Faili meçhul olarak kalan lise öğrencisi Çağla Tuğaltay cinayetinde yeni bir adım atıldı. 25 yıl önce vahşice öldürülen Tuğaltay’a ait DNA örnekleri Interpol veri tabanına gönderildi. Bu gelişme, genç kızın hayatı ve olayın ayrıntılarını yeniden kamuoyunun gündemine taşıdı.

25 yıldır aydınlatılamayan Çağla Tuğaltay cinayeti, uluslararası bir adımla yeniden gündemde. 2000 yılında İstanbul Fulya'daki evinde boğazı kesilerek vahşice öldürülen 15 yaşındaki lise öğrencisi Tuğaltay'ın dosyası, DNA örneklerinin Interpol veri tabanına gönderilmesiyle yeni bir sayfa açıyor. Bu gelişme, kamuoyunun gözünü bir kez daha bu sır perdesiyle örtülü olaya çevirdi. "Lise öğrencisi Çağla Tuğaltay kimdir?" ve "Çağla Tuğaltay cinayeti nedir?" soruları, arama motorlarında en çok aratılan konular arasına girdi.
25 YILLIK SIR: ÇAĞLA TUĞALTAY CİNAYETİ
Çağla Tuğaltay, 5 Haziran 2000'de İstanbul Fulya'da bulunan dairesinde korkunç bir cinayete kurban gitti. Henüz 15 yaşında bir lise öğrencisiyken hayatı son bulan Tuğaltay'ın katili, aradan geçen çeyrek asra rağmen bulunamadı. Dosya, faili meçhul olarak kalırken, vicdanları yaralayan bu cinayet, zaman zaman gündeme gelmeye devam etti.
DÜNYA DNA VERİ TABANINDA ŞÜPHELİ ARANIYOR
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, 25 yıldır çözülemeyen Çağla Tuğaltay cinayetinde kritik bir adım attı. Dosyada bulunan DNA örneklerini, katilin kimliğini belirleyebilmek adına Interpol'ün küresel veri tabanına gönderdi. Bu uluslararası hamle, umutları yeniden yeşertti. Cinayetin gönüllü avukatlarından Ümit Altay, soruşturma sürecindeki ciddi eksikliklere ve çelişkilere dikkat çekerek, bu yeni gelişmenin önemini vurguladı. Altay, kapalı bir alanda işlenen cinayete rağmen aile bireylerinin yeterince incelenmediğini ve dosyadaki tutarsızlıkların altını çizdi.
ÇARPICI TANIYORUM KANITLARI VE İFADELERİ
Avukat Altay, olayın tanıklarından Gökçe Ç.'nin yıllar sonra verdiği ifadesindeki şaşırtıcı bir detayı paylaştı. Gökçe Ç., Çağla'nın eve girdiği sırada duyduğu "aa" tepkisini, ağabeyi İlker'in sürprizi olarak düşündüğünü belirtti. Bununla birlikte, baba Nedim Tuğaltay'ın olay saatinden önce üzerinde kan izleriyle balkonda görüldüğünü iddia eden tanıklar da bulunuyordu. Avukat Altay, bu beyanların doğrulanma imkânı olmasına rağmen, olay yerinde hazırlanan raporda bu durumun "görülemez" olarak belirtildiğini, ancak daha sonra yapılan keşiflerde mutfak penceresinden balkonun net bir şekilde görüldüğünün teyit edildiğini aktardı.
OLAY YERİNDEN KAÇAN ŞÜPHELİ KİM?
Cinayetin hemen sonrasında, Çağla'nın o dönemki sevgilisi Hüseyin'in olay yerinden koşarak uzaklaştığını gören üç ayrı tanık vardı. Ancak avukat Altay, ailenin bu tanıklıklara rağmen Hüseyin'i hiçbir zaman olası şüpheli olarak görmediğini söyledi. Bu durum, "bilgi saklama" ihtimalini güçlendiriyor.
DELİL YÖNETİMİNDEKİ CİDDİ EKSİKLİKLER
Soruşturmadaki delil yönetimiyle ilgili önemli soru işaretleri bulunuyor. Avukat Altay, olay yerinden yeterli materyal toplanmadığını ve bazı eşyaların aileye teslim edildiğini belirtti. 2000 yılında hazırlanan kriminal raporda tırnak altı DNA'sının bulunmadığı belirtilirken, 2013'te yapılan incelemede DNA tespit edildiği ortaya çıktı. Bu çelişkiyi daha da karmaşık hale getiren bir diğer detay da, ilk raporu hazırlayan kriminal uzmanın 2016 yılında FETÖ üyeliği suçlamasıyla tutuklanmış olması.
Muhabir : HABER MERKEZİNiğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber
Yorumlar (0)