Deniz ve havuzlarda keyifli vakit geçirmek bazen kabusa dönüşebilir. Deniz ve havuzlardan bulaşan cilt rahatsızlıkları tatilinizi zehir edebilir. Cilt hastalıklarından uzak durmak için yapılması gerekenleri öğrenin.
Deniz ve Havuzlardan Bulaşan Cilt Rahatsızlıkları
Yaz ayları geldiğinde denize ve havuza gitme planları yapmanın keyfi paha biçilemezdir. Özellikle kavurucu sıcakların olduğu günlerde buz gibi deniz veya havuz suyuna girerek ferahlamak herkesin tercihidir. Ancak havuzda ve denizde vakit geçirirken serinlemek çok keyifli olsa da bu alanlardan bulaşacak cilt rahatsızlıklarını da görmezden gelmemek gerekir. Özellikle nemli ve sulu ortamlarda çoğalan bakteriler ve mantarlar pek çok cilt hastalığına neden olur. Bu noktada bulaşma ihtimali olan cilt hastalıklarını ve bunlardan korunma yöntemlerini öğrenmek yaz tatili keyfini kısa kesmeden, doyasıya zaman geçirebilmeye imkân sağlayabilir. Gelin, denizlerde ve havuzlarda yaşayan, insan sağlığını tehlikeye atan zararlıları ve bunlardan korunma yollarını detaylıca inceleyelim.
Cilt Rahatsızlıklarının Genel Belirtileri
Cilt rahatsızlıklarının semptomları sağlık sorununa göre değişiklik gösterir. Ancak yaygın olarak görülen cilt hastalığı belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
Ciltte renk değişikliği,
Kaşıntı ve ağrı yapan cilt döküntüleri,
Cilt kuruluğu,
Kırmızı ya da beyaz renkte, içinde irin bulunan şişlikler,
Pul pul görünen cilt,
Açık yara ve/veya lezyon,
Güneşe karşı hassasiyet.
Deniz Suyundan Kaynaklanan Cilt Rahatsızlıkları
Kavurucu yaz sıcaklarında denizde vakit geçirmek çok keyifli olsa da deniz suyundaki mikroorganizmalardan ve denizden bulaşabilecek enfeksiyon çeşitleri cilt rahatsızlıklarına neden olabilir.
Deniz Suyunun Cilt Üzerindeki Etkileri
Deniz suyunun dolaşımı iyileştirmek ve ruh hâlini dengelemek gibi fiziksel ve psikolojik pek çok faydası vardır. Öncelikle deniz suyu magnezyum, potasyum, kalsiyum ve kükürt gibi cilt sağlığını destekleyen zengin mineralleri içerir. Bu mineraller egzama ve sedef hastalığı gibi cilt rahatsızlıklarına fayda sağlayabilir. Ayrıca deniz suyunun içeriğindeki tuz antibakteriyel ve antimikrobiyel özellikler taşır.
Deniz tuzu cildi ölü derilerden temizlemeye, tıkanmış gözenekleri açmaya, akne oluşumunu önlemeye, cilt tonunu eşitlemeye ve gözenekleri sıkılaştırmaya yardımcı olabilir. Deniz suyu, sağladığı faydaların yanı sıra cilt sağlığını tehlikeye atabilecek riskler de taşır. Deniz suyunda bulunan bakteriler ve mantarlar insanlarda cilt rahatsızlıklarına neden olabilir. "Deniz suyu cilde zararlı mı?" sorusunu kısaca böyle cevaplayabiliriz.
Denizden Bulaşan Bakteriyel Enfeksiyonlar
Konutlardan ve gemilerden gelen kanalizasyon atıkları, yaban hayatı, kıyıya yakın foseptikler ve endüstriyel atıklar gibi unsurlar nedeniyle deniz suyunda pek çok patojen bulunur. Bu patojenler deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarına neden olabilir. Deniz suyundaki patojenler sebebiyle ortaya çıkan bakteriyel enfeksiyonlardan bazıları şunlardır:
Vibrio Enfeksiyonları: İnsanlarda enfeksiyona neden olan vibrio, kıyılarda yaşayan bir bakteri türüdür. Özellikle su sıcaklıklarının arttığı mayıs ve ekim ayları arasında çoğalır. Açık yarası bulunan bireylere vibrio bulunan denizde yüzmesi sonucu bulaşır. Yaygın belirtileri arasında ishal, karın ağrısı, mide bulantısı, ateş, kusma ve terleme bulunur. Bu bakteri yarada enfeksiyona neden olduğunda ateş, yarada kırmızılık ve şişkinlik, ciltte renk değişikliği ve yaradan iltihap akması gibi semptomlar görülür.
Stafilokok Enfeksiyonları: Stafilokok ciltte ve burun kanallarında yaşayan bakterilerden biridir. Genellikle risk oluşturmayan bu bakteri ciltte yara varken denize girildiğinde enfeksiyona neden olabilir. Ciltte küçük kırmızı şişlikler ve ağrılı apseler stafilokok enfeksiyonunun belirtileri arasında yer alır.
Denizden Bulaşan Mantar Enfeksiyonları
Deniz suyunda ascomycota ve exophiala gibi mantar türleri bulunur. Bu mantarlar açık yaralar aracılığıyla insan vücuduna bulaşır. Ayrıca bağışıklık sistemi zayıf olan bireyleri daha fazla etkiler. Deniz suyu kaynaklı mantar enfeksiyonlarının belirtileriyse şunlardır:
Cilt enfeksiyonlarına neden olan mantarlar etkilediği bölgede kızarıklık, kaşıntı ve ağrı yapabilir.
Göz enfeksiyonu oluştuğunda gözlerde ağrı ve kızarıklık görülebilir. Ayrıca ışığa karşı duyarlılık artarken bulanık görme başlayabilir.
Akciğerleri etkileyen bir mantar türü enfeksiyona neden olduğunda öksürüğe, nefes darlığına, yorgunluğu ve ateşe sebebiyet verebilir.
Bunlarla birlikte ıslak mayolarla uzun süre kalmak ve denizde çok fazla vakit geçirmek vajinal mantar oluşumunu tetikleyebilir. Ayrıca denizden çıkınca ayakları ve elleri kurulamamak mantar bulaşma ihtimalini artırabilir.
Havuzlardan Bulaşan Cilt Rahatsızlıkları
Havuzdaki kimyasallar, bakteriler ve mantarlar pek çok cilt rahatsızlığına neden olur. Havuzdan bulaşan cilt rahatsızlıklarını şöyle detaylandırabiliriz:
Havuz Kimyasallarının Cilde Etkisi
Havuz suyunun dezenfekte edilebilmesi için kullanılan klor, kurutucu özelliklere sahip güçlü bir kimyasaldır. Ciltteki yağ dokularını azaltarak cilt bariyerini zayıflatır ve deride tahriş oluşumunu tetikler. Ayrıca sedef hastalığı ve egzama gibi sağlık sorunlarından muzdarip bireylerin rahatsızlıklarının kötüleşmesine neden olabilir. Klor, sedef hastalığı belirtilerinin şiddetlenmesine yol açarken egzama olan bölgelerde kızarıklığı, kaşıntıyı ve kuruluğu artırabilir.
Klorla benzer işleve sahip bir başka kimyasal olan brom, havuzdaki organik atıkları dezenfekte etmek için kullanılır. Brom da ciltte alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebilir. "Havuz kimyasalları cildi nasıl etkiler?" sorusunun cevabını bu şekilde vermek mümkün.
Havuzlardan Bulaşan Bakteriyel Enfeksiyonlar
Bakımsız ve klor miktarı düşük olan havuzlarda bakteriler daha hızlı üreme imkânı bulur. Havuzlardan bulaşan bakteriyel enfeksiyonlardan bazıları şunlardır:
Pseudomonas Aeruginosa Enfeksiyonu: Havuz suyu gibi nemli ve ıslak alanlarda üreyen bu bakteri kanda, kulakta, sindirim sisteminde, gözde, akciğerde, ciltte ve idrar yolunda enfeksiyona neden olabilir. Genellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde enfeksiyon gelişme riski daha yüksektir. Enfeksiyonun belirtileriyse vücudun hangi bölümünde oluştuğuna bağlı olarak değişiklik gösterir.
Legionella Enfeksiyonu: Suda ve toprakta üreyen legionella bakterisi yaşlı, bağışıklık sistemi zayıf ve sigara tüketen bireylerde lejyoner hastalığına neden olur. Bu hastalık baş ağrısı, kas ağrıları ve yüksek ateşle kendini gösterir.
Havuzlardan Bulaşan Mantar Enfeksiyonları
Havuzlardan bulaşan mantar enfeksiyonlarını şu şekilde detaylandırabiliriz:
Atlet ayağı olarak nitelendirilen ve nemli ortamlarda üreyen mantar, ciltte iltihap oluşumuna, kaşıntıya ve kuruluğa neden olur.
Saçkıran mantarı kıl köklerine saldırarak kıl üretimini durdurur. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler risk grubundadır.
Nemli ortamlarda hızlıca gelişen kasık mantarına yakalan bireylerde ciltte renk değişikliği ve içi sıvı dolu kabarıklıklar gibi belirtiler görülür. Tedavi edilmediği takdirde kasık bölgesinden anüs çevresine, genital bölgeye, bacaklara ve sırta kadar yayılabilir.
Havuzlardaki mantar enfeksiyonlarını önlemek için havuzun düzenli bakımının yapılması ve klorlama uygulamasının yapılması gerekir. Ayrıca filtreleme sistemlerinin de düzenli olarak bakımının yapılması havuz hijyenini sağlayarak sudaki mantar oluşumunu önler.
Denizlerden ve Havuzlardan Bulaşan Hastalıklardan Korunma Yolları
Denizlerden ve havuzlardan bulaşan enfeksiyonlardan korunabilmek için öncelikle kişisel hijyen uygulamalarına dikkat etmek gerekir. Örneğin, havuza girmeden önce duş almak havuzdaki bakterilerin ve mantarların deri yoluyla bulaşmasını büyük ölçüde engelleyebilir. Benzer şekilde denizden ve havuzdan çıktıktan sonra duş almak yüzme esnasında bulaşan bakterilerin ve mantarların vücuttan uzaklaştırılmasına katkı sağlayabilir.
Tatillerde kullanılan mayo, bikini, havlu ve terlik gibi kişisel eşyaların paylaşılmaması son derece önemlidir. Halka açık plajlarda ve havuzlarda vakit geçirirken su geçirmez ayakkabılar veya sandaletler giyilebilir. Denizden ve havuzdan çıktıktan sonra ıslak eşyaların değiştirilip kuru kalmasına özen gösterilebilir.
Denize veya havuz girmeden önce cilt bariyeri koruması ve su geçirmezlik özelliği olan güneş kremi kullanmak hem sudaki zararlılardan hem güneşin zararlı ışınlarından korunmaya yardımcı olur. Ayrıca nemi hapsedebilecek ve mantar oluşumunu tetikleyebilecek dar mayolar veya bikiniler giymemeye dikkat edilebilir. "Denizlerden ve havuzlardan bulaşan cilt rahatsızlıkları nasıl önlenir?" sorusuna kısaca bu şekilde cevap verilebilir.
Deniz ve Havuz Sonrası Cilt Bakım Önerileri
Denizden ve havuzdan çıktıktan sonra genel temizlik için duş almak gerekir. Bu esnada yüzdeki klor ve güneş kremi kalıntılarını temizlemek için cilt tipine uygun temizleyiciler kullanılabilir. Deniz ve havuz suyunun kurutucu etkisinden kurtulmak için yine cilt tipine uygun nemlendirici kullanarak cildi nemlendirmek de önemlidir. Özellikle yaz aylarında bol bol deniz ve havuz suyuna maruz kalan cildi korumak için doğal içerikli ve sert kimyasal içermeyen cilt bakımı ürünleri tercih edilebilir.
Ayrıca besin değeri yüksek sebzelerden ve meyvelerden oluşan bir beslenme programı uygulamak cilt sağlığını desteklemeye yardımcı olur. Düzenli şekilde uyumaya dikkat etmek de yeni cilt hücrelerinin üretimi açısından önemlidir. Uyku konforunu artırmaya özen göstererek her gün aynı saatte uyuyup uyanmaya dikkat edilebilir. Bu yöntemlerle olası cilt rahatsızlıklarına karşı güçlü bir cilt bariyeri oluşturulabilir.
Cilt Rahatsızlıklarının Tedavi Yöntemleri
Cilt rahatsızlıkları için medikal ve alternatif birçok tedavi yöntemi bulunur. Doktor kontrolünde uygulanabilecek medikal ve doğal tedavi yöntemleri şunlardır:
Medikal Tedavi Yöntemleri
Cilt hastalıklarının medikal tedavisi sağlık sorununa göre değişiklik gösterebilir. Cilt için medikal tedavi esnasında uygulanan yöntemleri şöyle sıralayabiliriz:
Antibiyotikler: Bakteri kaynaklı cilt ve yumuşak doku enfeksiyonlarının tedavisinde antibiyotiklere başvurulabilir. Antibiyotikler bakterilerin çoğalmasını engellemeye ve vücuttan uzaklaştırılmalarına yardımcı olur. Örneğin, antibiyotikler bakterilerin çoğalmak ve yaşamak için protein üretmelerine engel olarak tedaviyi sağlar.
Antifungal İlaçlar: Mantar kaynaklı oluşan cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek için antifungal ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar krem, jel, sprey, kapsül veya enjeksiyon formunda olabilir. Antifungal ilaçlar mantarları öldürmeye ve büyümelerini engellemeye yönelik çalışır.
Kortikosteroid Kremler: Bakteri, mantar veya kimyasal sebebiyle ortaya çıkan cilt hastalıklarındaki iltihabı ve tahrişi azaltmaya yardımcı olan ilaçlardır. Krem, losyon, köpük veya jel formunda üretilir. Bu ilaçlara özellikle egzama, sedef hastalığı ve kontakt dermatit gibi rahatsızlıkların tedavisinde başvurulur.
Doğru türde ve dozda ilaç kullanımı için mutlaka doktora başvurulması ve muayeneden sonra konulan teşhise göre uygun tedaviye başlanması gerekir.
Doğal ve Alternatif Tedavi Yöntemleri
Cilt rahatsızlıklarında doğal ve alternatif tedavi yöntemlerine başvurmak da mümkündür. Peki, cilt enfeksiyonları için evde uygulanabilecek tedavi yöntemleri nelerdir? Öncelikle cilt rahatsızlıklarının semptomlarını tetikleyecek şeker ve süt ürünleri gibi gıdaların tüketimini sınırlandırmak faydalı olabilir. Alkol ve sigara tüketimi de tedavi sürecini yavaşlatabilir. Tedavi sürecinde diğer bireyleri riske atmamak ve iyileşme sürecini uzatmamak için kişisel eşyaların paylaşılmamasına dikkat etmek önemlidir. Ayrıca kişisel eşyaların hijyenine dikkat etmek hastalığın vücutta yayılma ihtimalini de düşürebilir.
Bununla birlikte doktor kontrolünde bitkisel yağlar ve doğal antiseptikler kullanılabilir. Örneğin antibakteriyel, antifungal, antioksidan ve antienflamatuar özelliklere sahip lavanta yağı, sedef hastalığı ve egzama gibi rahatsızlıkların tedavi sürecini hızlandırabilir. Mantar enfeksiyonlarından kaynaklanan atlet ayağı gibi rahatsızlıklar için kadife çiçeği yağı faydalı olabilir. Çuha çiçeği yağı da cilt bariyerini güçlendirmeye, cilt rahatsızlığına bağlı gelişen iltihabı kurutmaya ve kaşıntının şiddetini azaltmaya katkı sağlayabilir. Bitkisel yağların ve doğal antiseptiklerin kullanımından önce doktor görüşü almak son derece önemlidir. Aksi takdirde bu yöntemler tedavi sürecini yavaşlatabileceği gibi farklı semptomlara neden olabilir.
Cilt Rahatsızlıklarından Korunma ve Tedavi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Deniz ve havuzlardan bulaşan cilt rahatsızlıkları nasıl önlenir?
Deniz ve havuzlardan bulaşan cilt rahatsızlıklarını önlemek için, yüzmeden önce ve sonra duş alınmalı, temiz havlu kullanılmalı, suya girerken cildi koruyucu ürünler uygulanmalı ve suyun temizliğinden emin olunmalıdır.
Deniz suyu cilde zararlı mı?
Deniz suyu, doğal mineraller ve tuz içeriği sayesinde genellikle cilde faydalıdır, ancak kirli veya kirlenmiş deniz suyunda yüzmek cilt enfeksiyonlarına neden olabilir.
Havuz kimyasalları cildi nasıl etkiler?
Havuz kimyasalları, özellikle klor, cildi kurutabilir ve tahriş edebilir; hassas cilde sahip kişilerde ise alerjik reaksiyonlara yol açabilir.
Cilt enfeksiyonları için evde uygulanabilecek tedavi yöntemleri nelerdir?
Cilt enfeksiyonları için evde uygulanabilecek tedaviler arasında, etkilenen bölgeyi temiz ve kuru tutmak, antiseptik kremler kullanmak ve eğer belirtiler devam ederse bir doktora başvurmak yer alır.
Niğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber
Yorumlar (0)