Kayseri’den Niğde’ye uzanan bir hayat mücadelesi

Aslen Kayserili olan Çekirdekçi Hatice Abla, 30 yıl önce Niğde’ye gelin geldi. Köyden geldiği için çok saf olduğunu, şehirde kaybolacak kadar hayattan bihaber olduğunu söyleyen Hatice Abla’nın yaşamı, eşi tarafından üzerine yapılan bir evlilikle altüst oldu. Ancak bu yıkım onu güçlendirdi, ayakta kalmak için hayata tutundu.

“İYİ Kİ DE BAŞLAMIŞIM”

Hatice Abla, “Bu kadın saf, bu evde dursun ben gezeyim” diyerek üzerime evlendi. Ama ben o evden çıkmadım. ‘Kendi paramı kazanacağım, muhtaç olmayacağım’ dedim. Çekirdek işine o zaman başladım. İyi ki de başlamışım. Bana cesaret verdi.” dedi.

2006 yılında başladığı çekirdek satıcılığıyla çocuklarını kendi ayakları üzerinde büyüttü. İçinde ukde kalan hayalinin kadın kuaförü olmak olduğunu söyleyen Hatice Abla, “Eğer imkanım olsaydı kuaför dükkanı açar, yanında işçi çalıştırırdım. Çocuklarımı koyup gitmedim. İkisini de çalışarak, tırnaklarımla büyüttüm. Şimdi torunlarım var. Emekle büyüyen çocuk emeğin kıymetini bilir.” diye konuştu. 

ÜRÜNLER SAYESİNDE ÇÖPE GİTMİYOR

Hayatın içinde israfa da karşı duran Hatice Abla, pazarda atılan limonları ve çürük sebzeleri değerlendirmesiyle de tanınıyor.

Hatice abla, “Beş limonun kenarı bozuk, atıyorlar. Ben onları alıp evde limonata yapıyorum. Çürük patlıcanı közleyip yiyoruz. Fakirlikten geldim, ama utanmıyorum. Bunlar hayatın gerçeği.” ifadelerini kullandı.

GENÇ KIZLARA İSE ÖNEMLİ BİR ÖĞÜTTE BULUNDU

Hatice abla, genç kızlara da öğüt vermeyi ihmal etmedi. 

“Yüzüne güleni, ‘seni seviyorum’ diyeni hemen sevme. Önce bir mesleğin, bir işin olsun. Ayakta durmayı bil. Ben yaptım ama herkes yapamaz. O yüzden aklınızı kullanın, kalbinizle değil.” diyerek sözlerini sonlandırdı.