Bugün Niğde'de, Haçiko Derneği İl Başkanı Mehtap Özdemir liderliğinde gerçekleştirilen basın açıklamasında, Müslüman bir ülkeye, uygar bir ülkeye ve bir hukuk devletine yakışmayacak bir biçimde meclise sunulması düşünülen ölüm tasarısına karşı seslerini yükseltti. Özdemir ve beraberindeki aktivistler, her gün Filistin'den gelen haberlerle yüreklerinin paramparça olduğunu belirtirken, İsrail'e lanet ederek merhamet dininin İslam ile şereflendiği vurgulandı.
Ölüm tasarısının, bütün köpeklerin katledilmesini çözüm olarak görmesi ve bunu destekleyenlerin İsrail'i nasıl olur da köpeklerin vahşetle katledilmesinin çözüm olduğunu anlamadıklarını dile getiren Özdemir; “Bu gün Müslüman bir ülkeye, uygar bir ülkeye ve bir hukuk devletine yakışmayacak bir biçimde meclise yasalaşması için sunulması düşünülen ölüm tasarısı için buradayız. Her gün Filistin'den gelen haberlerle ölen yüzlerce binlerce can için yüreğimiz paramparça olurken her gün İsrail’e lanet ederken merhamet dini İslam ile şereflenmiş bizler nasıl olurda bütün köpeklerin katledilmesini çözüm olarak görebiliriz bunu çözüm olarak görenler çözüm sandıkları vahşetle köpeklerin İsrailli olacaklarını bilmezler mi?
Kaldı ki öldürmek hiçbir dönemde çözüm olmamıştır 18. yüzyıldan bu yana defalarca toplu katliamlarla popülasyon kontrol altına alınmaya çalışmıştır fakat insanlık dışı bu uygulamalar hayvan sayısını azaltmak bir yana nüfus artışına sebebiyet vermiştir. Bilimsel veriler savaş ve toplu ölümlerin olduğu dönemlerde içgüdüsel olarak canlıların çok daha fazla ürediklerini göstermiştir.
2004 yılında çıkmış yasayı uygulamamış kurumlar şimdi çıkmış ve utanmadan yapmadıkları görevlerinin sorumlusu olarak sokak köpeklerini göstermektedirler.
Kısırlaştırmadılar, nüfuslarının artmasına neden oldular,
Beslemediler, yol kenarlarına attılar şimdi çıkmış trafik kazası diyorlar,
Aşılamadılar, en ilkel hastalık olan kuduzdan bahsediyorlar,
Tedavi etmediler, ormana attılar,
Yetmedi, kürekle döve döve öldürdüler,
Yetmedi, canlı canlı gömdüler...
Ey belediyeler öldürmek çözüm olsaydı çoktan başarmış olurdunuz, malum en çok yaptığınız şey bu.
Su an yapılması gereken kültürümüze, ahlakimiz, inancımıza uygun hem insan hem hayvan refahını sağlayacak çözümü uygulamaktır. Bu da ancak ve ancak sorumlu tüm kurumların kanunda belirtildiği gibi üzerlerine düsen görevleri yerine getirmesi yani etkin kısırlaştırma ile mümkündür.
Biz yasam hakki savunucuları hayvanların ve insanların ortak menfaati için üzerimize düşen görevi bu zamana kadar yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Fakat hayvanların öldürülmesini asla kabul etmiyoruz. Canimizi veririz canlarımızı vermeyiz.” Şeklinde konuştu.
Basın açıklamasına Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Devlet Konservatuarı Akademisyeni Prof.Dr Feyzan Göher ve Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi rektörlüğüne bağlı Hayvan Dostları Kulübü (HAYDOK) öğrencileri de katıldı.
Muhabir : Hatice SÖYLER
Yorumlar (0)