Türkiye'de MPOX Virüsü Üzerine Uzmanlardan Önemli Uyarılar

Doç. Dr. Duran Tok, halk arasında "maymun çiçeği" olarak bilinen MPOX virüsü hakkında önemli açıklamalarda bulundu. MPOX virüsünün hem insanlardan insanlara hem de hayvanlardan insanlara bulaşabilen viral bir zoonotik hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Tok, virüsün özellikle gebelerde plasenta yoluyla bebeğe geçebileceğine dikkat çekti.

MPOX Virüsünün Belirtileri Nelerdir?

Doç. Dr. Tok, MPOX virüsüne yakalanan hastalarda en sık görülen belirtileri şu şekilde sıraladı:

• Ateş
• Deri döküntüleri
• Baş ağrısı
• Lenf düğümlerinin büyümesi
• Sırt ve kas ağrıları
• Halsizlik

Deri döküntülerinin özellikle yüz ve ekstremitelerde daha belirgin olduğunu ifade eden Tok, döküntülerin yüz bölgesinde yaygın olarak görüldüğünü ve avuç içi ile ayak tabanlarını da etkileyebildiğini belirtti.

Virüsün Bulaşma Yolları

MPOX virüsünün, uzun süreli yakın temas ve enfekte kişilerin sekresyonlarıyla doğrudan temas yoluyla kolayca bulaşabileceğini belirten Doç. Dr. Tok, özellikle enfekte cilt lezyonlarıyla temasın hastalığın yayılmasında etkili olduğunu vurguladı. Ayrıca, virüsle temas etmiş kıyafetler, yatak çarşafları ve havlular gibi eşyaların da bulaşma riski taşıdığı ifade edildi.

MPOX’un Tarihçesi ve Kaynakları

MPOX virüsünün ilk kez 1958 yılında Danimarka, Kopenhag'da Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden getirilen deney maymunlarında tespit edildiğini belirten Doç. Dr. Tok, virüsün isminin "maymun çiçeği" olmasına rağmen, kesin rezervuarlarının kemirgenler olduğunun düşünüldüğünü söyledi. Virüs, Afrika'nın Orta ve Batı bölgelerinde endemik olarak görülse de dünya genelinde risk oluşturabilecek potansiyele sahip.

Virüsün Tedavisi

MPOX virüsünün kesin bir tedavisinin olmadığını belirten Doç. Dr. Tok, buna rağmen bazı antiviral ilaçların hastalığın semptomlarını hafifletmede etkili olabileceğini dile getirdi. Ayrıca, semptomları hafifletmek ve komplikasyonları önlemek amacıyla destek tedavisinin mutlaka sağlanması gerektiğini vurguladı.

Virüsün yayılmasını önlemek için erken tanı ve etkili tedavi yöntemlerinin uygulanması hayati öneme sahip.