Işık: "Eğitim Siyasetle Değil, Bilimle Yükselir"

Işık, Türkiye’nin eğitim sistemine dair kritik bir noktaya değinerek, protokolün eğitimdeki şeffaflık ilkesine aykırı olduğunu ve bunun hukuki bir sorun doğurabileceğini belirtti. Ayrıca, Işık, protokolün 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'na da açıkça aykırı olduğunu vurguladı.

Niğde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ( ÇYDD) Başkanı Ahmet Server Işık, MEB ile MHP’nin gençlik kollarını oluşturan Ülkü Ocakları arasında imzalanan protokolün, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'na açıkça aykırı olduğunu söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Ülkü Ocakları arasında Ülkü Ocakları’nın yaygın eğitim kapsamında “genel, mesleki ve teknik kurslar” düzenlemesine imkân tanıyan protokolün eğitimdeki şeffaflık ilkesine aykırı olduğunu belirten Işık,  bunun hukuki bir sorun doğurabileceğini de belirtti.

"EĞİTİMDE SİYASET OLMAZ"

Işık, Türkiye’de eğitim alanındaki en temel ilkenin çağdaş, laik ve ulusal bir eğitim sistemi olduğunu vurguladı. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda eğitim ilkelerinin açıkça tanımlandığını belirten Işık, şunları söyledi: "Milli Eğitim’in amacı, bireyi içinde bulunduğu topluma yararlı olacak bir şekilde yetiştirmektir. Bu amaca ulaşmak için eğitimde siyasetin yeri yoktur. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre eğitim, bireyi toplumuna hizmet edebilecek şekilde çağdaş ve laik bir biçimde yetiştirmeyi hedeflemektedir. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ülkü Ocakları ile protokol yaparak onları eğitim sistemine dahil etmesi, bu kanunun temel ilkelerine aykırıdır. Ülkü Ocakları, bir sivil toplum kuruluşu değil, Milliyetçi Hareket Partisi’nin gençlik koludur. Bu şekilde, eğitim kurumlarının içine bir ideolojik yapılanmanın girmesi, eğitimdeki şeffaflık ilkesini zedeler."

"BU DURUM HUKUKİ BİR SORUN DOĞURUR"

Işık, protokolün hukuki açıdan sorunlu olduğunu ve Milli Eğitim Bakanı’nın bu hareketinin suç teşkil ettiğini savundu. "Milli Eğitim Bakanı bu süreçte suç işlemektedir" diyen Işık, protokolün sonuçlarının yalnızca eğitim sistemini değil, toplumun geleceğini de etkileyeceği konusunda uyarıda bulundu. Işık, protokolün eğitimdeki özgür düşünceyi engelleyeceğini, öğrencilerin siyasi ve ideolojik baskılara maruz kalacağını belirterek, bu tür uygulamalara karşı eğitim camiasının dikkatli olması gerektiğini ifade etti.

"VELİLERE ÇAĞRI: EĞİTİMDEKİ BU YANLIŞA KARŞI HAREKETE GEÇİN"

Ahmet Server Işık, Milli Eğitim Bakanlığı ve il müdürlüklerinin bu durumu değiştirme olasılığının düşük olduğunu belirtse de, velilere büyük bir çağrıda bulundu. Velilerin çocuklarını bu tür ideolojik baskılardan korumak için gerekli adımları atması gerektiğini söyleyen Işık "Eğitimdeki bu yanlışın, öğrenciler ve aileler üzerindeki olumsuz etkilerini görmemek imkansız. Veliler, çocuklarının eğitimini sorgulamalı ve bu tür siyasi yapılanmalara karşı harekete geçmelidir. Eğitim, siyasetten bağımsız olmalı, özgür düşünceye dayalı bir sistemle şekillenmelidir" dedi.

"EĞİTİMDE GERÇEK MİLLİYETÇİLİK SADECE BİLİMLE OLUR"

Işık, eğitimdeki milliyetçilik anlayışının da yanlış olduğuna dikkat çekti. "Gerçek milliyetçilik, öğrencileri bilimle, akılla, çağdaş değerlerle yetiştirmekle mümkündür. Milliyetçilik, ideolojik düşünceleri dayatmakla değil, özgür ve eleştirel düşünebilen bireyler yetiştirmekle sağlanır" diyen Işık, Bakanlık ve Ülkü Ocakları arasında imzalanan protokolün eğitim sistemine zarar vereceğini ve gerçek anlamda milliyetçilikle bağdaşmadığını ifade etti.

Niğde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Ahmet Server Işık, eğitimin siyasetten arındırılmış bir şekilde tüm çocuklara eşit fırsatlar sunması gerektiğinin altını çizerek, protokolün bir an önce iptal edilmesi gerektiğini söyledi.