BDDK’dan Kredi Kartı Limiti İçin Yeni Dönem: Gelir Bazlı Sınırlamalar Geliyor

Son yıllarda yükselen enflasyon ve artan yaşam maliyetleri, bireyleri kredi kartlarına yöneltirken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) önemli bir adım atarak kredi kartı limitlerinde köklü bir değişikliğe gitti. Yeni düzenlemeye göre, kredi kartı limitleri artık bireylerin gelirleriyle sınırlı olacak ve bankalar, müşterilere aylık gelirlerinin en fazla 8 katına kadar limit tanımlayabilecek.

Bu düzenleme, özellikle kredi kartlarını yeni kullanan bireyler için daha sıkı sınırlamalar getiriyor. Kredi kartını bir yıldan kısa süredir kullanan tüketicilerin limitleri, aylık gelirlerinin en fazla 4 katı ile sınırlanırken, daha uzun süre kredi kartı kullananlar için bu oran 8 kata kadar çıkabilecek.

RİSKLİ BORÇLANMA ORANI ARTIYOR

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi tarafından yayımlanan raporlar, kredi kartı limitlerinin tehlikeli seviyelere ulaştığını gözler önüne seriyor. Özellikle 100 bin TL ve üzeri limitlere sahip kullanıcıların oranı yüzde 45,3'e ulaşmış durumda. Bu durum, bireylerin borçlanma kapasitesinin arttığını ve hem tüketici hem de ekonomi açısından ciddi riskler oluşturduğunu gösteriyor.

DÜZENLEMENİN AMAÇLARI

BDDK’nın bu yeni kararının ardında birkaç temel neden bulunuyor. Yüksek kredi kartı limitlerinin bireyler üzerindeki borçlanma risklerini artırması, ekonomik istikrarı tehdit eden borç seviyelerine ulaşılması ve enflasyonist baskıların artması, bu düzenlemenin gerekçeleri arasında. Tüketicilerin aşırı borçlanmasını önlemek ve finansal sistemde denge sağlamak amacıyla kredi kartı limitleri gelirle uyumlu hale getirildi.

TÜKETİCİ HARCAMALARINA ETKİSİ

Bu yeni düzenleme, tüketicilerin harcama alışkanlıklarını önemli ölçüde etkileyecek. Yüksek kredi kartı limitlerine alışmış bireyler, harcamalarını daha dikkatli bir şekilde yönetmek zorunda kalacak. Özellikle lüks tüketim veya ihtiyaç dışı harcama yapanların, bütçelerini yeniden gözden geçirmesi gerekecek. Ayrıca, bütçe planlaması ve gelir-gider dengesi daha fazla önem kazanacak.

Kısa vadede harcamaların azalması, ekonomide geçici bir durgunluk yaratabilir. Ancak uzun vadede, borç yüklerinin azalmasıyla birlikte ekonomide daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme bekleniyor.