Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna temsilcileri 1 günlük iş bırakma eylemi yaptı. İş bırakma eyleminde 81 ilde meydanlara inen temsilciler, “Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız” dedi.
Niğde Hükümet Meydanında sendika üyelerinin katılımıyla basın açıklaması yapan, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı Eğitim İş Sendikası Niğde Temsilcisi Timur Özkan, “Açlığa sefalete mahkûm edilen emekliler için, aman ölmeyin, ölmeyin de bizim için çalışmaya devam edebilin denilen asgari ücretliler için, yoksulluğa mahkûm edilen tüm emekçiler için, sömürüye talana dur demek için, üretimden gelen gücümüzü kullanarak alanlardayız. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı yüzde 44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız” dedi.
"TÜİK YALANI, EMEKÇİNİN DÜŞMANI!"
Kamu emekçilerinin maaşlarına yüzde 11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamanın alın terine ve emeğe yapılmış büyük bir hakaret olduğunu dile getiren Özkan, “ Artık zamlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını alt üst eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel ihtiyaçlara, faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar fiyatlardaki artışlar, emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu emekçileri, maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi. Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu emekçileri kirasını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya mecbur bırakılmıştır. 2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren yüzde 30’luk asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen yüzde 11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen yüzde 15,75’lik zam ile girdik. Bu zamlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum etmektir. Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir” diye konuştu.
"SİYASİ İKTİDARIN HALKTAN KOPTUĞUNUN GÖSTERGESI"
İktidar sahiplerinin "fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin" çağrısının, siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini söyleyen Özkan, “ Emekçi ve emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça göstermektedir.
İktidar sahiplerine soruyoruz: Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot edelim? Elektrik faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Market reyonlarını mı? Ulaşımı mı? Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, vicdanları yaralayan bir haksızlıktır. Yandaş şirketlerin, kamu kaynaklarını talan edercesine sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi gibi ayrıcalıklar bekleyen bir yüzsüzlüğe bürünmesi artık sabır sınırlarını aşmıştır. Halk, yokluk içinde yaşam mücadelesi verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan ve sömürü düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“SİZLER YEDİNİZ HESABI BİZ ÖDEMEYECEĞİZ!”
Açlığa mahkum edilen emeklilere insanca yaşayacakları bir ücret ödenmesi gerektiğini dile getiren Özkan, “ Ancak, en düşük memur maaşına %100 zam yapılmasıyla insan onuruna yaraşır asgari bir ücret seviyesine ulaşılacaktır. Asgari ücret, işçi sendikaları ve konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından yeniden belirlenmeli belirlenmeli en az 30 bin lira olmalıdır.Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalıdır. Bu adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracaktır.
Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, emekçinin alın terine yapılan açık bir gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi %15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.
Alacağımız her zam taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalıdır. İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır. Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır” ifadelerine yer verdi.
Niğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber
Yorumlar (0)