Antalya, Memorial Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. A. Egemen İşgören, testis tümörleri ve tedavi süreçleri hakkında önemli bilgiler verdi. İşgören, özellikle erken teşhisin bu hastalıktaki kritik rolüne dikkat çekti.
Testis kanseri, genç ve orta yaşlı erkeklerde yaygın olarak görülen bir hastalık olup, hastaların ortalama tanı yaşı 33'tür. Op. Dr. A. Egemen İşgören, vakaların yaklaşık %6'sının çocuklarda ve gençlerde, %8'inin ise 55 yaş üzerindeki erkeklerde görüldüğünü belirtti. İşgören, tanıda gecikmenin hastalığın tedavi şansını ciddi şekilde azaltabileceğini, sadece 6 haftalık bir gecikmenin bile yaşam kaybı riskini iki katına çıkarabileceğini vurguladı.
Testis Tümörlerinde Risk Faktörleri
Testis tümörlerinin oluşumunda birkaç önemli risk faktörü bulunuyor. Op. Dr. İşgören, bu risk faktörleri arasında inmemiş testislerin (kriptorşidizm) önemli bir yer tuttuğunu ve bu durumun testis tümörlü hastaların %5-12'sinde görüldüğünü söyledi. Ayrıca, birinci dereceden akrabalarda, özellikle kardeşlerde testis tümörü olması, Klinefelter sendromu gibi genetik hastalıklar, karşı testiste daha önce tümör görülmesi ve kısırlık gibi durumların da risk faktörleri arasında sayıldığını belirtti.
Testis Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Testis tümörleri genellikle ağrısız kitleler olarak kendini gösterse de, bazen testis içinde kanama ya da travma sonrası akut ağrılarla ortaya çıkabiliyor. Dr. İşgören, testis çevresinde su toplanması (hidrosel), memelerde büyüme ve hassasiyet (jinekomasti) gibi belirtilerin de hastalığın habercisi olabileceğine dikkat çekti. İleri evrelerde ise hastalık, boyunda kitle oluşumu, nefes darlığı, kilo kaybı, bulantı ve kusma gibi semptomlara yol açabiliyor.
Erken Tanı ve Tedavi Hayat Kurtarır
Testis kanseri tanısında fizik muayene, testis ultrasonu ve kan testleri temel tetkikler arasında yer alıyor. Hastalığın yayılma riskine karşı ise akciğer filmi ve tomografi çekilmesi gerekebiliyor. Op. Dr. İşgören, testis kanseri belirtilerinin 7 önemli işaretini şöyle sıraladı: testiste büyüme ve ele gelen kitle, testis kesesinde ağırlık hissi, karında ve kasık bölgesinde ağrı, testis kesesinde sıvı toplanması, testislerde ağrı ve rahatsızlık hissi, memelerde ağrılı büyüme ve sırt ağrısı.
Op. Dr. İşgören’den Uyarılar
Bu belirtilerin iki haftadan uzun sürmesi durumunda mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğinin altını çizen Dr. İşgören, “Testiste ele gelen bir kitle, aksi ispat edilene kadar tümör olarak kabul edilmelidir. Tanının kesinleştirilmesi ve gerekli tedavi sürecine hızla başlanması, hastalığın başarıyla tedavi edilmesi açısından kritik öneme sahiptir.” dedi.
Tedavi sürecinde tümörün evresine ve hücre yapısına göre kemoterapi veya radyoterapi gibi ek tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulabileceğini belirten İşgören, ameliyat sonrası dikkatli bir takip sürecinin önemine vurgu yaptı. Son olarak, erken tanı ve uygun tedavinin hastalığın tedavisindeki başarı şansını önemli ölçüde artırdığını ifade etti.
Muhabir : İHANiğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber
Yorumlar (0)