İlimiz kamu hizmetleri açısından kurumsal yapılanma gerçekleşmediği için hep geride kalmıştır.
1982 yılında, o yıllardaki 67 ilden 64 il otomatik telefon santraline kavuşurken Niğde, Hakkari ve Gümüşhane ile birlikte en son bu hizmete ulaşan il olmuştur.
1990’lı yılların sonuna kadar DSİ (Devlet Su İşleri) Niğde’de ‘Baş Mühendislik’ olarak hizmet verirken Aksaray ilindeki DSİ Şube Müdürlüğü’ne bağlı olarak hizmetlerini sürdürmek zorunda kalmıştır.
Niğde’de şu anda DSİ Şube Müdürlüğü olarak hizmet verebiliyorsa Niğde yerel basınının büyük katkısı olmuştur.
Elektrik hizmetleri için projeli işlerde Konya’ya bağlıyız.
Karayolları ulaşım hizmetleri şube müdürlüğü seviyesinden dolayı projeli hizmetlerde Kayseri Bölge Müdürlüğü’ne bağlıyız.
TÜİK Nevşehir’de Bölge Müdürlüğü olarak faaliyet göstermektedir. Bu kurumun yıllar önce Niğde İl Müdürlüğü faaliyeti sonlandırılmıştır. İstatistik hizmetleri Nevşehir ili tarafından karşılanmaktadır.
Aksaray ilinde İdare Mahkemesi kurulmuştur ve hizmetlerini sürdürmektedir. Bizim vatandaşımız İdare Mahkemesi hizmetlerinden yararlanabilmek için Aksaray’a gitmek zorundadır.
Bu uygulamaların sebebi yılların ilgisizliği, ihmalleri sonucunda küçülen ve göç vermeye itilen bir il halini aldık. Bir ilin kalkınabilmesi için yatırımcı alması mevcut yatırımların gelişip büyümesi yukarıdaki tabloda mümkün mü?
İstihdam yaratmak mümkün mü?
Bu ilde bir avuç insan ilin katma değerini sürekli kontrol altında tutmaktadırlar.
Buna bir neşter vurulmazsa gelişimden, göçün geri dönüşünden bahsetmek mümkün değildir.
İlde çok sayıda küçük işletmeler mevcuttur. Bu işletmeler Teşvik Yasası gibi önemli yasaların getireceği büyük avantajından gerektiği gibi yararlanamıyor.
Turizm ve kültür mirasımız daha çok ilgi, daha büyük desteklere ihtiyaç duymaktadır.
İlin tanıtımı çok zayıf.
Bir çok kurum, bunlara özel sektör de dahil bir araya gelip AR-GE çalışmaları için danışmanlık hizmeti verip çevre illerle rekabeti güçlendirmeliyiz.
Niğde’de adil bölüşmenin de makası çok açılmaktadır, gelir dengesizliği büyümektedir; bu hiç iyi bir gidişat değildir. İlimizin insanı bundan çok şikayetçi.
İldeki göç, beyin göçü, sermaye göçü, emek göçü ve sosyal nedenlerden ibarettir.
Çiftçi fakirleşti, tarım çöktü, esnaf kan ağlıyor, küçük işletmeler bir bir kapanıyor, yatırım olmadığı için teknik adamlar ve emekçileri kenti terk ediyor.
Gençlerimiz eğitim için gittikleri illerden iş bulmaları halinde Niğde’ye dönmemektedirler.
Varlıklı ailelerin gençleri ise memleketinde yatırım yapmayı düşünmüyor.
Göçün diğer bir nedeni genç nüfusun ve her yaş gurubunun olmazsa olmazı olan sinema, tiyatro, sanat ve kültür faaliyetlerinin yapılabileceği bir kültür merkezinin olmaması, değişik branşlarda spor yapılabilecek kapalı ve açık spor tesislerinin bulunmayışı göçün diğer nedenlerinden birisi olmaktadır.
TÜİK’in 2024 yılı sonlarında yayınladığı bir raporda Orta Anadolu’da yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler arasında Niğde yer almaktadır.
Bunun sebebi yine ilgisizlik, sorumsuzluk ve meslek odaları ve halkla birlikte karar alınmaması, Niğde’nin öncelikli ihtiyaçlarıyla ilgili bir platform oluşturulmamasıdır.
Bu arada Niğde Anadolu Haber Gazetesi’nin göç ile ilgili, depremle ilgili, 96 yıllık ihmalle (Ecemiş Projesi) ilgili çok değerli ve etkileyici şeffaf, doğru, araştırmacı gazeteciliği ürünü yayınlarından dolayı Yazı İşleri Müdürü Kazım Karakaya’ya ve yazı işleri kadrolarına teşekkür ediyorum.
1990’lı yılların başında Almanya’nın Melle şehri ile Niğde kardeş şehir uygulamaları adımları atılmaya başlandı. 1996 yılında Niğde Belediyesi ile Melle arasında, kardeş şehir uygulaması resmiyet kazandı. Sayın Ayten Soylu başkanlığında bir yönetimle karşılıklı görüşmeler, ziyaretler düzenli olarak mesafe aldı ve güçlü temeller atıldı.
2017 yılından itibaren dernek, yeni bir yapılanmaya giderek ismi de Niğde Dostluk Derneği şeklinde değiştirilmiştir. Başkanlık görevini de Ecz. Selma Esirgen Hanımefendi yürütmektedir. Dernek, yeni yönetimi ile öncelikle üniversitemizin kuruluş amaçlarına uygun bir şekilde tarım bilimleri ve teknoloji, makine mühendislik bölümü, elektrik ve elektronik bölümü ve aşçılık bölümünden 10 öğrenciyi Melle’de ve Macaristan’da çeşitli iş yerlerinde uygulamalı saha çalışmasına gönderdi. Ortaya konulan bu proje Avrupa’da bile Niğde’nin, Niğde Ömer Halisdemir Üniversite’nin tanıtımına devasa bir katkı vermiştir.
Geçtiğimiz günlerde yapılan iftar programında açıklamalarda bulunan Başkan Esirgen, projelerin ortaya konmasında yazışmalarımızda sosyal medyayı yöneten Sayın Berrin Erdem’e, katkılarından dolayı Sayın Berrin Harmanşah’a 6 Şubat destek çalışmalarında Sayın Radiye Cankürtüncü’ye, Asuman Koçdor, Sevgi Özbek, Serpil Gültekin ile derneğimizin temellerini atan Ayten Soylu’ya şükranlarını sunduğunu ifade etti.
Esirgen, yönetim kurulunda yardımcılık görevi üstlenen Seher Mandacı Şahin’e, Muhasip Sıdıka Tuğrul’a, Sekreterlik görevini ifa eden Asuman Koçdor ile Nurcan Macit’e teşekkür etti.
Üniversitemiz ile Dostluk Derneği’nin birlikte bir dayanışma ruhu ile uyguladıkları bu çalışma ilimiz için önemli bir vizyon olmuştur. Birçok kuruma örnek olacak bir çalışmadır. Kısa süre önce kutlanan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ruhuna uygundur.
Dostluk Derneği, dernek olmanın ötesinde yok olmaya yüz tutmuş, birlik beraberlik, dayanışma duygularını ayağa kaldıran sosyal hayatı, sosyal ilişkileri yeniden canlandıran, ülkemizin ve ilimizin en çok ihtiyaç duyduğu eğitime destek uygulamaları ile gönüllerimizde taht kurmuştur.
Ben de kurulduğu günden bu güne kadar yönetimlerinde hizmet veren çalışmalara destek veren herkese en derin en samimi duygularımla teşekkür ediyorum.
NİĞDE ANADOLU HABER 22. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ
Mustafa Kemal Atatürk, temsilcileri olduğumuz Anadolu basınını Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli katkıları olduğu için milletin müşterek sesi olarak tarif etmiştir. Biz de Niğde Anadolu Haber çatısı altında bir birlik, bir güç, bir kale oluşturduk. O da meslek ilkeleri doğrultusunda fikir kalesi.
Şu ilkenin etrafında bu çatı altında “ Basın özgürlüğünün gazetecinin özgürlüğü değil, halkın haber alma özgürlüğü olduğunu hiç unutmadan çalışacağız”
NOT : Engelli ve engelli yakınları kaldırımda trafikte, her alanda her yerde rahat hareket edemediklerini, yetkililerin hayatlarını kolaylaştıracak denetimler yapmasını bekliyoruz dediler.
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN TÜRK HALKINA TÜRK MİLLETİ DENİR
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Tarihi değerlendirmeler ve coğrafi yapısından ileri gelen özelliği ile Kapadokya’da yer alan ilimiz diğer Kapadokya illeri olan Kayseri, Nevşehir, Aksaray illeri kadar bir türlü turizm zenginliğinden pay alamamaktadır. Çünkü altyapısında hiçbir sağlıklı proje ortaya konulamadı. Siyaset kurumu da öncü rolünü oynayamadı. Kapadokya’da yer aldığımıza dair yarım asırdır Türkiye kamuoyunda ne bir bilgilendirme ne de bir algı yaratamadık.
Uzun süredir Niğde Müzesi teşhir salonu ziyaretlere kapatıldı. İddialar odur ki yaşanan 6 Şubat depreminden binanın etkilendiği söyleniyor. Yaklaşık 1,5 yıldır ziyarete kapalı olan bölüm açılacak mı? Yeni müze binası yapılacak mı?
Yine iddialara göre 2025 yılı bütçe programında yeni müze binası için ödenek tahsis edilmediği söyleniyor.
Değerli arkadaşım tarihçi, araştırmacı, Emin Selamoğlu uzun süredir tarihi değerlerimiz, kültür mirasımız, önemli eserlerimizi bir kültür turları yaparak ve bu turlara destek vererek ilimizden ve dışarıdan gelen misafirlere rehberlik etmektedir. Bu ili karşılıksız seven Selamoğlu, yaz-kış demeden bütün tabiat koşullarında fedakârlık ederek bu fahri görevi sürdürmektedir. Kendisi ile yaptığım bir söyleşide kale ve saat kulesini, bir zamanlar eski müze binası olarak da kullanılan Akmedrese’yi misafirlerle birlikte ziyaret edemediklerini çünkü kapılarının kapalı olduğunu ifade etti. Selamoğlu, kale civarındaki Sungurbey Camii’ni de restorasyon bitmediği için ziyaret imkanı bulamadıklarını söyledi. Saygıdeğer hemşehrilerimiz kale, saat kulesi, Sungurbey Cami, Rum Kilisesi, Ermeni Kilisesi ve Bedesten bu bölge için hiçbir ile nasip olmayan adeta tarihi bir kampüstür. Selamoğlu, diğer bir tespit de bulundu. Kavlaktepe Yeraltı Şehri bürokratik nedenlerle ışıklandırılmadığı için fenerlerle gezilebiliyor. Yine Hasaköy Kilisesi ve eski okulun harap bir durumda bulunduğunu 10 yıl önceki ziyaretinden bugüne hiçbir değişiklik ortaya konmadığını ifade etti. Sözlerine devam ederek mutlu olduğum, ziyaretçilerimizin de mutlu olduğu iki konuya değinme ihtiyacı duyuyorum dedi. Gittiğimiz köylerden muhtarlarımız Anadolu misafirperverliğinin en güzel örneklerini ortaya koyarak bizi karşıladılar ve ikramladılar. Niğde Belediyesince işletmeye açılan Tabal Gastronomi Merkezi’nden çok etkilendik ve çok beğendik gelen grup mutlu oldu. Yeşilburç Denee Kadın Kooperatifi de bizi en iyi şekilde karşıladı.
Yukarıdaki notlarımızdan sonra Kapadokya’da Niğde’nin pay alması, turizm geliri elde etmesi, tur operatörlerinin buraya yönelmesi sonuçta 4 Kapadokya ili ile Niğde’nin rekabet etmesi mümkün gözükmüyor.
6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinde büyük hasar gören 11 ile yakın olup depremden etkilenen Adana, Niğde ve Kayseri oldu. İlimiz eski isimleriyle Çayır, Şahinali, Ahipaşa, Songur Mahalleleri ile Cumhuriyet, Eski Terminal Caddesinde çok hasarlı binalar boşaltıldı, iş yerleri boşaltıldı. Niğde mağdur olan vatandaşların talepleri doğrultusunda Ankara tarafından GENEL HAYATA ETKİLİ AFET BÖLGESİ OLARAK KABUL EDİLDİ. Alınan bu karardan bugüne kadar ne tür destekler ne tür mağduriyetleri giderecek projeler ortaya konduğunu hem depremzedeler hem de Niğde kamuoyu merak etmektedir. Açıklama istiyorlar.
Hileli gıda üretmeyen 22 il arasında ilimizin de yer alması bizlere mutluluk verdi. Ahi kültürünü yaşatan değerli esnafımızı tebrik ederiz.
70 yıldır sanayileşme denildi olmadı, işsizliğe çözüm dediler gerçekleşmedi, beyin göçü ve nüfus erozyonu önlenecekti olmadı, il geri kalıyor dedik “Kalkındık” dediler.
Gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşündüler.
Anlatmak istediğini değil de anlamak istediğini anlayanlar için söylenen her söz fazladır
T.S. Eliot
Dünya Yaz. Felsefe ve Ede. Alıntı
Yazının Devamıİlimiz 9 bin yıllık kültürel ve tarihi mirasa, yeraltı ve yer üstü zenginliklere sahip olmasına rağmen bir türlü gelişmeyi ve kalkınmayı sağlayamamaktadır.
Niğdeli adeta zengin topraklarının, zengin kaynaklarının fakir bekçileri konumundadır.
Bir kısım yatırımcı kolektif ticaret anlayışını benimsememektedir. Büyük yatırım imkânı olan bir kısım çevreler ise küçük olsun benim olsun anlayışı içerisindedirler. Tarımda patates ürününün cins ve toprağa uygunluğu için gerekli olan yol gösterici rolü bulunan Patates Araştırma Enstitüsü yerel basınının ısrarlı çabaları sonucunda Niğde’ye kazandırılmıştır.
Demek ki önemli projeler kararlı insanlarla kazanılabiliyor. Kaybedilen birçok proje ise ilgisizlikten takipsizlikten kaybedilmiştir.
Yine 1980’li yılların ortalarından itibaren yükselen bir değer olarak ortaya çıkan turizm sektörünün önemi çok geç anlaşılmış, coğrafyamızdaki tarihi ve kültürel miras tanıtılmamış, değerlendirilmemiştir.
Hüdavend Hatun Anadolu Selçuklu Devleti döneminde ilk kadın validir. Böyle değerli bir kadın yöneticinin 1312-1313 yıllarında kendi türbesini Niğde’ye yaptırmış olmasıve vefat yılı olan 31 Mart 1332 yılında kendi inşa ettirdiği türbede toprağa verilmesi dikkat çekici ve Niğde tarihi için iz bırakan bir konudur.
Yaklaşık 680 yıl önce Hüdavend Hatun tarafından yönetilen Niğde,Cumhuriyetin kuruluş yıllarından bu güne kadar Ankara’ya kadın vekil gönderemeyen az sayıdaki iller arasındadır. Ülkemiz yönetimine çok değerli eğitimciler, bilim adamları, hukukçular, doktorlar, valiler, bakanlar ve kahramanlar veren Niğde’nin geri kalmış iller arasında yer alması, göçvermesi, yaklaşık 30 yıldır kabinelerde bir bakanla temsil edilmemesi düşündürücüdür.
Son birkaç haftadır Ketençimen’deki Kardan Adam Şenliği, Demirkazık Dağı’ndaki kayak sporu ile ilgili yapılan program, TRT’deki Dünya Niğdeliler Günü ile ilgili yayın tabi ki değerlidir ama bu tür şenliklerin, programların festivale dönüştürülmesi gerekir. Yani her yıl aynı tarihte daha renkli, daha çok katılımla geleneksel hale getirilmesi gerekir.
İlimizin ısrarla ve her fırsatta kongrelerde, şenliklerde, festivallerde Niğde’ye kazandırılacak yeni hizmet kurumlarında çevre düzenlemelerinde Kapadokya’da yer aldığı ortaya konmalıdırlar.
İlin acilen kapalı ve açık festival alanları, fuar alanları ile kongre merkezleri yapımına kent kimliği açısından ihtiyacı vardır. Bu tesisler kent merkezinde değil, trafiğe nefes aldıracak şekilde şehrin giriş ve çıkışlarında uygun alanlarda inşa edilmelidir.
Prof. Dr. Süheyl Ünver, Orta Anadolu Defterleri, isimli kitabının girişinde gençlerle sohbetinde “ Sizler adeta bir Selçuklu müzesi içerisindesiniz. Bu eserlerden bir taş düşerse matem tutun, biz bu vatanda onlarla varız. Bu eserlerin yalnız meraklısı değil tiryakisi olun” sözleri bugün anlayana nasihat mahiyetindedir.
ŞEHİRLERİN MİMARİ DİLİ OLMALIDIR BUNUN İÇİN DE ÖNCE ŞEHRİN KİMLİĞİ AÇISINDAN DAHA İTİNALI DAVRANILMALIDIR
Kente karşı vefa kavramı ihmal edilmemelidir. İlin ekonomik ve kültürel yönden gelişmişliğini sağlayabilmek için karanlığa kapalı, aydınlığa açık fikirler üretmek, bunu başarmak için de güçlü fikir platformları oluşturulmalıdır.
Eleştirilere karşı suçlamalarla değil çağdaş olumlu düşüncelerle karşılık vermeliyiz, birbirimizi sabırla dinlemeliyiz. Gelecekle ilgili planlama yapma alışkanlığı ortaya konmalıdır. Beş-on yılı değil kırk-elli yılı düşünerek öngörülü davranıp kalıcı hizmetler kazandırmalıyız.
Geleceğin Türkiye’sini geleceğin Niğde’sini düşünürken bilimsel metotlar kullanıp aynı zamanda bilim, sanat tarihi, mimarlık gibi çok değerli kadrolardan yararlanmalıyız.
Bunun kalıcı örneği 15-20 yıl önce Cullaz Sokak’ta ortaya konan yenileme projesi, bu proje ile yerel mimari gelecek nesillere taşınmış Niğde’nin kökleri korunmuştur.
Yazının Devamıİkna edilmişler ile yola çıkılmaz,
Yola inananlarla çıkılır
Eski Niğde’de 1980 ve 1990’lı yıllar Niğde Organize Sanayi Bölgesinde yatırım ve istihdam açısından en hareketli yıllar oldu. Bu yatırımların lokomotif sektörü de tekstilde ortaya geldi. O yıllardaki Niğde ilinin genel nüfusu ise 225 bin. Yaklaşık ortaya gelen istihdam 5 bin kişinin üzerindeydi. Teşvik ve vergi indirimleri de bugünkü kadar cazip değildi. Türkiye’de bile ses getiren yatırımlar ve işletmelerin bir kısmı ilerleyen yıllarda yani yeni Türkiye’de üretimi azalttılar veya kapanan işletmeler oldu. Yeni Niğde’deki şuanda yarattığı istihdam o yılların yarısı bile değil genel nüfus ise 370 bin kişi. Nüfus konusunda sorumlu çevreleri yanlışımız varsa düzeltmeye yoksa kamuoyuna yeni istihdam sayısını açıklamalarını bekliyoruz. Bor Organize Sanayi’deki yatırımları istihdam sayısını ve Niğde 2. Organize Sanayi’deki çalışmalar hakkında da kamuoyu beklenti içerisinde. Mesela bu 2024 yılını içine alan bir açıklama olabilir.
Eski Niğde’de 1979-80 yıllarında SSK bünyesinde çalışan emekçiler ile SSK emeklileri sağlık hizmetleri konusunda sadece merhum Dr. Suat Sönmez’in tabipliğini yaptığı bir sağlık istasyonunda muayene olabiliyorlardı. Halbuki çevre illerde SSK’lı kesimin yataklı tedavi görebileceği, rapor alabileceği, düzenli tedavi olabileceği hastaneler yapılmıştı. Birçok hasta Kayseri ilindeki SSK hastanelerine tedavi olmak üzere kışın soğukta yazın sıcakta kısıtlı bütçelerinden masraf ederek gitmek zorunda kalırlardı.
Bu konuda merhum gazeteci İsmet Sayın ile merhum Dr. Suat Sönmez, bir grup arkadaşlarını da yanlarına alarak Ankara’da görüşmelerde bulunup Niğde’ye de bir SSK hastanesi kurulması konusundaki taleplerinin ve ısrarlı çabalarının sonuçlarını hayata geçirerek SSK hastanesinin kuruluşunu sağladılar. Bu iki değerli insan hiçbir karşılık beklemeden siyasette bir beklentileri olmadan hiçbir kesime yaslanmadan bu değerli hizmeti Niğde’ye kazandırdılar.
Anadolu Haber Gazetesi’nde yazmaya başladığım andan itibaren değerli mesajlar ve telefonlar aldım. Birçok Niğdeli bu ile emeği geçmiş insanlardan yapılanlar ve yapılamayanlar konusunda gazetenin yayın politikası ile ilgili takdir duygularını ifade ederek kendilerinin de kamuoyuna iletişim kurma konusunda katılımcı demokrasi adına, çok seslilik adına Anadolu Haber’in Niğdelilere gündemle ilgili çok kıymetli konuları masaya yatırmasından dolayı teşekkürlerini ilettiler.
Niğde eski milletvekili sayın İbrahim Arısoy Niğde-Kayseri karayolu üzerindeki Gümüşler kavşağının sürücüler için sağlıklı bir trafik güvenliği sunamadığını bu kavşakta yeni bir altgeçit üstgeçit projesi yapılarak yoğun trafiği olan bu bölgenin sağlıklı ve güvenli bir trafik akışının sağlanabileceğini ifade etti.
1940’lı 1950’li ve 1960’lı yıllarda Niğde’de üç sinema ve bir de yazlık sinema hizmet vermekte iken yeni Niğde’de üniversite kentinde 170 bin kişinin ikamet ettiği Niğde’de sinema, tiyatro, sergi ve diğer sanat kollarının icra edildiği birçok amaçlı kültür merkezi bile tesis edilememiştir. Sinema konusunda Akkuş ailesinden kıymetli arkadaşım Hacı Emin Akkuş’tan edindiğim bilgilere göre çünkü Akkuş ailesi sinemanın Niğde’de temellerini atan ve tarihini yazan, sinema kültürünü yaşatan bir aile. 1950 yılında Melek Sineması, 60’lı yıllarda Yeni Sinema renkli sinema, bir de Büyük Sinema faaliyetlerini sürdürmüşler. Daha sonra Melek Sineması’nın olduğu yere hem kışlık hem de yazlık sinema hizmeti vermek üzere Akkuş ailesinin büyüğü kıymetli insan Rahmi Akkuş’un öncülüğünde merhum teyzesinin oğlu Abdullah Ecemiş arkadaşları yine hepsi merhum Ali Yarbuğ, dondurmacı Hilmi Öter, Halil Korkmaz gibi kıymetli insanları da hissedar yaparak renkli sinemayı hizmete almıştır.
3 - 4 yıl önce Niğde-Çiftlik yolu üzerinde tesis edilen Ketençimen Dağ ve Kayak Evi çok önemli çok değerli yüksek bir ziyaretçi trafiğine sahn e olmaktadır keşke bu tesisin özellikle Çukurova’da güçlü bir tanıtımı yapılarak Niğde’ye gelecek olan yerli ve Çukurova ağırlıklı ziyaretçi sayısını arttırarak ilin tanıtımına önemli bir katkı sağlanabilirdi.
İlimizde kış sporları ile dağ turizminin, dağ sporlarının tanıtımında önemli emekleri olan saygıdeğer büyüğüm Niğde Dağcılık İl Temsilciliği görevini de uzun süre ifa eden Nuri Dokuzoğlu ile merhum Mümtaz Çankaya’yı saygı ve sevgiyle anıyoruz. Merhum Çankaya ile ilgili akrabası sayın Hulusi Çankaya’dan öğrendiğimiz bilgilere göre Demirkazık’ta mevcut kayak evi yapımında merhumun büyük katkısı olduğunu, ilin genel anlamda tanıtımındaki katkılarının da çok büyük olduğunu ifade ederek ayrıca Çankaya ailesinin İnönü mahallesinde Belma - Mümtaz Çankaya adına bir aile sağlığı merkezi hizmete sunulmuştur dedi.
Yukarda okuyucularımla paylaştığım konuların ruhu aramızdan ayrılan saygıdeğer büyüklerimizi hem anmak hem de değerli aile bireylerine vefa duygularımızı ortaya koymak için iğne ucu kadar bu vilayete emeği geçen insanları hatırlamaya devam edeceğiz.
Siyasette, sporda, sokakta, trafikteki gerginlik ve kullanılan dillerden özellikle çocuklar ve gençler ile toplumun her kesimi çok etkileniyor, üzülüyorlar. Bu çevrelerin daha özenli olmalarını düşünüyorum.
Yazının Devamı4 Haziran 1929 yılında dönemin Niğde Milletvekili Faik Soylu, Nafia vekili (Bayındırlık Bakanlığı) Recep Beyefendiye maruzattır diye bir dilekçe yazarak Çamardı’dan çıkan Totari ve Ecemiş sularının birleştirilerek 1 milyon dönüm genişliğindeki But Ovası diğer ismi ile Misli Ovası’nın sulanmasını talep etmiştir.
Ve bu başvurudan sonra bugüne kadar hiçbir siyasi dönemde, bir daha Niğde için ihtiyaç olan bu konunun kapağı kaldırılmayıp hiçbir vekil veya bürokrat tarafından gündeme getirilmemiştir.
Bugün Orta Anadolu ve Niğde ili kuraklıkla yüz yüzedir. Daha ileriki yıllarda da değişen küresel iklim etkilerinin devam edeceği bilimsel olarak ortaya konmaktadır. Niğde gerçekle yüzleşmek zorundadır.
Bundan önemli bir gündem yoktur ve bunun sonuçlarından Niğde küllerinden doğacaktır.
Bu gündemin bir vahim tarafı komşu illerin (Nevşehir, Aksaray) Devlet Su İşlerinin yetkili kurullarına başvurarak kendilerine de yapılacak projelerden talepleri olmuştur. Merak eden kişi ve kurumlar konunun geldiği noktayı yetkililerden bilgi sahibi olabilirler.
İlimizde yaklaşık 50 yıldır patates ekimi yapılmaktadır. Her seçim öncesi üreticiye bu ürünle ilgili ihracat ve iç pazarda imkanlar sunulacağını, ucuz gübre, ucuz akaryakıt vaatleri karşılığını bulmadan her geçen yıl artan girdi maliyetleri yüzünden çitçi ekonomik zorluklar çekmekte, arazisini ve traktörünü satmaktadır. Köylerden kente veya il dışına göç devam etmektedir. İlimiz son yıllarda göç veren iller arasında yer almaktadır.
Ne bir siyasi kadro ne meslek birlikleri üreticiye önder olmamıştır. Her alanda ihmal edilen Niğde’de hiç olmazsa patatesle ilgili devletin öncülüğünde “entegre tesisler” kurarak çiftçi ayağa kaldırılmalıdır.
Niğde’nin gelişip kalkınma yolundaki iller arasına girebilmesi için rekabet koşullarını oluşturması gerekir. Çünkü yakın veya uzak illerde birçok ilin hatta ilçelerin bile “havaalanı, hızlı tren hizmetleri” devreye alınmıştır.
1995 yılında Emen Ovası’nda altyapısı bitirilip temelleri atılan Niğde Havaalanı ne programa alındı ne de bir çivi çakılabildi.
Son 5 yıldaki havaalanı yatırımlarına bakarsak Yozgat ili havaalanını gerçekleştirdi. Nevşehir’de zaten havaalanı var. Hatta çok ilginç bir örnek Rize-Artvin’de karada yer bulunamayınca denizin ortasına yapıldı.
10-15 yıl önce Ankara’dan havaalanı projesiyle ilgili birkaç teknik konularda misafirler geldi. İlin yöneticileriyle görüştüler; ziyaret tam bir seçim öncesiydi. Genel Seçim…Ve kamuoyuna açıklamalarda bulundular; Niğde ile Aksaray arasında hattı ismi de “Hasandağı” olacak şekilde bir havaalanı yatırımın gerçekleşeceğinin müjdesini verdiler. Hasandağı yerinde duruyor ama sözler uçtu gitti.
Kimse oturduğu yerden yatırımcı gelir diye beklemesin Niğde’ye. Çünkü yatırımcı için 2-3 kriter vardır. Ulaşım gücü ve ulaşım alternatifleri, hammaddeye yakınlık uzaklık, ihracat için havaalanı ve deniz limanlarına yatırımın yakın olması gibi…
Bu şartları taşımayan Niğde’ye girişimci kazandırabilmek mümkün değildir. Kimse memleketi bile olsa kaybetmeyi göze almaz diye düşünüyorum.
Demokratik bir sistemde insan haklarının tam olarak sağlanabilmesi için din ve vicdan hürriyetinin, fikir ve düşünce hürriyetinin, teşebbüs hürriyetinin kurumları, kuralları ile yerleştirilebilmesi gerekmektedir.
İnsan hakları kavramı sadece bu 3 hürriyetten ibaret değildir. Enflasyonla mücadele, kalkınma hamlesinin başarıya ulaşması, refahın artması da hep insan hakları içermektedir.
İlimizde de kalkınma girişimlerinin başarılı olabilmesi için güçlü bir zihniyet devrimine ihtiyaç vardır. Bu konuda çok gecikildi. Yakın tarihte Orta Anadolu’daki yoksul iller arasında yer almamız vahimdir, üzüntü vericidir ve gelecek için insanların umutlarını tüketmektedir.
İlimizin kalkınmakta olan iller arasına girebilmesinin yolu psikolojideki “Öğretilmiş çaresizliği” çareye dönüştürmek, umutsuzluğu kırmak gerekir.
Yukarıdaki ertelenmiş projelerin daha da gecikmesi halinde “Marka Şehir Niğde’den” bahsedilemez, “Medeniyetlerin Yaşatıldığı Şehir” sözü de çerçevelerde kalır.
5 Şubat Niğde’nin Onur Günüdür.
Mustafa Kemal Atatürk’ü ilimizi ziyaretlerinin yıldönümünde rahmet, minnet ve saygı ile anıyorum.
Yazının Devamı