Şiddet olayları çocukları olumsuz etkiliyor!

Özcan, “Çocukların doğrudan şiddete uğramadıkları halde şehit olmaları, uyku bozuklukları, gelişimsel bozukluklar, saldırganlık ve kaygılı bir yapıya zemin oluşturuyor” diye konuştu. 

OLUMSUZ ETKİLERİ MEVCUT

Kadına yönelik şiddetin, en yaygın insan hakları ihlallerinden biri olduğunu vurgulayan Özcan, şiddetin faillerinin sosyal çevrelerimizde, iş hayatında ve günlük yaşantımızda sürekli var olduğunu kaydetti. Bu durumun, şiddete maruz kalan kadınların yanı sıra onların çocukları ve aileleri üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu dile getirdi.

ÇOCUKLARDA SIKINTILI SONUÇLAR DOĞURABİLİR

Şiddete tanık olmanın çocuklar için kısa ve uzun vadede sıkıntılı sonuçlar doğurabileceğini kaydeden Özcan, “Kadına yönelik şiddet, her zaman ve her şartta çocuğa yönelik şiddetin de ta kendisidir. Çocuklar doğrudan şiddete uğramadıkları halde şiddete tanık olmak, onlarda uyku bozuklukları, gelişimsel bozukluklar ve kaygılı bir yapı oluşturuyor” dedi.

Özcan, bazı çocukların şiddeti ve sonuçlarını gözlemleyerek çatışmaları çözmenin yolunu şiddet olarak kodlayabileceğini belirtti. Bu kodlamanın, toplumda şiddet çarkının devamını sağladığını ve nesiller arası travmaya yol açtığını vurguladı.

İŞTE EN ÇOK KARŞILAŞILAN SEMPTOMLAR

Kadına yönelik şiddetin yarattığı duygusal karmaşaya da değinen Özcan, “Şiddetin türü her ne olursa olsun, korku, kafa karışıklığı, öfke ve uyuşma gibi birçok duygu sürece eşlik eder. Bazı kadınlar, yaşadıkları şiddet nedeniyle suçluluk ve utanç hissi yaşayabilir” dedi. Ayrıca, sosyal izolasyon, keyif alınan şeylere ilgi kaybı ve düşük benlik algısının kadına yönelik şiddet sonrası sıkça karşılaşılan semptomlar arasında olduğunu ifade etti.

Özcan, travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve kaygı bozuklukları gibi ruhsal rahatsızlıkların, şiddet mağdurlarının hayatına dahil olabileceğine dikkat çekti.