Gürer: “Zeytinlikler Maden Sahasına Dönüştürülmemeli”

Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda 26 saat süren görüşmeler sonucu kabul edilen torba kanun teklifinin; Maden, Çevre, Mera, Orman, Yapı Denetim, Yenilenebilir Enerji ve Zeytinliklerin Islahı gibi birçok temel yasa üzerinde ciddi değişiklikler öngördüğünü ifade eden Gürer, “Bu teklif yalnızca zeytinlikler için değil, Türkiye'nin tüm tarım alanları, kırsalı ve doğası için büyük bir tehdittir” dedi.

"Zeytinlikler Madenciliğe Feda Ediliyor"

Gürer, “Bu düzenleme çevre ve doğa için tam anlamıyla bir yıkım olur. Daha önce zeytinlikleri hedef alan 9 farklı girişim kamuoyunun baskısıyla geri çekilmişti. Ancak AKP bu konuda ısrarını sürdürüyor. Bu kez yaklaşık 50 bin zeytin ağacının yer aldığı alanlar maden faaliyetleri uğruna gözden çıkarılıyor” diye konuştu.

“Kömüre Değil Zeytine Sahip Çıkılmalı”

Kanun teklifinin, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) sürecini işlevsiz hale getirdiğini, ruhsatlı maden sahalarının kontrolsüz genişlemesinin önünü açtığını ve 1,2 milyon hektar tarım alanını risk altına soktuğunu söyleyen Gürer, şunları kaydetti:

“Zeytinlikler, sit ve kıyı alanları rant düzenlemelerine kurban ediliyor. Bu yasa teklifi, madencilik uğruna doğayı, tarımı ve kırsal yaşamı yok edecek. Zeytin ağacını kökünden söküp yerine kömür madeni getirmek, ülkenin geleceğine darbe vurmaktır.”

“Zeytin Ağaçları Taşınamaz, Taşınsa Da Yaşayamaz”

Zeytin ağaçlarının başka bölgelere taşınabileceği yönündeki savunmalara da tepki gösteren Gürer, “Bu teknik olarak mümkün olsa bile, taşınan ağaçların çoğu yeni yerlerine uyum sağlayamaz, üretim kaybı yaşanır. Zeytin ağaçları, bulundukları coğrafyanın bir parçasıdır; taşınmaları, kırsal yaşamın ve geçim kaynaklarının yok edilmesi anlamına gelir” dedi.

“Zeytinyağı Üretimi ve İhracatı Tehlikeye Girer”

Gürer, zeytinliklerin yok edilmesinin Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı üretimini de doğrudan olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti. “Nisan ayında yaşanan zirai don bile zeytin üretiminde yüzde 40’a yakın bir kayba yol açacak. Üzerine bu yasa da geçerse hem iç piyasada hem ihracatta ciddi bir darboğaza girilir. Zeytinyağı fiyatları zaten yüksek, buna rağmen halk sağlığı için tercih ediliyor. Bu üretim yapısını tehdit etmek akıl dışı” şeklinde konuştu.

“Kırsal Boşalıyor, Tarım Alanları Azalıyor”

Türkiye'de kırsal nüfusun hızla azaldığını ve tarım alanlarının daraldığını vurgulayan Gürer, son 20 yılda 3 ila 5 milyon hektar tarım alanının kaybedildiğini söyledi. Bu teklifin yasalaşması durumunda kırsal göçün hızlanacağını belirterek, “Köylerimiz birer birer yok ediliyor. Bu sadece bugünün değil, geleceğin de sorunu” dedi.

“Madencilik Halka Değil, Sermayeye Hizmet Ediyor”

CHP’li Gürer, yasa teklifinin kamu yararı taşımadığını ve belirli çıkar gruplarının önünü açtığını ifade ederek şunları söyledi:

“Madenlerden elde edilen gelir halka değil, sermayeye gidiyor. Bu teklif, doğayı, ormanı, kırsalı, tarımı, kısacası Türkiye’yi gözünü para bürümüş şirketlere teslim eden bir anlayışın ürünüdür.”

“Bu Yasa Geri Çekilmeli”

Yasanın Meclis’ten geçmesi durumunda Anayasa Mahkemesi’ne taşınacağını belirten Gürer, “Ancak Anayasa Mahkemesi kararları geriye doğru işlemediği ve karar süreci ortalama 2 yılı bulduğu için, bu süreçte zeytinlikler yok edilebilir. Telafisi imkânsız bir yıkımla karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle teklif Meclis gündemine getirilmeden geri çekilmelidir” diye konuştu.

“Zeytin Bu Toprakların Kutsalıdır”

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sözlerini şöyle tamamladı:

“Zeytin ağacı yalnızca ekonomik bir değer değil; Anadolu kültürünün, tarihinin ve doğasının vazgeçilmez bir parçasıdır. Zeytine sahip çıkmak, bu ülkenin geçmişine ve geleceğine sahip çıkmaktır. Bu yasa, sadece zeytine değil, doğaya, kırsala, tarıma ve geleceğimize bir darbedir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu düzenlemeye karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.”