• DOLAR
    32,5333
    %0,11
  • EURO
    34,9187
    %-0,06
  • G. Altın
    2.436,28
    %0,04
  • Ç. Altın
    3.954,23
    %0,00
  • BIST
    10.355
    0
  • BITCOIN
    61,260.77
    -0.38
  • ETHEREUM
    3,376.88
    -0.39
  • DOLAR
    32,5333
    %0,11
  • EURO
    34,9187
    %-0,06
  • G. Altın
    2.436,28
    %0,04
  • Ç. Altın
    3.954,23
    %0,00
  • BIST
    10.355
    0
  • BITCOIN
    61,260.77
    -0.38
  • ETHEREUM
    3,376.88
    -0.39

Warning: Undefined array key "HTTP_ACCEPT_LANGUAGE" in /home/anadlhaber/domains/nigdeanadoluhaber.com.tr/public_html/haber_detay.php on line 6

DERİDE KOLAJENİ ARTIRMAK İÇİN YAPILACAK UYGULAMLAR


Dermatolog Hacer Köksal, yaşla birlikte vücudun daha az kolajen üretmesinin kırışıklıklara ve sert eklem gibi çeşitli sorunlara yol açtığını söyledi. Ağızdan alınan kolajen takviyelerini ise vücudun en çok ihtiyacı olan organda kullandığını belirten

DERİDE KOLAJENİ ARTIRMAK İÇİN YAPILACAK UYGULAMLAR

Dermatolog Hacer Köksal, yaşla birlikte vücudun daha az kolajen üretmesinin kırışıklıklara ve sert eklem gibi çeşitli sorunlara yol açtığını söyledi. Ağızdan alınan kolajen takviyelerini ise vücudun en çok ihtiyacı olan organda kullandığını belirten Uzm. Dr. Köksal, “Kolajen takviyesinin vücutta nerede kullanılacağı belirlenemez. Kas ve kemiklerin kolajene daha çok ihtiyacı varsa alınan takviyenin faydası ciltte pek görülmez. Mikro iğneleme, mezoterapi, fraksiyonel lazer ve radyo frekans uygulamalarıyla deride kolajenin sentezini ve miktarını artırabiliyoruz.” sözlerini dile getirdi.
Kent Hastanesi'nde Dermatoloji Uzmanı olan Dr. Hacer Köksal, son dönemde varlığı, eksikliği ve neden olabileceği sorunlar sebebiyle gündemde olan 'kolajen' konusunda bilgilerini sundu. Kolajenin, cildin genç ve sağlıklı görünmesini sağlayan yapı olduğunu belirten Uzm. Dr. Köksal, “Kolajen, hareket sisteminin yapı taşlarını, özellikle kemik, lif ve eklemleri oluşturan, vücutta en yaygın ve bol miktarda bulunan protein türüdür. Kasların, kemiklerin, derinin, tendonların, kan damarlarının ve sindirim sisteminin birçok dokusunda bulunur. Yaş ilerledikçe vücut daha az kolajen üretilir. Bu da ciltte kırışıklıklara ve eklemlerde sertlik gibi birçok probleme sebebiyet verir.” şeklinde konuştu.

KOLAJEN ÜRETİMİNİ NE OLUMSUZ ETKİLER?
Uzm. Dr. Köksal, vücutta oluşan serbest radikallerin (her nefeste aldığımız oksijenin vücudumuzda yanması sonucu serbest radikaller oluşur ve bunlar kimi zaman hücrelerimize zarar vererek bazı hastalıklara yol açabilirler) yaşla birlikte üretimi azalan kolajenin daha hızlı yıkılmasına neden olduğunu kaydetti. Köksal, “Güneşte yoğun kaldığımız zaman, hava kirliliği, çevre ile alakalı faktörler, stres, sigara içme gibi kötü yaşam tarzı faktörleri ve şeker içeriği yüksek beslenme vücutta serbest radikal oluşumunu artırarak kolajen düzeyinin azalmasında etkili olur.” şeklinde konuştu.

VÜCUDUMUZUN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUYABİLMEK İÇİN ŞART
Uzm. Dr. Köksal kolajenin sadece ciltte değil, tüm vücutta bağ dokuyu güçlendirme görevi gördüğünü de vurguladı. Oral olarak alınan kolajen takviyesinin vücutta nerede kullanılacağının belirlenemediğini söyleyen Köksal, “Kas ve kemiklerin kolajene daha çok ihtiyacı varsa, alınan takviyenin faydası ciltte pek görülmez. Kolajen vücut bütünlüğünü korumak için yapısal bir proteindir. Kolajen miktarının vücut yaşlandıkça azalmaya başlaması takviye olarak dışarıdan alınmasını artıran faktörlerden biridir. İnsan vücudunda bilinen en az 16 kolajen tipi var. Biyolojik açıdan sınıflandırılan bu kolajen çeşitleri farklı dokularda farklı yoğunlukta bulunsa da büyük bölümü tip 1,2,3 ve 10’dan oluşur. Kolajen takviyesi kullanılan 11 çalışma incelenmiş ve bunların değerlendirilmesi sonucunda, tip 2 kolajen kullanmanın osteoartrite bağlı eklem kısıtlılığını ve eklem ağrısı şikayetlerini azaltabildiği belirlenmiş. Tip 1-3 kolajeni içeren takviyelerin yara iyileşmesini hızlandırabildiği, 8 hafta düzenli kullanımı sonrasında cildin nemini, elastikiyetini ve dermistekikolajen yoğunluğunu bariz şekilde artırdığı ve kolajen parçalanmasını da azalttığı gösterilmiştir.” ifadelerini dile getirdi.

RETİNOL İÇEREN KREMLERİN SENTEZDE OLUMLU ETKİLERİ VAR
Dermatolog Köksal, takviyelerden fayda görmeyen deride kolajeni direkt olarak dolgu enjeksiyonları ile artırabildiklerini söyledi. Kolajen üretimini artıracak uyarıcı işlemleri de, mezoterapi, fraksiyonel lazer, radyo frekans uygulamaları olarak sıralayan Uzm. Dr. Köksal, “Mikro iğneleme ile dermiste minimal hasarlar yapıldığında çok tembel olan fibroblastları kolajen üretimi için uyarmış oluruz. Eğer bu uygulamaları belli aralıklarla yaparsak kolajen sentezine olumlu etkisi olur. Bunun yanında deriye mezoterapi yöntemi ile hyalüronik asit enjeksiyonları yapmak deride kolejeni direkt olarak arttırırken kolajen üretimine de ek fayda sağlamaktadır. Fraksiyonel lazer, altın iğne gibi işlemlerle yine alt derideki hücrelerin uyarılması ve kolajen sentezi sağlanır. Retinol gibi etken maddeli kremlerin de sentezde olumlu etkileri vardır.” diyerek konuşmasına ekledi. 

Muhabir : İHA
Niğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber

Yorumlar (0)




Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır Dada Medya
Web Tasarım - Sosyal Medya Yönetimi - Reklam Ajansı - Video Çekim - Grafik Tasarım - Niğde Ajans