Son yıllarda uygulaması artan ozon tedavisi nedir ve hangi hastalıklar için uygulanır? Merak edilenler yazımızda…
Son yıllarda uygulaması artan ozon tedavisi nedir ve hangi hastalıklar için uygulanır? Merak edilenler yazımızda…
Ozon Tedavisi Faydaları
Ozon üç oksijen atomundan oluşan bir moleküldür. Doğada stratosfer tabakasında bulunur ve güneşin UV ışınlarının geçişini engeller. Oda sıcaklığında renksiz ama karakteristik kokusu olan bir gazdır. İleri derecede etkin bir dezenfektan olduğu için tüm dünyada içme suyunun temizlenmesinde ve havalandırma sistemlerinde havanın temizlenmesinde kullanılır. Ozon bir tedavi aracı olarak da kullanılır. Ozon tedavisi ile ilgili yapılmış pek çok çalışma mevcuttur. Yapılan çalışmaların çoğu ozon tedavisinin dezenfektan özelliği ile ilgilidir. Son yıllarda sistemik birçok hastalığın tedavisi ile ilgili yapılan çalışmalar artsa da ozon tedavisin araştırılması ve ispatlanması gereken birçok etkinliği mevcuttur.
Tıbbi Ozon Nedir?
Ozon tedavisinde kullanılan tıbbi ozon, her zaman saf ozon ile saf oksijenin karışımından oluşur. Ozonun konsantrasyonu 1-100 mg/ml arasında değişebilir. Bu alanda eğitim almış hekimler tarafından hastanın durumuna ve tıbbi endikasyonuna göre doz belirlenir.
Ozon Tedavisi Faydaları
Ozon gazının antiviral ve antibakteriyel etkisi bilinir. Yaraların temizlenmesinde, bakteri ve virüs kaynaklı hastalıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılır.
Dolaşımı uyarıcı etkisi nedeniyle de dolaşım bozukluklarında uygulanır.
Düşük dozlarda kişinin kendi direncini harekete geçirerek bağışıklık sistemini aktive eder. O
zon; kronik inflamatuar süreçleri içeren diyabet, hiperkolesterolemi, hipertansiyon ve otoimmün hastalıkları tedavisinde kullanılır.
Ozon tedavisindeki amaç; vücudun fonksiyonlarının olması gerektiği hale getirilmesidir. Tamamlayıcı bir tedavi olarak kabul edilir. Bu sebeple kişinin varsa mevcut hastalığı için kullandığı medikal tedavi asla bırakılmamalıdır. Mevcut medikal tedaviye yardımcı olarak ozon tedavisi düşünülebilir.
Ozon Tedavisi Nasıl Yapılır?
Ozon tedavisi 5 farklı şekilde uygulanır. Bütün uygulama biçimlerinde ozon gazının kesinlikle solunmaması gerekir. Uygulama yöntemleri şunlardır:
Majör otohemoterapi: Kişinin 50-100 ml kadar kanının alınıp ozon gazı ile karıştırıldıktan sonra geri verilmesidir.
Minör otohemoterapi: Kişinin 5-10 ml kadar kanının alınıp ozon gazı ile karıştırıldıktan sonra kas içine enjekte edilmesidir.
Torbalama: Lokal olarak yapılacak bölgeye direk ozon gazının verildiği kapalı bir sistemdir. Her türlü yara için uygulanır. Yaranın olduğu yer ozona dayanıklı torba içerisine alınır ve torba içine sürekli olarak ozon gazı verilir. Ozon gazı kuru ciltten emilmediği için yapılacak bölge öncelikle ozonlu su ile nemlendirilmelidir.
Rektal uygulama: Ozon gazının rektal yolla uygulanmasıdır. Bağırsak hastalığı olan veya damar yolu açılamayan kişilerde tercih edilir. Kişi uygulama sırasında bir şey hissetmez.
Eklem içi uygulama: Ozon gazının eklem içine direk enjekte edilmesidir. Eklemi tüten bütün hastalıklarda uygulanır.
Ozon Tedavisi Kimlere Uygulanamaz?
Ozon tedavisi glukoz-6-fosfat-dehidrogenaz enzim eksikliği olan ‘favizm’ hastalarına kesinlikle uygulanmaz. Enzim eksikliği olan kişiler, ozon gazanın kanda oluşturduğu metabolik yolakları yerine getiremez. Hamile ve emzirenlere, kronik alkolizmi olan kişilere uygulanmamalıdır.
Ozon tedavisinin Yan Etkisi Var mı?
Ozon tedavisinin bilinen bir yan etkisi yoktur. Uygun doz olmadığı durumlarda tedaviden fayda sağlanamaz. Ozon tedavisine başlandıktan 3-5 seans sonra kişide ‘iyileşme krizi’ olarak adlandırılan yorgunluk, baş ağrısı, halsizlik gibi şikayetler görülebilir. Tedaviye devam edildiğinde bu şikayetler yok olur.
Ozon Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Bir seansı ortalama 30-45 dakika süren ozon tedavisinde 12-14 seans kür uygulandıktan sonra aylık takiplerin yapılması önerilir. Tedavinin en başında seanslar haftada 2 ile başlar ve ilerledikçe seans aralıkları açılarak ayda bire düşülür. Medikal tedavilerde de olduğu gibi vücuda alınan her şeyin bir yarılanma ömrü vardır. Bu sebeple uygulayıcı hekimin önerdiği takip aralıklarına uyulmalıdır.
Niğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber
Yorumlar (0)