yandex
KEŞKE AHİ EVRAN GİBİ BİR TEŞKİLAT OLSAYDI | İdris YAVUZ | Köşe Yazıları | Niğde Anadolu Haber
  • DOLAR
    35,6248
    %0,05
  • EURO
    37,1201
    %-0,02
  • G. Altın
    3.147,56
    %0,23
  • Ç. Altın
    4.996,08
    %0,00
  • BIST
    10.009
    0
  • BITCOIN
    105,810.101
    0.08
  • ETHEREUM
    3,341.303
    0.49
  • DOLAR
    35,6248
    %0,05
  • EURO
    37,1201
    %-0,02
  • G. Altın
    3.147,56
    %0,23
  • Ç. Altın
    4.996,08
    %0,00
  • BIST
    10.009
    0
  • BITCOIN
    105,810.101
    0.08
  • ETHEREUM
    3,341.303
    0.49
İdris YAVUZ

KEŞKE AHİ EVRAN GİBİ BİR TEŞKİLAT OLSAYDI

: 13-01-2025

Ahilik Teşkilatı'nın kurucusu Ahi Evran Azerbaycan'ın Hoy kasabasında (1171–1261) doğmuştur. Ahi Evran Ahmet Yesevi’nin de öğrencisidir. 

Selçuklu Sultanı Gıyaseddin-i Keyhüsrev döneminde, Anadolu'ya gelen Ahi Evran Konya'da Sultan'a yazdığı Letaif-i Giyasiye adli kitabını Hükümdar beğenir ve Ahi Evran'a büyük ilgi gösterir.

Ahi Evran 1205 yılında Kayseri'ye gelir, burada devletin desteği ile büyük bir sanayi kuruluşuna öncülük eder.

Sultan Aleaddin Keykubat'ın Ahi Birlikleri'ni himaye etmesi ile Anadolu'nun birçok yerinde bu birlikler süratle kurulmaya başlanır.

 Bu dönem Anadolu Selçuklu Devleti’nin iktisaden en parlak dönemidir. 

Özellikle Kırşehir’de eşinin kurduğu Anadolu Kadınlar Birliği (Baciyan-i Rum) yetim, kimsesiz genç kızları himayesine almış, onların eğitimlerini ve diğer ihtiyaçlarını karşılamıştır.

 İhtiyar kadınların bakımı, genç kızların evlendirilmesine katkılar sağlamış, maddi sıkıntıda olanlara da yardım etmiştir.

 “İşine, Aşına, Eşine sahip ol" sözü bu teşkilatın ana prensibi olmuştur. Anadolu Kadınlar Birliği, dünyada kurulan ilk kadınlar teşkilatıdır. 

Ahi Evran Debbağlık dalından başka 32 çeşit esnaf ve sanatkârın lideri olmuştur. 

Bu dönemde ilk kez su saati, otomatik musluk, el yıkama ve abdest alma esnasında kendiliğinden su döken makine, kendi kendine müzik çalan alet, otomatik su tulumbaları, su fışkırtan fıskiyeler, şifreli anahtarlar, değişik hareket yapan robotlar yapılmıştır.

Ahi Evran'ın Letaif-i Hikmet adlı kitabında,. “Allah insanları yemek, içmek, giymek, evlenmek, mesken edinmek gibi çok şeylere muhtaç olarak yaratmıştır. Bu nedenle demircilik, marangozluk, dericilik gibi mesleklere, alet ve edevat imal etmek için insan gücüne ihtiyaç vardır" demektedir.

Ahilik, toplumu sanata yönlendirmiş ve her birinin belli bir sanat dalıyla meşgul olmasını sağlamıştır. 

Ahi Evran sisteminde; “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalış" prensibini kendisine ilke edinmiştir

 Faslı seyyah İbn–i Batuta, (1304–1369) Seyahatnamesi’nde Ahi teşkilatını anlatırken; 

“Ahiler, Anadolu’ya yerleşmiş bulunan Türkmenlerdir. Bunlar yaşadıkları her yerde, şehir, kasaba ve köylerde, ülkelerine gelen yabancıların her türlü ihtiyaçlarını giderme ve bulundukları yerlerin güvenliğini sağlamaktadırlar. 


Bu sistemin özünde doğruluk, emaneti koruma, yetimin hakkına sahip çıkma, düşkünün elinden tutma, misafir ağırlama, Allah için sevme ve Allah için kızma gibi özelliklere yer verilir” Demektir.

Ahi Evren geleneği, Orta Asya’dan beri devam ede gelmiştir. Anadolu’da 13. yüzyıldan sonra kurulan “İlk Türk esnaf birliklerinin adıdır. 

Ahi kelimesi, “Kardeşim” demektir. Eli açık, cömert, yiğit, vicdanının sesini dinleyen  “Adam” demektir.

Ahilik sisteminde; “Harama bakma, haram yeme, nefsine hâkim ol, doğru, sabırlı, dayanaklı ol,yalan söyleme, büyüklerinden önce söze başlama, kimseyi kandırma, kanaatkâr ol, dünya malına tamah etme, yanlış ölçme, eksik tartma, kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil. Kendin muhtaç iken başkasına verecek kadar cömert ol.  Toprağa bağlan, suyu israf etme, ağaç dik, güçlü ol, bildiklerini öğret, din ve mezhep ayrılığı gözetmeden bütün insanlara karşı sevgi besle” gibi kesin kurallara yer verilmiştir.

Ahilik’de asla kul hakkı yenmez. Yanlışlık yapanın pabucu dama atılır ve onun yüzüne bir daha bakan olmaz. 

Yoksul olup aç yatan, çaresizlik içinde kıvranan her insana el uzatmak vardır.

İşte böyle bir sivil toplum örgütünün etkili olduğu bir ülkede yokluğa ve yoksulluğa yer olmaz.

 Bu konuda eğitim sisteminde köklü bir reforma ihtiyaç vardır diye düşünüyorum.


ADNAN KAHVECİ (1949 – 1993)

Sıradışı ve özverili çalışmalarıyla iz bırakan bürokratlardan biride eski maliye bakanı Adnan Kahveci’dir. Yoksul bir ailenin çocuğu olan Kahveci 1949'da Trabzon'un Köprübaşı ilçesinde dünyaya geldi. Zeki, dürüst, vatanını, milletini, bayrağını her şeyden üstün tutan, Türk siyasi tarihinde önemli yeri bulunan bir devlet adamıdır. 

Kahveci'nin hayatı hep üstün başarılar ve birinciliklerle geçmiş, 1966 yılında Kabataş Lisesi'ni, üniversite sınavlarını, yurt dışı eğitimlerini MEB bursunu kazanarak ABD’de Indiana'da Purdue Üniversitesi’ni başarıyla bitirmiş, Missouri Üniversitesi'nde doktora eğitimini tamamlayıp ardından da aynı üniversitede asistan olarak çalıştığı sırada Türkiye'ye dönüp, Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmıştır.

Kahveci; akademik hayatının ardından, İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalıştığı sırada Turgut Özal'ın kardeşi Korkut Özal'a danışmanlık yapmış, 12 Eylül döneminde Başbakanlık Danışmanlığına atanmış, 1983 yılında ANAP'ın kurucuları arasında yer almış, 1987 ve sorasında İstanbul’dan 18 ve 19. dönem milletvekili seçilerek siyasetteki yerini almıştır.

Bu süre içinde dikkati çeken başarılarından dolayı Adnan Kahveci, Başbakan Yıldırım Akbulut tarafından 1990’da Maliye Bakanı, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Hazineden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevine getirildi.

Dürüst ve çalışkanlığı nedeniyle Turgut Özal'ın çok sevdiği ve güvendiği isimler arasında yer aldı. "Harika çocuk" olarak da adlandırılan Kahveci, teknoloji ve bilimle ilgili hazırladığı projeleriyle adından söz ettirdi.

Kahveci, sanayi ve istihdam başta olmak üzere pek çok alanda yaptığı çalışmalar ve yolsuzlukların üzerine kararlı şekilde gitmesiyle sevilen siyasi kişilerden biri oldu. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a Kürt sorununun çözümüne yönelik bir rapor hazırladı.

Kahveci; tasarruf için makam aracı ve bakanlığa ait uçağı hiç kullanmadı. Hatta Maliye Bakanlığı döneminde bakanlığa ait bu uçağı dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis’e tahsis etmiştir.

Ülkesini çok seven, tarihinin gelmiş geçmiş en iyi bakanlarından biri olarak tanınan eski maliye bakanı Kahveci, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine getirmek için çaba sarf eden bir bakan olarak halk tarafından çok sevilmiştir.

Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ve Maliye Bakanı Adnan Kahveci’nin (44)  1993’de arka arkaya ölümlerinin arkasındaki sır perdesi, trafik kazasında babası, annesi ve ablasını kaybeden ve kendiside yaralı kurtulan Cihan Kahveci TBMM’ye dilekçeyle başvurup, olayın kaza olmadığını, bu konuyla ilgili Meclis’te araştırma komisyon kurulmasını istiyor ama sonuç alamıyor. 

Cihan Kahveci kazanın oluşunu ifade ederken;

“Girdiğimiz yolda ana yolu kapatmışlar. İki yönü tek şeride aktarılmış ama haberimiz yok. 

Bir müddet gittikten sonra annem kollarını iki yana açıp “Aman Adnan çarpıştık” dedi. Araçtan fırlamıştım. Yolun kenarından kalktım aracın başına gittim. Annemin nefes alıp almadığını kontrol ettim, ablamla konuşmaya çalıştım. Hepsi yaşıyormuş aslında. Bir kamyon durdurdum. Jandarmaya haber verildi. İki saat sonra geldi.


 Sonra öğrendik ki, yolu yapan müteahhit firmanın proje sorumlusunun apar topar Venezüella’ya gönderildiği, bu ülke ile Türkiye’nin suçluların iadesi anlaşması olmadığı için onun hakkındaki soruşturma sonuçsuz kaldı”diyor.

Cihan babasını anlatırken; ”Babam yaşasaydı yetkisini kullanıp, ‘Gel sana iş yeri açıyoruz’, demezdi, kendime iş arardım” demektedir. 

Adnan Kahveci bakanlığı döneminde “Kıyak emekliliği” veto ettirdi ama yine getirdiler. O da maaşının kıyak kısmını Maliye’de bir fona yönlendirmiş.

Onun vefatından sonra Meclis Başkanı Cihan’a; ’“İsterseniz yasa çıkaralım bunu değiştirelim, siz tam maaş alın” dedi. Kanunun adı ‘Kahveci Kanunu’ olur, binlerce kişi yararlanır, babamın da kemikleri sızlar diye kabul etmedik ve emekli milletvekili maaşının üçte birini aldık. Bizim mal varlığımız yok, babamdan temiz bir soy isim dışında bize hiçbir şey kalmadı” diye dert yanmıştır. Mekânı cennet olsun.

Yazının Devamı

ÜŞENGEÇ OTURARAK UYUR, YATARAK ÇALIŞIR


  • Üşenmeden çalış, yalvarmadan hüner öğren. (Özbek- Altay)
  • Üşüyen insan, ateşi düşünerek ısınamaz.
  • Üvey ananın kazanı ağır kaynar. 
  • Üvey oğul, alıngan olur.
  • Üveye etme özünde bulursun, geline etme kızında bulursun.
  • Üzerinde emeği olanın emeğini boşa çıkarma
  • Üzgün bir ruh, insanı bir mikroptan çok daha hızlı öldürür
  • Üzülme ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.
  • Üzülmek, pişman olmaktan iyidir.

  • Üzülmek, yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez, sadece bugünün gücünü tüketir.
  • Üzüm, üzüme baka baka kararır. 
  • Üzümü ye bağını sorma.
  • Üzümün çöpü, armudun sapı vardır. 
  • Üzümün iyisi dene, karinin iyisi nene olur.
  • Üzüntü önce beyni, sonra bedeni yıpratır.
  • Üzüntü, elden çıkanı geri getirmez. 
  • Üzüntüsü az olanın, ömrü uzun olur. 
  • Üzüntüsü sahte olanın, ağlaması gösterişli olur.
  • -V-
  • Vadesi yetene çare bulunmaz. 
  • Vahşi hayvan doğasının gereğini yapar.
  • Vahşi hayvan tuzakla, insanlar iyilikle avlanır. 
  • Vaizin sözü ile bir taşın yumuşadığını gören var mıdır?
  • Vakit altından daha değerlidir. (Çerkez atasözleri)

  • Vakit değerlidir, fakat gerçek vakitten daha değerlidir. 
  • Vakit insana, her şeyi öğretir.
  • Vakit keskin kılıca benzer. 
  • Vakit nakittir. 
  • Vakit para değildir, kaybedersen bulamazsın. (Tatar -Kazak)
  • Vakitlerin en şerlisi gençlik çağı, işlerin hayırlısı için kullanılmalı.
  • Vakitsiz açan gül tez solar. 
  • Vakitsiz öten horozun başı kesilir. 
  • Vakti boş olanın sözü çok olur. (Azerbaycan)
  • Vaktinden önce alınan kararların sonu yoktur. 
  • Vaktini boşa geçiren kurt, çekirgeyle yetinmek zorundadır.(Çeçen Atasözleri)
  • Vaktini boşa harcayan kimse cahildir. 
  • Var diye sevinme, yok diye de ağlama (Karaçay- Malkar)
  • Var eli herkes öper. (Tokat)
  • Var eli titremez. (Kırgız Atasözü)
  • Var evi kerem evi, yok evi verem evi. (Azerbaycan).
  • Var gücünle çalışırsan, tahılın harmana sığmaz. (Özbek- Altay)
  • Var günün dostu çok olar. (Azerbaycan)
  • Var olmak, hissetmek ve görebilmektir. Ancak yaşamak için düşünmek de gerekir.
  • Var olmanın sırrını tesadüflere bağlayan kimse ahmaktır. 
  • Varı görmeyen (bilmeyen) yokluktan korkmaz.
  • Varım deyip yaygara koparma, yoğum deyip pişman olma. (Kırım-Tatar)
  • Varını veren utanmaz  (Türkmen)
  • Varis için vasiyet olmaz. 
  • Varken istediğin kadar ye, yokken satın alıp ye. “Kazak”
  • Varlı varından pay verse, varsız da varlı olur. (Azerbaycan)
  • Varlıdan zarar gelmez, buyurur da, doyurur da. . 
  • Varlığın sonu ile yokluğun sonu birdir. (Azerbaycan)
  • Varlığına güvenme, yokluğuna gücenme. (Gagavuz)
  • Varlık çalıştırır, yokluk vuruşturur.
  • Varlık yokluktan, akıl sarhoşluktan iyidir.. (Çelebi Mehmet Han)
  • Varlıklı kişi çabuk kocamaz.
  • Varlıklıların lekeleri, parayla örtülür.
  • Varlıkta darlık çekilmez. 
  • Varlıktan sonra darlığa düşersen, ümidini kesme. 
  • Varlının gönlü oluncaya kadar kasabın canı çıkar. (Azerbaycan)
  • Varsa hünerin, var her yerde yerin, yoksa dardır yerin. 
  • Varsa pulun, herkes kulun; yoksa pulun dardır yolun.

  • Vasiyet ölüm getirmez. 
  • Vatan ve toprak sevgisi, ana baba sevgisi kadar değerlidir.
  • Vatana kötülük yaparsan, iyilik esenlik bulamazsın. (Uygur Atasözü)
  • Vatanı sevmek imandandır.  (Azerbaycan)
  • Vatanın gibi yer olmaz, halkın gibi halk olmaz. (Özbek- Altay)
Yazının Devamı

MODASI GEÇMEYEN TEK ŞEY KEFENDİR HALA CEBİ YOK, BEYAZ VE TEK PARÇA

  • Misafire, gel demek var, git demek yok. (Nogay Türkleri)
  • Misafiri olmayanın dostu yoktur. (Karaçay-Malkar) 
  • Misafirin ayağı uğurludur.
  • Misafirin günü uzarsa, itibarı kısalır.
  • Misafirin önüne aş koy; iki elini boş koy. (Türkmenistan)
  • Misafirin sevileni ekmek yapıldığı gün gelir.
  • Misafirin yanında çocuğunu övme.
  • Misafirlikte yemeği övmeyi unutma!
  • Misafirlikte; elini, sohbette, toplantıda dilini kısa tut.
  • Misk kutusu misk kokar.
  • Modası kaybolmayan tek değer edep, haya, saygı ve namustur. (H. Muazzez Cebi)
  • Molla alacağını unutmaz. (Azerbaycan)
  • Muhabbet dostlukla başlar. (Azerbaycan)
  • Muhabbet gönül humması demektir. (Abdülhak Hamid Tarhan)
  • Muhabbet gözde olmaz, gönülde olur. (Azerbaycan)
  • Muhabbet ve doğruluk mağlup edilmez. (Azerbaycan)
  • Muhabbet yürekten silinmez. (Azerbaycan)
  • Muhannete bakarım yatasım gelmez, ölüme bakarım kalkasım gelmez. (Niğde)
  • Muhannetin kapısı geç açılır, güç açılır. (Niğde)
  • Muhtaçlardan ekmeğini esirgeme. (I11. Mehmet Han)
  • Muhtar yer varlıklı olur, yoksul yer işi bozulur.
  • Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir. (Muhsin Yazıoğlu)
  • Mum dibine ışık vermez. 
  • Mum olmak kolay değildir, Işık saçmak için önce yanmak gerek
  • Mum yanmayınca pervane dönmez (yanmaz).
  • Mundar ölmüş öküze bıçak sokulmaz. (Abhazya Atasözü)
  • Murad edersen, kör gözden yaş gelir. (Kırım-Tatar)
  • Mutlu doğmak, zengin doğmaktan iyidir. 
  • Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme
  • Mutlu olana diken gül, dertliye gül diken olur. 
  • Mutlu olduğun sürece, pek çok dostun bulunur.
  • Mutlu olmak isteyen kişi ahlaken düzgün olmalıdır. 
  • Mutlu olmayı biliyorsan, sevmeyi bileceksin, seviyorsan, ömrünü vereceksin.
  • Mutlu ve birlik içinde olan aileye belâ yapışmaz. “Kırım -Kırgız”
  • Mutluluğu ara, sakın ondan vazgeçme. “Kazak”
  • Mutluluğun değerini, onu kaybettikten sonra anlarız.
  • Mutluluğun insana kazandırdığını, kötülük muayene eder.
  • Mutluluğun ve mutsuzluğun sebebini başka yerde aramayın
  • Mutluluğunu eğlencede arayan insan dışa bağımlı insandır.
  • Mutluluk bilgi ile kazanılır.
  • Mutluluk büyüsünü ele geçir, kötülerden de uzak dur.
  • Mutluluk elde tutulmaz. Ondan şanslı olan yararlanır. 
  • Mutluluk her şeyden önce vücut sağlığındadır. 
  • Mutluluk herkesin hayatından bir kere geçer. 
  • Mutluluk isteyenlerin değil, hak edenlerindir.

  • Mutluluk mal ve mülkle değil, akıl ve erdemle olur.
  • Mutluluk, dost kazandırır, kötülük dostluğu yok eder. 
  • Mutluluk, insana dost kazandırır. Kötülük, çok azını bırakır. 
  • Mutluyken söz, kızgınken cevap, üzgünken karar vermeyin.
  • Mutsuzluk sabırsızlığın eseridir.
  • Mücadele vermeden bir şeyleri kazanamazsınız.
  • Mücadeleden kaçan, mücadele edenden daha çok yara alır.
  • Müezzinin sesi minarenin yüksekliğine göredir.
  • Müflis bezirgân (tüccar) eski defterlerini karıştırır.
  • Müflis olup düşünmekten uyuz olup kaşınmak daha iyidir.
  • Müflisten medet, münafıktan nasihat beklenmez.
  • Mühür kimde ise Süleyman odur.
  • Mükemmel insanın aksayan yönleri daha çok belli olur.
  • Mülk alan kırk gün ac olur, mülk satan kırk gün tok. (Azerbaycan)
  • Mülk, hurma ağacına benzer, gelen giden meyvesine uzanır.
  • Mümin kişinin dargınlığı, tülbent kuruyuncaya kadar sürer.
  • Müminin kalbi Allah’ın tahtıdır.
  • Mümkünse susun, ya da gerektiğinde söyleyin, az konuşun.
  • Münafık; yalan söyler, sözünde durmaz, emanete ihanet eder. (Hadis)
  • Mürekkep yalamakla alim olunmaz.
  • Mürüvvetsiz insanda hayır yoktur.
  • Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz.


Yazının Devamı

KUSURSUZ DOST OLMAZ

  • Kurdun yavrusu da kurt olur.
  • Kurk tavuğun eti yenmez. (Yozgat) 
  • Kurnaz (yavuz) hırsız ev sahibini bastırır.
  •  Kurnaz önceden tedbirini alır. (Kumuk Türkleri)
  • Kurnaz tilki, parasız kalmaz. (Kırgızistan)
  • Kurnaz yiğit yenilmez. “Kazak”
  • Kursak doyar, göz doymaz. (Nogay Türkleri)
  • Kurşun ata ata, yol gide gide tükenir.
  • Kurt aç olsa da tok görünür. .(Kumuk Türkleri).
  • Kurt ağacı içten yer. (Kırım-Tatar)
  • Kurt bile komşusuna zarar vermez. 
  • Kurt bulanık günü sever.
  • Kurt bunalırsa ağıla varır, kul bunalırsa,  Mevla’ya varır.
  • Kurt dumanlı havayı sever. (Güney Azerbaycan)
  • Kurt eniği köpek olmaz (Bulgar Türkçesi)
  • Kurt ile koyun, ateş ile oyun olmaz. 
  • Kurt keçinin iyisini seçer. (Kahramanmaraş)
  • Kurt kışı geçirir ama ayazı unutmaz.
  • Kurt kocayınca, köpeğin maskarası olur. 
  • Kurt koyunun pahalı olduğunu bilmez. (Kazan-Tatar)
  • Kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez.
  • Kurt kurdu korur. (Özbek).
  • Kurt kurtluğunu eninde sonunda yapar. . (Kazan-Tatar)
  •  Kurt olursan boz kurt ol, er olursan sözünün eri ol.
  • Kurt postunu değiştirebilir, ancak fikrini asla.
  • Kurt sürüsündekiler hep bir ağızdan ulur.
  • Kurt tüyünü değiştirir de, huyunu değiştirmez. . (Kazan-Tatar)
  • Kurt uluyanda gökten Kudret helvası yağar. (Kazan-Tatar)
  • Kurt uşağı kurt olar. (Kaçkar Türkleri)
  • Kurt yatağında kemik arama.
  • Kurt yavrusu evcil olmaz. (Türkmen Atasözleri)
  • Kurt Zayıflığını ite bildirmez dişini gösterir.
  • Kurt, koyunu götürürken kulağındaki işarete bakmaz. (Abhazya)
  • Kurt, tüyünü değiştirir, huyunu değiştirmez.
  • Kurtağzından kuzu alınır mı? 
  • Kurtla koyun dost olmaz.
  •  Kurtla koyun kılıçla oyun olmaz. . (Kazan-Tatar)
  • Kurtla yaşayan, ulumasını öğrenir. 
  • Kurtlar birbirine düşerse koyunlar rahat eder. 
  • Kurtlarla arkadaş ol, yalnız elinden baltayı bırakma .(Kırgızistan)
  • Kurttan korkan ava çıkmaz, yılandan korkan suya girmez.“Özbek”
  • Kurttan kurt, itten it olur. (Kazan-Tatar)
  • Kurtuluş doğruluktadır. “İbrahim Hakkı Hz.”
  • Kurtuluşun yolu, hak ve adalete bağlılıktan geçer.
  • Kuru ağacın yemişi olmaz. 
  • Kuru ağaçtan, sivri boru çıkmaz. 
  • Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker. “Hz. Mevlana”

  • Kuru kalabalık akıl yürütmeye kalktı mı her şey bitmiş demektir. 
  • Kuru kaşık ağız yırtar. 
  • Kuru laf karın doyurmaz. 
  • Kuru sofraya molla dua okumaz.
  • Kusur bulmak kolay, düzeltmek zordur.
  • Kusurlarını yüzüne söyledikleri için düşmanlarını sev.
  • Kusursuz sevgi, korkuyu yener. 
  • Kusuru kendisine söylenmeyen adam ayıbını hüner sanır. (Sadi)
  • Kuş darıyı, çiçek arıyı, toprak suyu sever. 
  • Kuş taşa değmez, taş kuşa değer. 
  • Kuş yakalamak istersen, güzel ötmeye çalış. 
  • Kuş yuvada gördüğünü yapar.
  • Kuş, kalkışına göre taşlanır. 
  • Kuş, yavrusu için tuzağa düşer. (Batı Trakya)
  • Kuşa kafes, boruya nefes gerekir. 
  • Kuşkanadıyla uçar, kıçı ile konar.(Kazak Atasözleri)
  • Kuşku en hızlı keskin bıçaktır.
  • Kuşkulandığın adamla işe girişme, giriştiysen kuşkulanma.
  • Kuşkunun olduğu yerde, özgürlük vardır. (Kırgızistan Atasözleri)
  • Kuşlar ayaklarıyla, insanlar dilleriyle yakalanırlar. 


Yazının Devamı

KÖTÜLÜĞE ENGEL OLMAKTA, İYİLİK YAPMAKTIR

Kötü gün iyi olur, kötü adam iyi olmaz. (Özbek)

Kötü günün ömrü az olur. (Azerbaycan)

Kötü haber tez yayılır. (Abhazya Atasözü)

Kötü haberi getireni hiç kimse sevmez.

Kötü hafızanın kökünde dikkatsizlik yatar.

Kötü hanım kötü günde kaçar İyi günde gülüp bağrını açar. (Özbek)

Kötü hava iyi olur ama kötü adam iyi olmaz. (Kırım-Tatar Atasözü)

Kötü huy, sirkenin balı bozduğu gibi, iyilikleri yok eder.

Kötü huyu adet edinme, kökleşir, yerleşir.

Kötü huyu terk etmek fazilettir.

Kötü ile yer komşusu da olma. Mezar komşusu da olma. (Özbek)

Kötü insan yakadan tutar.

Kötü insanı beslersen, ağzını burnunu kan eder. (Özbek- Altay)

Kötü insanın ayağı sekiz, başı dokuzdur.

Kötü işçi kabahati araç gereçte bulur.

Kötü işler hastalıktır, âlimler ise hastalığın ilacıdır.

Kötü it sahibini kapar. (Özbek)

Kötü it tepeden kapar, kötü insan yakadan tutar. (Özbek- Altay)

Kötü kabağın çekirdeği çok olur.

Kötü kaderli insan bayramda ölür.

Kötü kadın, erkeğe evi cehennem eder.

Kötü kadının kocası olmaktansa, bekârlık daha iyidir. “Kazak”

Kötü kadınların şerrinden uzak durun. (I11. Mehmet Han)

Kötü karı, kötü komşu, kötü at: birini boşa, birini boşla, birini sat.

Kötü kazanabilir ama üstün gelemez.

Kötü kızdan, iyi karı olmaz.

Kötü komşu ev sattırır, iyisi de ev yaptırır.

Kötü komşunun yedi mahalleye zararı dokunur.

Kötü malın kelepiri olmaz.

Kötü nefis, yırtıcı kuştur. “Hz. Mevlana”

Kötü örnek emsal olmaz.

Kötü söylediği sözü iki kere söyler. (Nogay Atasözleri)

Kötü söyledim diye korkma, kötü yaptım diye kork.

Kötü söyleme eşine, ağu katar aşına. (Başkurt)

Kötü söz sahibine aittir.

Kötü söz söylemeyi adet edinen kişi hayâsızdır. (I1. Sultan Selim)

Kötü söz, kan çıkarır(Nogay Türkleri)

Kötü sözden insan ölmez.

 Kötü şans seni yakalayacaksa, muz dişini kırabilir

Kötü şeyler söylenir, insanın kalbi kırılır. (Kırgız Atasözü)

Kötü teke süsücü, kötü yiğit kavgacı (olur). (Özbek- Altay)

Kötü tuzak, sadece sahibine dolanır.

Kötü yaşayışlı zalim ölür, gider; Fakat üzerindeki lânet ebedî olarak kalır.(Ş. Sâdi)

Kötü yoldaş kötü silah gibidir. (Çerkez atasözleri)

Kötü, yendim diye konuşur, iyi, bıraktım diye konuşur. (Nogay )

Kötüde ar olmaz.

Kötüden iyi çıktı deme, O da gider dayanır aslına. “Kırgız”

Kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar.

Kötülerden iyi dost olmaz.

Kötülere acımak, iyilere zulümdür.  ( Dede Korku)

Kötülerin kazanması için, iyilerin seyirci kalması gerekir.

Kötülerle dost olan, ayakaltında post olur.

Kötülerle olmaktansa, yalnız olmak daha iyidir.

Kötülüğe engel olmakta, iyilik yapmaktır.

Kötülüğe ilk başlayan gerçek zalimdir.

Kötülüğe kolayca girilir, ama güç çıkılır.

Kötülüğü bilmeyen adam onun tuzağına tez düşer. (Hz. Ömer).

Kötülüğü sakla, iyiliği göster.

Kötülüğü tavsiye edenler, onu yapanlardan farklı değildir.

Kötülüğün cezası, yine onun gibi kötülüktür.

Kötülüğün içine kolay girilir, fakat zor çıkılır.

Kötülüğün ne olduğunu bilmeyen, onun içine düşer.

Kötülük batar, iyilik kalkar. (Nogay Atasözleri)

Kötülük dolu dünyada, doğrular zarar görür, hilebaz kazanır.

Kötülük eden kimseye, iyilikle karşılık vermek fazilettir.

Kötülük ekip yetiştiren, ondan ancak pişmanlık biçer.

Kötülük kapısını aralık etmeye gelmez, ardına kadar açılır. (Cenap Şahabettin)

Kötülük kömüre benzer, yakmazsa bile karalar.

Yazının Devamı
Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır Dada Medya
Web Tasarım - Sosyal Medya Yönetimi - Reklam Ajansı - Video Çekim - Grafik Tasarım - Niğde Ajans