yandex
8 Asırlık Alaeddin Camiinde kız silüeti ile birlikte iki erkek profili olduğunu biliyor muydunuz?
  • DOLAR
    41,6621
    %0,16
  • EURO
    48,8530
    %0,06
  • G. Altın
    5.159,52
    %0,04
  • Ç. Altın
    8.519,01
    %0,00
  • BIST
    11.224
    0
  • BITCOIN
    120,163.594
    0.16
  • ETHEREUM
    4,508.266
    0.75
  • DOLAR
    41,6621
    %0,16
  • EURO
    48,8530
    %0,06
  • G. Altın
    5.159,52
    %0,04
  • Ç. Altın
    8.519,01
    %0,00
  • BIST
    11.224
    0
  • BITCOIN
    120,163.594
    0.16
  • ETHEREUM
    4,508.266
    0.75

Warning: Undefined array key "HTTP_ACCEPT_LANGUAGE" in /home/anadlhaber/domains/nigdeanadoluhaber.com.tr/public_html/haber_detay.php on line 6

8 Asırlık Alaeddin Camiinde kız silüeti ile birlikte iki erkek profili olduğunu biliyor muydunuz?


HABER MERKEZİ
29-01-2025 15:03:44
29-01-2025 15:10:41

İlimizde 35 yıllık tabela, hat ve resim ustası olarak çalışan Bahtiyar Gülsoy (Ressam Bahtiyar) 1223 yılında yapılan AlaeddinCamiiinin kapısındaki taş işlemede gölge ve ışık hesaplamalarına göre kız silüetiile birlikte iki taraflı erkek profilsilüeti de olduğunu detayları ile birlikte ispatlara dayandırarak bizlere anlattı. Böylece Ressam Bahtiyar Alaeddin Camiiindeki kız silüetinefarklı bir bakış açısı getirdi.

8 Asırlık Alaeddin Camiinde kız silüeti ile birlikte iki erkek profili olduğunu biliyor muydunuz?
Görsel Kaynağı :
HABER MERKEZİ

Ressam Bahtiyar bu silüeti nasıl farekettiğini şöyle anlatıyor: 1965 -1970 yılları arasında şimdiki belediye binasının önünde kapalı cezaevi vardı. Cezaevinin hemen önünde bir yol bulunuyordu. Yolun karşısında ise çift taraflı esnafdükkanları bulunuyordu. Bu ara sokağın içerisinde köy otobüslerinin hareket ettiği bir otobüs durağı vardı. Otobüsün kalkış zamanını beklerken oradaki dükkanları dolaşır, esnaflarla küçük sohbetler ederdim. Böylece meraklarımı giderirdim. Bu dükkanlardanençok dikkatimi çeken “Foto Kamer” isimli fotoğrafçı dükkanıydı. Otobüsü beklerken doğuştan gelen resim yeteneğimden dolayı bir fotoğrafçı vitrinindeki Niğdenin tarihi eserlerinin sergilendiği fotoğrafları izlerken Alaeddinincamii kapı resminde kız figürü ile beraber iki yandan erkek figürünün olduğunu farkettim. Bunun üzerine rahmetli babama gördüklerimi anlattım. Dikkatlice bakınca bana hak verdi. Birlikte fotoğrafçıya girerek oradaki sergilenen fotoğrafların ne olduğunu sorduk. Cevaben bize Niğdenin muhtelif yerlerindeki sanat eserlerinin sergelediğini söyledi. Benim dikkatimi çeken fotoğrafın nasıl bir özelliği olduğunu sorduk. Hiçbir özlliği olmadığını ve de normal bir eser fotoğrafı olduğunu söyledi. O sözüne istinaden babamın kendisine bu resmin içerisinde neler gördüğünü sorduk. O da farklı bir şey görmediğini söyledi. Biz de kendisine bizlerin gördüğünü söyledik ve sözlerimizi o da teyit etti. 

7445e0f53d8f-a089-42eb-b0ef-0a75a9a0a399.jpg


O günden sonra zaman buldukça cuma günlericamiiye gittiğimde kapıdaki resmi ziyaret edip tekrar tekrar dikkatlice incelemeye başladım. Her bir taşı motiflerinin birbirine benzer olduğunu taşların yerleştirilmesinde simetrik bir düzenin olduğunu keşfettim. Bu silüetin büyük bir sanat eseri olduğuna ve yapım olarak da geometrik şekiller kullanıldığı, gölge ve ışık oyunlarından meydana geldiğini fark ettim. Siluetin tam ortaya çıkması için günlerce takibim sonucunda sabah 11:15 – 15:30 arası güneşin kapıya dikey vurmasıyla bu silüetin tam olarak ortaya çıktığını tespit ettim. Bu eserin sürekliliğini çalışarak doküman çalışmaları yaptım. Öğrencilik hayatım devam ederken Kültür Müdürlüğü Kütüphanesinde bu eser ile ilgili bütün kitapları araştırdım. Sadece efsane ile alakalı yazılar buldum. Bende olan bu bilgileri zaman zaman yazılı basın ve görsel basında halkımız ile paylaşmaya çalıştım. Yıllarca Kültür Müdürlüğüne bu konuyu izah etmeme rağmen maalesef bir netice alamadım.

39745ee106af4-af71-42d7-9a91-0e95b7619c25.jpg

Bu silüet 42 adet oyma taştan meydana gelmiştir. Silüet tamamen simetrik bir sistem üzerine oturmuştur. Motifler bir birlerine çok benzer çalışılmıştır. Bana göre geometrik şekillere bağlıdır. Statik hesaplarla yapılmıştır.  Taşlarının sırlama düzeninde resmin simetrik çizgisi görülmektedir. Bana göre silüette bulunan erkek görüntülerinin Mahmutoğullarından Mimar Sıddık ve Mimar Gazi olduğu kanısındayım. Ortadaki kadın silüetinin ise ZeyneddinBaşeri’nin kızı olduğu düşünülüyor.

Kitabeye göre Nahita (Niğde)SubaşısıAbdullah Oğlu ZeyneddinBeşare’dir. ZeyneddînBeşâreAnadolu Selçuklu sultanları I. Gıyaseddin KeyhüsrevI. İzzeddin Keykavus ve I. Alaeddin Keykubad dönemlerinde çeşitli görevler almış bir devlet adamıdır. Ekonomik olarak çok güçlü bir bey olan Beşare Bey, Sinop İç Kalesi surları ve Konya’daki Selçuklu dönemi İç Kalesi surlarının yapımına katkıda bulunduğu gibi Konya’da Beşare Bey Mescidi’ni inşa ettirmiştir. Beşare Bey, Niğde subaşılığı görevi sırasında şehrin en korunaklı yeri olan İç Kale’de bu anıtsal camiyi inşa ettirmiştir. Ancak Beşare Bey, dönemin Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad adına yaptırdığı ve kitabesinde övgüler yağdırdığı bu caminin inşa edildiği yılda (1223 tarihinde/aynı yıl), “Ümera Katli Meselesi” olarak tarihe geçen olay sırasında Keykubad tarafından öldürtülmüştür.”(Kaynak:https://tr.wikipedia.org/wiki/Zeyneddin_Beşare, Erişim Tarihi :20.01.2020)Alaeddin Camiini yapan mimar kardeşler Mahmutoğullarından mimar Sıddık Bin Makmüt ve kardeşi mimar Gazidir. Camiinin inşasından Müstenireddin isimli bir şahsın da sorumlu olduğu tarihi kaynaklarda geçmektedir. Bilinen efsaneye göre kapıya nakşedilen kızın ZeyneddinBeşare’ninkızı olduğu,  bir duvar ustasının da bu kıza aşık olduğu ve silüetini oraya nakşetmesi olarak biliniyor.

Ressam Bahtiyara göre efsane şöyledir: Kapıdaki kız resmi ZeyneddinBeşare’nin kızıdır. Ve Ressam Bahtiyar, kızın ismi bilinmediği için bu kıza “Melike Sultan” ismini uygun görmüştür. Sağda ve solda görünen  profilden erkek silüetleri ise Alaeddin Camiinin mimarları Sıddık ve Gaziye aittir. Bu iki mimar daNiğde Subaşısının huzuruna çıktıklarında ZeyneddinBeşare’nin kızını görürler ve  her ikisi de bu kıza aşık olurlar. Ressam Bahtiyar’a göre Sıddık ve Gazi tekyumurta ikizidirler. Ve birbirlerine benzerlikleri çok fazladır. Subaşının kızı da mimarları görünce birine aşık olur ama benzerliklerinden dolayı hangisine aşık olduğunu anlayamaz. Aşık olan Sıddık ve Gazi ise ZeyneddinBeşare’nin kızına olan hislerini birbirlerinden dahi saklarlar. Tek yumurta ikizlerinin herhangi biri bir şey hissederse diğeri de aynı şeyi hisseder derler. Bütün ressamların çizdikleri eserlerin altında imzaları vardır.Bu iki mimar da tıpkı ressam gibi imza olarak bu silüeteprofilden resimlerini nakşetmişlerdir.Her iki kardeşte kapı üzerindeki işlemeye ZeyneddinBeşare’ninkızının silüetini yapmayı düşleler. Kapı üzerindeki işlemeyi Selçuklu desenleri ile süslerken Güneşin karşısında gölge – ışık oyunlarıyla ZeyneddinBeşare’nin kızının silüetini o işlemeye yansıtmayı planlarlar. Tasarladıkları resmi ortaya çıkaracak ışık değerlerini hesaplarlar. Dikey yansıyan ışıklar ile birlikte işlemedeki girinti vc çıkıntılar kız siluetini ortaya koymuştur artık. Ve iki aşık mimarında aklından bir şey geçer silüetin yan kısımlarına profilden kendi resimlerini yapmaya karar verirler. Böylece bugünkü silüet ortaya çıkmış olur. Geniş detay Ressam Bahtiyarın kaleme aldığı öyküsünde mevcuttur.


1360091192581-fb99-4d35-aa68-e94964d74b90.jpg



Ressam Bahtiyar bu konuyu derlenmesindeki amacını ise şöyle dile getirmektedir: İlimizin zaten marka değeri olan Alaeddin Camiiine çok bilinmeyen bir özelliğininde olduğunu göstermek suretiyledaha çok tanıtmayı hedeflemiştir. Turistlik ve tarihi kültürel eserlerin tanıtılmasında efsaneler önemli rol oynamaktadır. Bu duruma en güzel örnek Nevşehir ili Ürgüp ilçesinde bulunan “Üç Güzeller” olarak isimlendirilen peribacalarıdır. Bu peribacaları güzel bir efsane ile akın akın turist çekmektedir. Şimdi sizlere kısaca “Üç Güzeller” olarak bilinen peribacalarının efsanesini aktarıyorum: “Ürgüp Kapadokya'nın en önemli simgelerinden biri olan Üç Güzeller Efsanesi adını ilginç bir aşk hikayesinden alıyor. 
Kapadokya'da bir kral ve prensesin yaşadığı rivayet edilir. Kralın kızı güzeller güzeli prenses, bir çobana aşık olur. Ancak kral bu aşka onay veremez. Çünkü aşık olduğu kişi bir çobandır. Prenses kızını bir çobanla evlendirmek istemeyen kibirli kral, kızının tüm ısrarlarına rağmen evlenmesine karşı çıkar. Babasını ikna edemediğini anlayan prenses, bir gece sevgilisiyle birlikte kaçar. Kaçtıktan sonra çoban ve soylu genç kızın da bir çocukları olur. Ne de olsa prenses, bebek doğduktan sonra kralın inadının kırılacağını düşünerek babasını ziyaret etmeyi düşünür. Ancak bir torunu olduğunu öğrenen zalim kral daha da sinirlenir ve çıldırır. Askerlerine kızı ve çobanı bulmalarını emreder. Peşlerinden gelen askerler tarafından köşeye sıkıştırılan zavallı prenses ve ailesi artık kaçamayacaklarını anlarlar. O an Allah'a dua eder ve bir mucize ister. Prensesin dileği gerçek olur ve bütün aile ölümsüz peri bacalarına dönüşür. En öndekinin çoban, ortadakinin çocuk, en arkadakinin ise prenses olduğuna inanılır. Bu hikayede aileyi simgelediği düşünülen Üç Güzel'in bu peribacalarının yanındaki yokuşu 7 kez inip çıkarak çocuğu olmayan ailelerin buraya gelip çocuk sahibi olacağına inanılır.” (Kaynak:https://www.discovercappadocia.com/tr/place/uc-guzeller-peri-bacalari, Erişim Tarihi: 20.01.2025)

Ressam Bahtiyar’a göre bu silüetintanııtlması için şu çalışmaların yapılması gerekmektedir: Saat farkı gözetilmeden bir ışık hüzmesiyle belli bir derece ile gölge ışık oyununu sabitleyip karanlıkta bu silüeti herkese tanıtmak mümkündür. Kapıda bulunan ve gölge - ışık oyunu ile ortaya çıkan bu silüetlerin bariz çizimlerini yapmış bulunmaktayım. Bu silüetler için kart postal çizimleri dahi mevcuttur. Aynı zamanda Alaeddin Camiinin yanına yapılacak olan panolar bu silüetin görülmesine yardımcı olacaktır.

Ressam Bahtiyar Kimdir: 02.03.1955 Niğde Merkez Yeşilburç doğumlu.35 yıllık hat, tablo ve resim sanat ustasıdır. Uzun yıllar mühendislik bürosunda teknik ressam olarak çalışmıştır. Halen resim sanatını icra etmektedir. Engellilere yönelik resim kursu açmış olup kurs gelirini engelliler derneğine bağışlamıştır.

Alaeddin Camii hakkında kısa bilgi: Kitabesine göre yapının mimarları, Üstad Sıddık ve kardeşi Gazi’dir. İnşa kitabesinde ise Müstenireddin adı geçmektedir, bu kişinin caminin inşaatından sorumlu yapım yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır. İnşa kitabesinde, “İslamın ve Müslümanların yardımcısı, dinin ve dünyanın gelişmesine yardım eden, Arap ve Acem sultanlarının efendisi, meliklerin meliki, şahların şahı, büyük sultan Keyhüsrev’in oğlu Keykubad’ın hükümdarlığı zamanında, Allah’ın merhametine ve yardımına muhtaç zayıf kul Abdullah’ın oğlu Beşare …” bilgisiyle caminin 1223 yılında I. Alâeddin Keykubad (1220-1237) döneminde Emîr-î Ahur Abdullah oğlu ZeyneddinBeşare Bey’in Müstenireddin’e inşa ettirmesini emrettiği okunmaktadır. Tamamı düzgün kesme taştan yapılmış olan cami, doğu yönünde yan tarafa alınmış âbidevî cümle kapısıyla dikkati çeker. Yapının yüksekliğini aşan ve tamamen geometrik motiflerle süslenmiş olan bu kapıdan başka kuzey yönünde, minarenin alt köşesinde klasik Selçuklu nişi şeklinde ikinci bir kapı daha bulunmaktadır. Biraz yüksekte olan bu kapı, ahşap hatıllı özel bir mahfile açılmaktadır. Bu unsur Anadolu Türk mimarisinde camilerde görülen (Sultanbey mahfili gibi) özel mahfillerin erken örnekleri arasındadır. Silindir biçimindeki minare, iki renkli kesme taşlardan yapılmış orijinal Selçuklu sanatı örneklerindendir. Caminin ön bölümü, mihrap duvarı boyunca çapları, yükseklikleri ve şekilleri birbirinden farklı yan yana üç kubbe ile örtülüdür. Bu bölüm, kalın ve kademeli silmelere sahip üç geniş kemerle kuzeydeki bölümlerden ayrılmakta ve mihrap önünde enine gelişen bir ana mekân meydana getirmektedir. Diğer bölümler, caminin merkezindeki küçük bir iç avlunun etrafında yer alan mihrap duvarına dik tonozlarla örtülmüş bulunan üç nef biçiminde görülebilir. Ancak, bu yapıda mihrap duvarına dik, derinliğine bir gelişme söz konusu değildir. Büyük Selçuklu cami mimarisinin izlerini taşıyan bir planlama, enine gelişen mihrap önü kubbeli cami planıyla birlikte bir deneme mahiyetinde ele alınmış olmalıdır. Bu durum, yapının Anadolu Türk mimarisinin gelişme çizgisi içindeki önemini arttıran bir özellik olarak ele alınmalıdır. Mihrap ve minber taştandır.” (Kaynak: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/nigde/gezilecekyer/aleddn-cam, Erişim Tarihi: 20.01.2025)


KAYNAKÇA:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Zeyneddin_Beşare, Erişim Tarihi :20.01.2020

https://www.discovercappadocia.com/tr/place/uc-guzeller-peri-bacalari, Erişim Tarihi: 20.01.2025

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/nigde/gezilecekyer/aleddn-cam, Erişim Tarihi: 20.01.2025   ( 


1360091192581-fb99-4d35-aa68-e94964d74b90.jpg image widget. Press Enter to type after or press Shift + Enter to type before the widget
Muhabir : HABER MERKEZİ
Niğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber

Yorumlar (0)




Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır Dada Medya
Web Tasarım - Sosyal Medya Yönetimi - Reklam Ajansı - Video Çekim - Grafik Tasarım - Niğde Ajans