misafiri oldum. Araç alışverişinde satıcı parayı nakit istemiş, tamamı iki yüz liralık olan üç milyon lira parayı büyükçe bir valize zor sığdırdılar. Sanırım ağırlığı da on kilograma yakındı. Abartmış demeyin, yüz elli adet yüzlük deste tabii ki valize ancak sığıyor. 


Otuz yıllık müteahhitlik mesleğimde, defalarca daha büyük miktarlar da para alış verişim olmasına rağmen valizle para taşındığını hiç görmediğimden şok oldum.  

Halbuki 2005 yılında paramızdan altı sıfır atınca bir milyon yerine bir lira kullanmaya başlamıştık, bir çok vatandaş da “Enflasyon bitti, ucuzluk geldi,” zannetmişti. Anlaşılan attığımız sıfırlar yirmi yıl içinde hızlıca, biraz da artarak geri dönmüşler, aynı dönemde devletimizin yüzlerce malının özelleştirme diyerek satılmış olmasına rağmen. 


Oysa bizim 2005 yılında attığımız sıfırlar 1950’lerde gelmeye başlamış ancak elli yılda altı tane olmuştu. 

Enflasyon gündemim olunca bir anekdot hatırladım. 1967 yılında 95.000 liraya aldığımız kamyonun aynısının biraz daha gelişmişini 1969 yılında yani iki yıl sonra aynı şartlarda 100.000 liraya almıştık. Demek ki iki yılda yüzde beş artış olmuş. 

İyi ki internet üzerinden para transferleri başladı da nakit taşıma olayı çok azaldı. Aksi takdirde para taşıma valizleri modası başlayacaktı. 02.06.2025  


Yazının Devamı

KONUT FİYATLARI NEDEN YÜKSELİYOR

Avrupa ülkelerinde konut fiyatlarının ülkemize göre daha az olduğunu duyup şaşırıyoruz. Fakat ülkemizde yüksek olmasının nedenleri üzerine ciddi şekilde giden olmadığı gibi araştıran da yok. 

Ülkemizde kendi arsasına konut yaparak konut sahibi olma oranı köyler dışında kayda değer değildir. Genellikle ihtiyaç sahipleri müteahhit firmalardan satın alma veya devlet tarafından organize edilmiş Toki gibi kurumlar yoluyla ev sahibi olmaktadır. 

Toki ve benzer kurumların arsa maliyetleri çok düşük olmasına rağmen satış fiyatlarına tam olarak yansımıyor. Zira ihale aşamasından itibaren emeksiz ve risk almadan para kazananların maliyeti neticede alıcılara yansımaktadır. Bunlar; ihaleyi alanların yasadışı giderleri, işi devrettikleri alt müteahhit veya taşaron firmalardan aldıkları emeksiz kazançlar olarak söylenebilir. Geçmişte devlet bütçesinden yapılan desteklerle ucuz ev sahibi olanlar olmuşsa da artık devlet desteği de ucuz ev sahibi olma imkanı da geride kalmıştır. 

Müteahhit firmaların konut maliyetlerinin en önemli giderleri arsa maliyetleridir. Zira müteahhitlerin ruhsat aşamasında verdikleri yasadışı giderler ve arsa sahiplerine yüzde elli veya daha fazla verilen hisse paylarının maliyetleri de alıcıya yansıtılınca doğal olarak fiyatlar uçmaktadır. 

Arsa sahibi olarak elde edilen vergisiz yüksek kazançların meşruluğu da tartışılabilir. Bu arsaların bazıları miras veya çok önceden satın alınmış olsa da çoğunlukla yasadışı görüşmeler ile imar sözü alınarak esas sahibinden ucuz kapatılmış, imara girince değeri inanılmaz artarak rant getiren arsalar olup vergisiz, emeksiz sağlanan kazançlarda alıcıya yansımaktadır.  

Yasadışı işlere bulaşmadan, rüşvet vermeden çalışmak isteyen müteahhitler de imar çapı ve ruhsat aşamasından başlayıp iskan ruhsatı alıncaya kadar maruz kalacakları haksız baskılara hukuki yollardan karşı koyma umutları olmadığı için onur ve ilkeleri yerine mesleklerini bırakmayı tercih edeceklerdir. Ben ve kardeşlerim gibi. 26.05.2025 

 

 

 


Yazının Devamı

DUAYA SAYGI ALLAH’A SAYGIDIR

Yıl 1990. Nakit paraya çok ihtiyacım, satılık da bir dairem var. Dua ettim evden çıkarken “Yarabbi peşin paralı müşteri gelirse daireyi maliyeti olan yetmiş milyona vereyim,” diye. Aslında satış değeri doksan milyon. 

Büroya geldim. Elemanımız olan genç, daireye müşteri geldiğini, kardeşimin de “Daire var, yüz milyon lira, istersen göstereyim,” dediğini, bakmaya gittiklerini söyledi. 

Geldiler biraz sonra. Müşteri ile tokalaştık ve anlattı. “Falan köydenim, Van da polisim. Niğde’ye daire almak için gitmiştim, Ziraat Bankasında veznedar olan köylüm ile karşılaştık. Burada gezme git Bor’a müteahhit Atilla Yıldız’ı bul ondan al deyince ben de döndüm geldim. Daireyi de beğendim,” dedi. 

Ama çorba parası isteyenlerden mi, değil mi merak etmeye başladım. Amacım duruma göre son fiyatı söylemek. Kendisi mutemetmiş, şark hizmetinden dolayı çift maaş almış, çocukları da yokmuş, eşi de el işi yapar satarmış, parayı öyle biriktirmişler ve peşin alacak. 

O an sabah ettiğim dua ve rahmetli Süleyman Demirel’den dinlediğim bir anekdot aklıma geldi. 

Arap hurma ağacına çıkmış bakmış çok yüksek, dua etmiş sağ salim inersem dört kurban keseceğim diye. Biraz inmiş üç kurban, biraz daha inince iki kurban, bir kurban, ayağı yere basınca da kurban mafiş demiş. 

“Ver elini sana yetmiş milyon,” Dedim adam şaşırdı, kendisi yüz milyona almaya razı. “Hiç şaşırma, kardeşim biraz da pazarlık payı koyarak dairenin gerçek fiyatını söylemiş sana. Fakat nakit ihtiyacımdan dolayı sıkı pazarlık eden peşin paralı müşteri gelse yetmiş milyona vermeyi düşünüyordum. Senin paran helal para, ayrıca tanımadığım biri referans olup bana göndermiş. Eğer ki sana iyi niyetinden dolayı fazla fiyata satmış olsam vicdanım rahat etmez, onun için yetmiş milyon.” dedim. 

Mutlu oldu, cebinden elli milyon çıkarıp masaya koydu “Kalanı da üç gün sonra göndereceğim,” diyerek ayrıldı. 19.05.2025 

  

 


Yazının Devamı
Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır Dada Medya
Web Tasarım - Sosyal Medya Yönetimi - Reklam Ajansı - Video Çekim - Grafik Tasarım - Niğde Ajans