Aşırı Kilolu ve Zayıf Olmak Kısırlığa Neden Olabilir!

Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Önder Sakin, aşırı kilolu ve zayıflığın buna bağlı olarak yaşanan yeme bozuklukların sağlık açısından büyük risk oluşturduğunu vurguladı. Sakin, son günlerde sıkça karşılaşılan anoreksiya ve bulimia hastalıkları hakkında açıklamalarda bulundu.

Doç. Dr. Önder Sakin, sıkça görülen anoreksiya ve bulimia hastalıklarının hayati sorunlar ortaya çıkardığına değindi. Sakin, özellikle 20 yaş altı genç kızlarda görülen bu hastalıkların üreme sağlığını da olumsuz etkilediğine değindi.

Son zamanlarda güzellik algısının değişmesi ve sosyal medyanın da etkisiyle yanlış uygulanan diyetlerin, hatalı beslenme şekillerinin yaygınlaşması bunlara ek olarakta kitle iletişim araçlarının insanlar üzerinde ki etkisinden doğan ‘güzellik, zayıflıktır’ olgusu, bireyleri psikolojik olarak etkileyerek, ciddi rahatsızlıklara yol açtığını belirten Sakin, bu etkenlerin insanların yeme alışkanlıkları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu, ve yanlış beslenmenin çok ciddi hastalıklara davetiye çıkardığını ifade etti. Yaşanabilecek olumsuzlukları aktaran Sakin, “Anoreksiya Nervosa’ ve ‘Bulimia Nervosa’; kalp ritim bozuklukları, mide delinmeleri, sürekli kusmaya bağlı olarak yemek borusunun yırtılması, birtakım bağırsak problemleri ve kemik erimesi gibi çok sayıda hastalığın yaşanabileceğini vurguladı. Sakin, Beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının üreme fonksiyonlarını da etkilediğini ifade etti.

SAĞLIKLI BİR VÜCUT İÇİN KİTLE İNDEKSİ KAÇ OLMALI?

Sağlıklı bir hormonal denge için vücut kitle indeksine değinen Sakin, bu indeksin kadınlar 18-24 olması gerektiğini vurguladı. Vücut yağ oranının ise sağlıklı bir östrojen metabolizması için 12 ile 20 arasında olması gerektiğini vurgulayan Sakin, bu değerlerin dışına çıkıldığı zaman kadınlarda adet düzensizliklerinin yaşanacağını belirtti. Doç. Dr. Sakin,  açıklamalarında, “Bu problemler de ilerleyen dönemlerde anne olmayı düşünen kadınların doğal yolla hamile kalma ihtimalini azaltabilir. Bu noktada tüp bebek tedavisine ihtiyaç duyulabilir” ifadelerine yer verdi. 
ANOREKSİYA HASTALIKLARI EN ÇOK KADINLARDA GÖRÜLÜYOR

Anoreksiya nervosa hastalarının neredeyse tamamının kadın olduğunu ifade eden Doç. Dr. Sakin, “Sıklıkla 12-20 yaşları arasında görülür. Zayıf olmasına rağmen kilo almaktan aşırı korkma, yaşına göre ideal kilonun yüzde 15 altında olması, en az 3 ay adet görememesi tanı için sayılabilecek kriterlerdir. Beslenme bozukluğuna ek olarak kemik erimesi ve hormonal değişimler şeklinde komplikasyonlar gelişmektedir. Bu süreçte psikoterapik destek alınabilir, depresyonda olanlara antidepresanlar verilebilir. Süreç kötüye giderse ölümle sonuçlanabilir. Bu nedenle son derece dikkatli yaklaşılması gereken bir durumdur” dedi. 
ERKEN MENOPOZ RİSKİ VAR!
Bulimia nervosanın da kadınlarda daha sık görülen bir rahatsızlık olduğunu belirten Doç. Dr. Sakin, “Genelde 20 yaş altında pik yapar. Tanı kriterleri; aşırı yemek yeme ve yemeyi kontrol edememe, kilo almamak için kusmak, laksatif kullanmak veya aşırı spor yapmaktır. Kusmaya bağlı yaşanabilecek komplikasyonlar, elektrolit bozukluklar da beslenme bozukluklarına eşlik etmektedir. Bu kriterlerin haftada 2 kez 3 ay süreyle olması durumunda tanı konulur. Bu durumu yaşayan hastalara psikolojik destek tedavileri verilir. Kusmaya bağlı komplikasyonlar varsa tedavi edilir. Gerekli durumlarda antidepresan kullanılabilir. Kişilerin hayatlarında hem psikolojik hem de fiziksel olarak büyük yaralar açabilecek bu bozuklukların giderilmesi için ailelerin de desteği ile tedavi yolları aranmalıdır. İçinde bulundukları durum dolayısı ile anne olmalarını bile engelleyecek bu rahatsızlık için mümkün olunan en kısa zamanda önlem alınmalıdır. Gerekli hormonal testler yapılmalı, jinekolojik muayene de ihmal edilmemelidir. Yeme bozukluğuna bağlı olarak erken menopoz belirtileri yaşanabilir. Erken menopoz riskinin görüldüğü durumlarda yumurtalar dondurularak kişilerin anne olma şansları korunabilir” diye konuştu.