Son günlerde aşırı sıcak hava dalgalarının üst üste gelmesi Türkiye ve dünya genelinde günlük yaşamı oldukça etkiliyor. Medicana Sağlık Grubu uzmanları aşırı sıcaklara dair alınacak önlemleri ve aşırı sıcaklarla baş edebilmek için ipuçlarını paylaştılar.
Son günlerde aşırı sıcak hava dalgalarının üst üste gelmesi Türkiye ve dünya genelinde günlük yaşamı oldukça etkiliyor. Medicana Sağlık Grubu uzmanları aşırı sıcaklara dair alınacak önlemleri ve aşırı sıcaklarla baş edebilmek için ipuçlarını paylaştılar.
Mevsim geçişlerinde ve aşırı sıcak havalarda bedenimiz de değişime uyum sağlamaya çalışıyor. Ani değişen hava şartları birçok problemin açığa çıkmasına neden olabileceğini belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı, Uzm. Dr. Yunus Turgay Erten, “Sıcak havaların yol açtığı terleme ve derinin sıcaklığı vücuda eşit dağıtma çabası yani vücut içi ısıyı dışarıdaki ısıyla dengelemeye çalışması kalp hızını arttırıyor ve kan basıncını düşürüyor. Aşırı sıcaklarda vücut ısısının artışı sıvı kaybını da beraberinde getiriyor. Yaz mevsiminin getirdiği sıcak hava özellikle 50 yaş üzeri, aşırı kilo, sigara ve alkol kullanımı fazla olan bireylerle kalp hastalığı bulunan kişiler için oldukça sıkıntılı bir süreç olabiliyor. Ayrıca bilinen bir kalp hastalığı olan kişilerde belirtilerin kötüleşmesine neden olabiliyor.” dedi.
SU TÜKETİMİNİ ARTTIRIN
Aşırı sıcaklarla baş etmek için öncelikle su tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Erten, “Artan sıcaklarla birlikte havadaki nem oranının arttığını, bunun sonucunda da su ve mineral kaybının meydana gelebilir. Bu yüzden bol su tüketimi çok önemlidir. Özellikle aşırı terleme veya kilo sorunu yaşayan kişilerde terlemeyle birlikte vücutta kaybolan sıvı, kan akışkanlığında azalmaya ve koyulaşmaya neden olur. Sıcak ortamda, kendini soğutmak amacıyla kan cilde hücum ederken kan basıncı düşebilir veya yükselebilir. Bu da kalbin aşırı çalışmasına, beklenmedik kalp krizlerine, ritim bozukluklarına, ani oluşan ve hastaneye yatmayı gerektirecek kalp yetersizliklerine yol açabilir” dedi.
Kalp hastalığı olan kişilerin sıcak havalarda alması gereken önlemleri anlatan Erten, “Kalp hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçların etkileri sıcak havalarda değişebilir. Havaların ısınmasıyla birlikte kalp hastalığı olan kişilerin ilaç tedavisini doktoruna danışarak düzenlemesi gerekir. Doktorunuza danışmadan herhangi bir kalp ilacınızı kesmeyin ya da dozu değiştirmeyin. Düzenli ve bol miktarda meyve, sebze ve yüksek lifli yiyecekleri içeren beslenme düzenine sadık kalın. Çoğu zaman tavuk, balık ve hindi gibi yağsız protein türlerini yiyin. Fındık ve tohumlarla birlikte zeytinyağı gibi ‘iyi’ yağları ekleyin; tatlıdan, kızartmalardan, aşırı yağlı yemeklerden uzak durun. Gün içerisinde 11 ila 16 arası açık havada ve güneşin altında bulunmayın. Eğer günü dışarıda geçirecekseniz mutlaka yeterli miktarda su içmeye ve şapka ile güneş gözlüğü kullanmaya, pamuklu, ince ve açık renk giysiler giymeye dikkat edin. Yorucu fizik aktivitelerden kaçının, yaz aylarında düzenli bir egzersiz programına başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Tatil beldelerinde deniz ve havuz kenarında alkollü ve kafeinli içecek içme alışkanlığından vazgeçin. Yürüyüş aralarında gölge ve serin yerlerde dinlenerek ve nefes alarak kalp sağlığınızı koruyun” diye konuştu.
SICAK ÇARPMASI, FELÇ, MİGREN VE EPİLEPSİYE DİKKAT
Acil müdahale edilmeyen sıcak çarpmasının (hipertermi) beyin, kalp, böbrekler ve kaslara hızla zarar verebileceğini hatta beyin kanamasına yol açarak hayati riske neden olabileceğini vurgulayan Medicana Çamlıca Hastanesi Nöroloji Uzmanı, Uzm. Dr. Selda Özşahin, “40 derece veya daha yüksek bir vücut sıcaklığı, sıcak çarpmasının ilk belirtisidir ve hayati tehlikesi vardır. Aşırı terleme ve baş dönmesi, ağızda ve dilde kuruluk, gözlerde kuruluk, konuşma bozukluğu, sersemlik, yoğun halsizlik, kalp çarpma hızında artış, sinirlilik, şiddetli baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma, kızarmış cilt, hızlı nefes alma da belirtileri arasındadır. Sıcak çarpması önlenebilir bir sorundur. Ancak gerçekleştiğinde acil tedavi gerektirir.” dedi.
Yapılan birçok çalışmanın migren ataklarının yazın arttığını gösterdiğini belirten Uzm. Dr. Selda Özşahin, “Çalışmalara göre; sıcaklıktaki her 5 santigrat yükseliş migren atağının gelişme riskini yüzde 7,5 oranında artırıyor. Sıcak havalarda yetersiz sıvı alımı ve terleme sonucunda sıvı kaybına neden olarak dolaşımı bozar ve migren atağının tetiklenmesine sebep olabilir. Beyin damarlarında ani olarak gelişen daralma ve onu takip eden genişleme ataklarına neden olmaktadır. Sıcak havalarda bu genişleme güneş ışınlarına direkt olarak, uzun süreler maruz kalınması ile daha da artar. Gece boyunca sıcaklar yüzünden bozulan uyku düzeni migren ataklarını sıklaştırabilir. Uyunan ortamın serinletilmesi, gündüz öğlen saatlerinde güneşten sakınmak, ara sıra ılık duşlar almak faydalı olacaktır” şeklinde konuştu.
Ayrıca migren atakları gibi epilepsi nöbetlerinin de yaşanabileceğini belirten Uzm. Dr. Özşahin, “Uyku düzenindeki değişiklikler, sıvı kaybına bağlı olarak bozulan ilaç kan düzeyi dengesizlikleri de epilepsiyi olumsuz etkileyebilir. Epilepsi hastaları aşırı sıcakta serinletici önlemler alması, bol sıvı tüketmesi, uyku ve beslenme alışkanlıklarından ödün vermemesi şarttır. Ayrıca fazla dolaşmamalı, özellikle öğlen saatlerinde dışarıya çıkmamalıdır. Yüzme, spor, bisiklet gibi vücuda faydalı etkinliklerin de kontrollü yapılması gerekir. Bilgisayar ve televizyon karşısında fazla vakit geçirmek de epilepsi hastalarını olumsuz etkiler. Yaz aylarında uyku saatleri düzensiz olur. Yeterince uyuması ve uykusuz kalınmaması gerekir. Epilepsi hastalarının mutlaka yeterli su tüketmeleri şarttır. Ayrıca özellikle epileptik gençler kesinlikle alkol tüketmemelidir.” dedi.
Sıcakların, tansiyon yükselmesine bağlı olarak beyin kanaması riskinin yanı sıra felç gibi damar tıkayıcı hastalıkların gelişme riskini de artırdığını belirten Uzm. Dr. Selda Özşahin, “Sıcak çarpması ile vücut ısısı 40 dereceye çıktığında, iç organlar ve beyin ısısı 50 dereceyi bulur. Vücut ısısının artmasıyla birlikte hücre içi ısısı yükselecek olursa, proteinler geri dönüşümsüz olarak çökmeye başlar. Bu durum kalıcı beyin ve organ hasarları meydana getirebileceği gibi, ölüme varan sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle tansiyon ve kalp hastalığı olanların sıcak dönemlerde ilaçlarını düzenli kullanmaları, bol sıvı tüketmeleri, sıcak saatlerde güneşten uzak durmaları en önemli önlemlerdir” dedi.
BURUN KANAMASI DEYİP GEÇMEYİN
Yaz aylarında aşırı sıcak havanın ve klima kullanımının artmasının burun da oluşturduğu kuruluk ve tansiyon artışı nedeniyle burunda kanamaya neden olabileceğini belirten Medicana Çamlıca hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Şenel Alkır, “Burun mukozasının üzerinde onu kalkan gibi saran jelimsi bir mukus tabakası mevcuttur. Bu tabaka burnun nemli kalmasını sağlayarak, alınan havanın nemlendirilmesi, ısıtılması ve temizlenmesi işlevine katkıda bulunur. Çok sıcak ve kuru havalarda bu mukus bariyerinin kurumasına bağlı olarak kılcal damarlarda zedelenme ve kanama olabilir. Burun kanamalarının yüzde 90'ı hafif seyirli oluyor ve genellikle kendiliğinden geçiyor. Ancak yaklaşık yüzde 10'unda ise burun kanaması hipertansiyon veya kalp damar hastalıkları gibi ciddi bir durumun habercisi olabiliyor. Bu tür durumlarda sıcak ve kuru hava sadece kanamayı tetikleyen bir faktör oluyor.” dedi.
Burun kanaması yaşandığı anda ilk olarak sıcaktan uzak gölge ve serin bir yere geçilmeli ve sakin olunmalı diyen Op. Dr. Alkır, şöyle devam etti:
“Kanama anında heyecan ve panik durumu gerginliği arttıracağı için kanamayı da arttıracaktır. Sakinleştikten sonra 10 dakika boyunca burun deliklerine uygulanacak baskı ve kan yutulmaması önemlidir. Öncelikle bir yere oturmalı ve baş öne doğru eğilmelidir. Burnun ön kısmına hafif bir baskı yapılmalıdır. Damarlarda daralma ve büzüşme oluşturmak için burnun iki yanından uygulanacak buz uygulaması kullanılmalıdır. Kanama devam ediyorsa bu işlemleri tekrarlanmalıdır. Kanama durduysa burun sümkürülmemelidir. Sümkürdükçe tahriş olan bölge hareket geçebilir, kanamayı tekrar başlatabilir. Bu yöntemler burun kanamasını evde geçirebilecek yöntemler olarak bilinir. Tüm bu uygulamalar sonrası kanama hala devam ediyorsa ve sürekli burun kanaması yaşanıyorsa altında yatan tıbbi nedenin belirsizliği sebebiyle vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurulmalıdır.”
Muhabir : İHANiğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber
Yorumlar (0)