Kalori hesabı geri planda: 2026’da beslenme anlayışı değişiyor

Sağlıklı bir yaşam hedefleyen birçok kişi, yeni yılla birlikte beslenme alışkanlıklarını gözden geçiriyor. Bu değişimin yalnızca kilo kontrolüyle sınırlı kalmadığını belirten Medicana International İzmir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Seda Uşarer, beslenmenin artık çok daha geniş bir çerçevede ele alındığını söyledi. Uşarer, artan gıda fiyatları, sağlık kaygıları ve çevresel sorunların beslenme tercihlerinde belirleyici olduğunu vurgulayarak, “Eskiden diyet denince yalnızca kalori hesabı akla gelirdi. Artık bağırsak mikrobiyotası, sürdürülebilir tarım, işlenmiş gıdalar ve ruh sağlığı gibi pek çok başlık birlikte değerlendiriliyor. Kısacası tabaklar değişiyor” dedi.

Bitkisel ağırlıklı beslenme öne çıkıyor

Bitkisel ağırlıklı beslenmenin 2026’nın belirgin eğilimlerinden biri olacağını ifade eden Uşarer, bu yaklaşımın artık dar bir kesimle sınırlı kalmadığını belirtti. Lif açısından zengin sebze, meyve, tam tahıl ve baklagillerin sindirim sistemi ve bağışıklık üzerindeki etkilerine dikkat çeken Uşarer, “Lif tüketiminin artması, daha dengeli kan şekeri ve uzun vadede kalp-damar hastalıklarının azalmasıyla ilişkilendiriliyor. Ayrıca bitkisel beslenme, çevresel etkiler açısından da et ağırlıklı diyetlere kıyasla daha sürdürülebilir. Bu durum özellikle gençlerin tercihlerini etkiliyor” diye konuştu. Uşarer, yeni yılda en çok konuşulacak kavramın “bitkisel ağırlıklı ama esnek beslenme” olacağını da sözlerine ekledi.

Geleneksel ve temiz içerikli gıdalara ilgi artıyor

Tüketicilerin işlenmiş gıdalara karşı daha temkinli hale geldiğini dile getiren Uşarer, alışverişte etiket okuma alışkanlığının yaygınlaştığını söyledi. “Artık ‘kaç kalori’ sorusundan çok, ‘içeriği ne, bağırsak sağlığını nasıl etkiler’ soruları soruluyor” diyen Uşarer, ev yapımı yoğurt, fermente ürünler ve katkısız gıdalara ilginin arttığını kaydetti. Yoğurt, tarhana, turşu ve şalgam suyu gibi fermente ürünlerin mikrobiyotayı desteklediğini belirten Uşarer, “Bağırsak-beyin aksı son yıllarda ruh sağlığı tartışmalarının da merkezinde. Mikrobiyotası dengeli olan bireylerin strese karşı daha dayanıklı olabildiğini gösteren çalışmalar var. Bu nedenle mikrobiyotayı destekleyen beslenme modelleri 2026’da daha fazla konuşulacak” ifadelerini kullandı.

Popüler diyetlerin herkes için uygun olmadığının artık daha net anlaşıldığını söyleyen Uşarer, kısa sürede kilo vermeyi hedefleyen katı diyetlerin uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabildiğini belirtti. “Her bedenin aynı besine verdiği yanıt farklı. Bu nedenle kişiye özel beslenme yaklaşımları önem kazanıyor. 2026’da sıradışı ve kısa vadeli diyetler yerine, sürdürülebilir ve dengeli beslenme anlayışı öne çıkacak” değerlendirmesinde bulundu.