Gümüşler Manastırı: Kapadokya'nın Tarihi Cevheri

Niğde'nin Gümüşler beldesinde yer alan Gümüşler Manastırı, Kapadokya bölgesinin en dikkat çekici tarihi yapılarından biri olarak öne çıkıyor. Özellikle "Gülen Meryem Ana" freski ile bilinen manastır, 8. ile 12. yüzyıllar arasında inşa edilmiş ve bölgenin zengin tarihini gözler önüne seriyor.

TARİHİ VE MİMARİ ZENGİNLİK

Gümüşler Manastırı, tamamen kayadan oyma olarak tasarlanmış rahip odaları, mutfak, saklama küpleri, iki katlı yer altı şehri ve gizli bölmeleriyle dikkat çekiyor. Bu özellikleriyle manastır, Kapadokya'daki diğer dini yapılardan farklılaşıyor. Vali Cahit Çelik, manastırın avlusunun 15 metre çapında ve 14 metre yüksekliğinde olduğunu, bu yapısıyla bölgede tek olduğunu belirtiyor.

SANATIN ZİRVESİ: DUVAR RESİMLERİ

Manastırın içinde yer alan kilisenin duvarları, Hz. İsa, Hz. Meryem ve Hristiyanlığın başlangıç dönemi ileri gelenlerinin resimleriyle süslenmiştir. Özellikle "Gülen Meryem Ana" freski, Anadolu'da tek örnek olması nedeniyle büyük ilgi görüyor. Fresklerde Hz. İsa'nın doğumunun müjdelenmesi, baş melekler Gabriel ve Mikail'in Hz. Meryem'e tanrı selamını iletmesi gibi sahneler işlenmiştir.

"BU GÜZEL ESERİ GÖRMEYE, GEZİLMEYE DAVET EDİYORUZ"

1963 yılında İngiliz restoratör Michael Gough tarafından restore edilen "Gülen Meryem Ana" freski, manastırın en değerli parçalarından biri. Vali Çelik, "Burada 'gülen' ifadesiyle tek bir örnek. Bu yüzden Gümüşler Manastırı görülmeye değer bir yer," diyor ve ekliyor: "Manastırın dışında 2 katlı bir yer altı şehri mevcut. Bu alanlar, geçmişte mutfak ve kiler olarak kullanılmış."

KAPADOKYA'NIN GİZLİ HAZİNESİ

Manastırın doğusu, güneyi ve batısındaki kısımlar mesken ve müştemilat olarak kullanılmış. Vali Çelik, "Niğde, Kapadokya bölgesinde çok önemli bir şehir. Gümüşler Manastırı da bu anlamda ilimizin en önemli turistik değerlerinden biri," diyerek herkesi bu tarihi yapıyı gezmeye davet ediyor. Manastır, tarihi ve mimari özellikleri itibarıyla dünyada ve Türkiye'de eşsiz bir konumda bulunuyor.