Polen Alerjisi Mevsimi Neden Uzadı? İklim Değişikliğinin Etkisi Ne?

Baharın müjdecisi olan ağaçların tomurcuklanmasıyla havaya yayılan çiçek tozları (polenler), hassas bünyeler için adeta bir kabusa dönüşüyor. Normal şartlarda ilkbaharın ilk aylarında kendini göstermeye başlayan polen alerjisi, küresel ısınmanın etkisiyle artık yılın büyük bir bölümüne yayılarak bireylerin gündelik yaşamını olumsuz etkiliyor ve çeşitli sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor. Alerjiye meyilli kişilerde astım semptomları, nazal tıkanıklık ve gözlerde iritasyon gibi rahatsızlıklar baş gösteriyor.

Bilkent Şehir Hastanesi İmmünoloji İdari ve Eğitim Sorumlusu Profesör Doktor Şadan Soyyiğit, genetik yatkınlığı bulunan bireylerin alerjik reaksiyonları daha yoğun deneyimlediğini vurgulayarak, bu alerjinin belirtilerini ve tedavi yöntemlerini İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine detaylı bir şekilde aktardı.

POLEN ALERJİSİNİN BELİRTİLERİ VE ETKİLEDİĞİ ORGANLAR

Profesör Doktor Soyyiğit, polen alerjisinin genellikle solunum yollarıyla temas eden organlarda kendini gösterdiğini belirterek, "Burun akıntısı, sürekli hapşırma, şiddetli kaşıntı, burun kanallarında tıkanıklık ve gözlerde sulanma ile kızarıklık gibi sorunlara yol açabiliyor" uyarısında bulundu.

Ayrıca alerjinin astıma benzer solunum problemlerine de neden olabileceğine dikkat çeken Soyyiğit, "Eğer tedavi edilmezse nefes almada güçlük ve inatçı öksürük gibi daha ciddi semptomlara ilerleyebilir" şeklinde konuştu.

GENETİK YATKINLIK ALERJİ RİSKİNİ ARTIRIYOR

Profesör Doktor Soyyiğit, polen alerjisinin temelinde genetik faktörlerin yattığını ifade ederek, "Aile öyküsünde polen alerjisi veya farklı alerjik rahatsızlıkları olan kişilerde bu durumun görülme olasılığı daha yüksek. Bu bireyler kalıtsal olarak polene karşı bir bağışıklık tepkisi geliştiriyorlar ve bu nedenle polenle karşılaştıklarında aşırı duyarlılık reaksiyonları gösteriyorlar" dedi.

ALERJİ HER YAŞTA ORTAYA ÇIKABİLİR

Alerjinin yalnızca doğuştan gelen bir durum olmadığını vurgulayan Soyyiğit, "Doğumla birlikte görülebildiği gibi, yaşın ilerlemesiyle de ortaya çıkabilir. Çocukluk döneminde de rastlanabilir. Hatta daha önce hiçbir şikayeti olmayan kişilerde yetişkinlik çağında da alerjik reaksiyonlar başlayabilir. Hastalarımız sıklıkla, 'Daha önce böyle bir sorunum yoktu ama sonradan gelişti' şeklinde ifadelerde bulunuyorlar. Bu süreç aslında kişinin polene karşı duyarlılık kazandığı dönemdir. Yani birey polenle temas eder, ona karşı bir hassasiyet geliştirir ve ardından semptomlar başlar" şeklinde açıklamalarda bulundu.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ALERJİ MEVSİMİNİ UZATIYOR
Profesör Doktor Soyyiğit, çocukluk yaşlarında şiddetli alerjik reaksiyonlar gösteren bireylerin vakit kaybetmeden bir hekime başvurması gerektiğinin altını çizerek sözlerine şöyle devam etti:

"Normalde ocak ayının sonu veya şubat ayının başı, polen alerjisinin kendini göstermeye başladığı dönemdir. Ancak hastalarımızda küresel iklim değişikliğinin etkisiyle bu zamanlamanın belirgin şekilde değiştiğini gözlemliyoruz. Polen alerjisi artık daha erken başlayabiliyor ve hastalar bu durumu genellikle fark edemiyorlar. Ağaçların çiçeklenmesi ve polenlerin havada uçuşmasıyla birlikte bu alerji dönemi eylül ayına kadar uzayabiliyor, ancak en yoğun şikayetler genellikle haziran ayında yaşanıyor. Öyle ki, bir gün önce hiçbir yakınması olmayan bir kişi ertesi gün alerji belirtileriyle karşılaşabiliyor. Küresel iklim değişikliği nedeniyle bu durum artık neredeyse tüm yıla yayılmış durumda. Ancak insanlar genellikle bu şikayetlerin polen alerjisiyle ilişkili olabileceğini düşünemiyorlar. Biz bu bağlantıyı ancak detaylı testler sonucunda anlayabiliyoruz."

POLENİN YOĞUN OLDUĞU SAATLERDE DIŞARI ÇIKMAKTAN KAÇININ

Şikayetlerin artması durumunda tedavi yöntemlerinin hayati önem taşıdığını belirten Soyyiğit, "Alerjik hastalıkların tedavisinde ilk adım olarak polenden korunmayı öneriyoruz. Ancak bu genellikle tek başına yeterli olmuyor. Polen yoğunluğunun yüksek olduğu sabah ve öğle saatlerinde mümkün olduğunca dışarı çıkmamak, pencereleri kapalı tutmak, dışarıda şapka ve gözlük kullanmak, çamaşırları dışarıda kurutmamak, dışarıdan gelince kıyafetleri değiştirmek ve gerekirse duş almak gibi önlemler alınabilir. Ayrıca araçların polen filtrelerinin düzenli olarak değiştirilmesi ve araç camlarının kapalı tutulması da korunma yöntemleri arasındadır" ifadelerini kullandı.

ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİ ALERJİ DÖNEMİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR

Geçmişte polen alerjisi yaşayan bireylerin şikayetleri başlamadan önce bir doktora başvurmalarının önemini vurgulayan Soyyiğit, "Hastalarımıza, 'Şikayetleriniz başlamadan ilaç tedavisine başlayalım ve alerji mevsimine hazırlıklı girelim' tavsiyesinde bulunuyoruz. Bu amaçla kullanılan burun spreyleri ve alerji ilaçları mevcut. Bu tedaviler birçok hastamız için faydalı oluyor ve polen dönemini daha rahat geçirmelerini sağlıyor" şeklinde konuştu.

ALERJİ AŞISI UZMAN KONTROLÜNDE GÜVENLE UYGULANABİLİR

Profesör Doktor Soyyiğit, alerjik rahatsızlıkları ilerleyen ve ilaç tedavisinden yeterli fayda görmeyen hastalar için alerji aşısının önemli bir tedavi seçeneği olduğunu belirterek şunları kaydetti:

"Hastalarımıza polene karşı bir aşı tedavisi uyguluyoruz. Bu tedavi yöntemi, alerji hastalıkları uzmanı kontrolünde uygulanan en önemli tedavi seçeneklerinden biridir. Aşıda prensip olarak vücuda küçük miktarlarda polen vererek bağışıklık sistemini polene alıştırmayı ve tolerans geliştirmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Alerji uzmanı gözetiminde uzun soluklu bir tedavi sürecidir. Aşı, enjeksiyon yoluyla veya ağızdan alınabilir formda uygulanabilir. Enjeksiyon şeklinde uygulanan aşıların potansiyel yan etkileri nedeniyle hastaların uygulama sonrası yaklaşık yarım saat gözlem altında tutulması önerilir. Ancak doktor, özellikle de alerji uzmanı bir doktorun gözetiminde yapıldığında bu tedavi yöntemi güvenle uygulanabilir."