• DOLAR
    32,7268
    %-0,06
  • EURO
    35,2003
    %0,49
  • G. Altın
    2.447,76
    %-0,09
  • Ç. Altın
    3.951,61
    %0,00
  • BIST
    10.739
    0
  • BITCOIN
    63,295.96
    -0.39
  • ETHEREUM
    3,494.90
    -0.42
  • DOLAR
    32,7268
    %-0,06
  • EURO
    35,2003
    %0,49
  • G. Altın
    2.447,76
    %-0,09
  • Ç. Altın
    3.951,61
    %0,00
  • BIST
    10.739
    0
  • BITCOIN
    63,295.96
    -0.39
  • ETHEREUM
    3,494.90
    -0.42

Warning: Undefined array key "HTTP_ACCEPT_LANGUAGE" in /home/anadlhaber/domains/nigdeanadoluhaber.com.tr/public_html/haber_detay.php on line 6

Boşanmalarda çocuk ve sağlıklı boşanma


Boşanmalarda en çok çocuklar etkileniyor. Psikiyatrist Dr. Başak Mutluer, boşanma sürecinde meydana gelen stresin, eş ölümü sonucu ortaya çıkan stresin yüzde 70’ine eşdeğer olduğunu söyledi.

Boşanmalarda çocuk ve sağlıklı boşanma

Boşanmalarda en çok çocuklar etkileniyor.  Psikiyatrist Dr. Başak Mutluer, boşanma sürecinde meydana gelen stresin, eş ölümü sonucu ortaya çıkan stresin yüzde 70’ine eşdeğer olduğunu söyledi. 
Boşanmalar  hakkında bilgi veren Mutluer, boşanan sürecinde olan çiftlere bu süreçte en çok çocukların etkilendiğini hatırlattı.

Boşanmaların arttığı şu dönemde bu yola girilmesinin sebeplerine değinen Mutluer, boşanma durumunun birçok nedeni olduğunu ve farklı konuların boşanmaya yol açtığını ifade etti. Mutluer, ekonomik güçlükler, evdeki iş yükü, çocuklu ailelerde ebeveynlerin eğitim sürecindeki yükümlülüklerinin artması gibi durumların evlilikte boşanmaya yol açtığını belirtti.

“YAKIN ÇEVRE BOŞANMA SÜRECİNDE ÇOK ETKİLİ”
Boşanma sürecinin hukuksal boyutundan ziyade psikolojik bir durumda olduğuna değinen Mutluer, en çok karşılaşılan boşanma sebeplerini sıraladı. Mutluer, yakın çevrenin evliliğe müdahalesi, aldatma, ekonomik sorunlar, şiddet, genç yaşta evlenmek, eğitim düzeyinin düşük olması, iş yaşamı ve çocuk bakımı konularının en çok karşılaşılan boşanma sebepleri olduğunu dile getirdi.  

Boşanma sonucu bireylerin duygusal ve psikolojik buhrana girdiklerini ifade eden Mutluer, “bireyler hayatlarında her şeyi kaybedebilir. İşlerini, arkadaşlarını, statüsünü gibi birçok şey yok olabilir. Bunun sonunda da duygusal kaos başlar” dedi.  Boşanma sürecinde de benzer durumun yaşandığına değinen Mutluer, etraftan yöneltilen yanlış yönlendirmeler, ego merkezli düşünce yapısı ve sosyal etmenler gibi etkiler süreci karmaşık bir hale soktuğunu vurguladı. Bu süreçte yaşanan sorunların çözümünün zor olduğuna değinen Mutluer, boşanma sonrası yaşanan ilişkilerde de çözülmeyen sorunların görülebileceğine dikkat çekti.

“SAĞLIKLI BOŞANMA SÜRECİ MÜMKÜN”
Aile bireylerinin ilişkileri koparmadan, mevcut saygıyı ve sevgiyi yitirmeden, kendilerini ve başkalarının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bu süreci yaşamasına “sağlıklı boşanma” denildiğini belirten Dr. Mutluer, “Sağlıklı boşanmanın gerçekleştiği ailelerde kişiler daha olgunlaşmış, kendine güvenen, güçlü; geçmişle barışmış ve aynı zamanda geleceğe dair umutlu insanlar olarak hayatlarına devam ederler. Boşanma, kazanan ve kaybedenin olduğu bir süreç olarak değerlendirilirse aile bireyleri olumsuz etkilenir. Aile terapilerinde bu sürecin barışçıl, her birey için kısmen de olsa bir kazanç sağlayan, varsa özellikle çocukların koruma altına alındığı bir ortamın sağlanması için çalışılır” dedi. 
 Boşanma sırasındaki duygusal denge bulma sürecinin kişiden kişiye farklılıklar gösterdiğine değinen Dr. Mutluer, yas sürecinde gözlemlenen inkar, öfke, depresyon ve kabullenme evrelerinin boşanmada da görülebileceğini ve bu evrelerin bazen psikiyatrik destek almayı gerektirecek düzeyde olabileceğini söyledi.

“TERAPİST KARAR VERMEZ”
Bu süreçte terapistin nötr olarak, görüş bildirmeden ve bir taraf olmaktan kaçınarak danışanı eğitmek ve ihtiyaçlarını karşılamasına yardım etmek için çiftin sürecine eşlik ettiğini vurgulayan Dr. Mutluer, “Terapist karar vermez. Aralarındaki anlaşmazlıklar için hakem ya da avukat rolünde değildir. Terapist doğru-yanlış, iyi-kötü, hastalıklı-sağlıklı insanları ayırt etmeye çalışmaz. Terapist aile içi ilişkileri, etki tepki döngüsünü fark ederek adil bir şekilde kişilerin gerçek ihtiyaçlarının karşılanmasına yardım eder. Bunu; danışanların duygularını kontrol altına alması, ulaşmak istediği hedefleri ve adımları belirlemesi, yardım alabileceği bir destek sistemi geliştirmesi, zararlı düşünce kalıplarını belirleyip değiştirmesi, daha pozitif duygular geliştirmesi için çiftlere yardımcı olarak sağlar. Eğer çocuklu bir aile ise çocukların yararı gözetilir” diye konuştu. 
 Bazen eşlerden birinin yaşadığı duygusal acıya tepki olarak boşanma kararı alabileceğini ve terapistin böyle durumlarda yaşanan yoğun duyguların anlaşılması ve çözülmesine yardımcı olarak daha olgun ve sağlıklı bir karara varılmasını hedeflendiğinden bahseden Dr. Mutluer, “Kısa vadeli ayrılık denemeleri gündeme gelebilir. Ucu açık ya da zamanlı ayrılık denemesi, evden ayrılma ya da boşanma öncesi uzun ayrılık kararları planlanabilir. Boşanma sürecine giren çiftlerin terapiye geldiklerinde, birlikte kalıp evliliği kurtarmak; birlikte kalıp, taraflardan biri ya da ikisi boşanmaya hazırlanmak; birlikte kalıp, evliliği kurtarmak isteyip istemediklerine karar vermek; birlikte kalmak ama ilişkiyi kurtarmak için çalışmamak ya da boşanmaya karar vermek gibi hedefleri olabilir. Her bir eşin beklentisi ve ihtiyaçları adil bir şekilde gözetilerek hedefleri istikametinde ilerlenmeye çalışılır” dedi.

BOŞANMA STESİ TRAVMAYA DÖNÜŞEBİLİR
Boşanmaların çok ciddi stres oluşturacağına değinen Mutluer, bu stresin, eş vefatı ile ortaya çıkan stresin yüzde 70’ine tekabül ettiğini vurguladı. Mutluer, eşin vefatı sonrası geride kalan eşin yaşadığı stresin yüzde 70'ine eşdeğer bir stres ortaya çıktığının tespit edildiğini aktararak ekonomik kayıplar, sosyal statü kaybı, hayat şartlarının, bireysel alışkanlıkların, uyku biçiminin, aile içi tartışmaların, aile toplantılarının sayısının değişimi, duygusal kayıplar, güven kaybı, sosyal çevre kaybı gibi faktörler eklendiğinde ise bu etkilenmenin, bir travma etkisi oluşturacak ölçüde arttırıyor.” dedi.

BOŞANMALARDAN EN ÇOK ÇOCUKLAR ETKİLENİYOR!
Bireylerin iletişim kurmak amacıyla çocukları kullanmaları, çocuklara çok fazla sorumluluk yüklenmesine sebep oluyor diyen Mutluer, “Ebeveynlerin birbirleriyle iletişimde çocukları aracı olarak kullanmaları, çocukların yaşlarından beklenenin çok üstünde sorumluluk altına girmelerine neden olur. Terk edilme korkusu yaşayabilirler. Ergenlerde görülen intihar girişimlerinde boşanma sonrası yaşanan ebeveyn çatışmaları önemli bir etkendir. Gerek duyulursa aileler, çocukları için Çocuk ve Ergen Psikiyatristi'ne yönlendirilir” şeklinde konuştu. 

Muhabir : İHA
Niğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber

Yorumlar (0)




Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır Dada Medya
Web Tasarım - Sosyal Medya Yönetimi - Reklam Ajansı - Video Çekim - Grafik Tasarım - Niğde Ajans