yandex
Adet Sancılarıyla Mücadelede Beslenmenin Rolü
  • DOLAR
    42,4377
    %0,01
  • EURO
    49,3274
    %0,33
  • G. Altın
    5.666,78
    %-0,26
  • Ç. Altın
    9.241,24
    %0,00
  • BIST
    10.874
    0
  • BITCOIN
    91,861.998
    1.29
  • ETHEREUM
    3,049.738
    0.43
  • DOLAR
    42,4377
    %0,01
  • EURO
    49,3274
    %0,33
  • G. Altın
    5.666,78
    %-0,26
  • Ç. Altın
    9.241,24
    %0,00
  • BIST
    10.874
    0
  • BITCOIN
    91,861.998
    1.29
  • ETHEREUM
    3,049.738
    0.43

Warning: Undefined array key "HTTP_ACCEPT_LANGUAGE" in /home/anadlhaber/domains/nigdeanadoluhaber.com.tr/public_html/haber_detay.php on line 6

Adet Sancılarıyla Mücadelede Beslenmenin Rolü


Adet döneminde görülen sancı, şişkinlik ve yorgunluk gibi şikâyetlerin hafifletilmesinde beslenme alışkanlıklarının destekleyici olabileceği, ancak tek başına tedavi olarak görülmemesi gerektiği belirtildi. Uzmanlar, şiddetli ve giderek artan ağrıların ise mutlaka tıbbi değerlendirme gerektirdiğine dikkat çekti.

Adet Sancılarıyla Mücadelede Beslenmenin Rolü
Görsel Kaynağı :
Acı Badem

Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri yakınmalar, adet dönemlerinde birçok kadının günlük yaşamını zorlaştırabiliyor. Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, bu süreçte beslenmenin bazı belirtilerin şiddetini etkileyebileceğini ancak adet sancısının temel nedeninin çoğu kişide prostaglandin artışına bağlı rahim kasılmaları olduğunu ifade etti. Kuşku, “Adet döneminde beslenme, hormonel denge ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ve tuz dengesi ile bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır” dedi.

Adet döneminde kullanılan ağrı kesicilerin yanı sıra, daha dengeli bir beslenme düzeninin de destekleyici olabileceğini belirten Kuşku, özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini söyledi. Yüksek şeker ve rafine karbonhidrat içeren besinlerin ise kan şekeri dalgalanmalarına yol açarak iştah artışı, yorgunluk ve ağrı hissini artırabileceğini vurguladı. Kuşku, “Paketli ve işlenmiş gıdalar, aşırı şekerli ürünler ve ağır kızartmalar bu dönemde mümkün olduğunca sınırlandırılmalı. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için tüketimi kısıtlanmalıdır. Ayrıca gaz yapan gıdalar kişiye göre belirlenmeli ve dikkatli tüketilmelidir” diye konuştu.

Zencefil ve omega-3 öne çıkıyor

Beslenme ile adet sancıları arasındaki ilişkinin artık daha net ortaya konduğunu belirten Kuşku, bazı besinlerin ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabildiğini söyledi. Omega-3 yağ asitlerinden zengin besinlerin inflamasyonu baskılayarak ağrıda hafif ve orta düzeyde azalma sağlayabildiğini ifade eden Kuşku, “Haftada iki kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu faydalı olabilir. Magnezyum içeren besinler kas gevşetici etkileriyle sancıları hafifletebilir ancak herkese rutin takviye önermek doğru değildir. En güvenli yol, bu mineralleri gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmaktır” dedi.

Kalsiyumun PMS belirtilerinde, potasyumun ise sıvı dengesini düzenleyerek şişkinlikte etkili olabileceğini aktaran Kuşku, zencefilin adet sancıları konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri olduğunu belirtti. Kuşku, “Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiştir. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabilir. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabilir” ifadelerini kullandı. D vitamini eksikliğinin giderilmesinin bazı kadınlarda ağrıyı azaltabildiğini, yeterli su tüketiminin de ağrı ve şişkinlik üzerinde olumlu etkisi olabileceğini sözlerine ekledi.

Şiddetli ağrı uyarı olabilir

Beslenmeye dikkat edilmesine rağmen adet sancılarının geçmemesi durumunda altta yatan nedenlerin araştırılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, “Ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen rahatlama olmaması önemli uyarı işaretleridir. Aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı gibi durumlar mutlaka değerlendirilmelidir” dedi.

Adet ağrısının sadece adet günleriyle sınırlı kalmaması, adet dışı pelvik ağrının eşlik etmesi ya da çocuk sahibi olamama öyküsü bulunması durumunda endometriozis, miyom veya adenomyozis gibi hastalıkların akla gelmesi gerektiğini belirten Kuşku, muayene ve ultrasonun temel değerlendirme yöntemleri olduğunu, gerekirse ileri tetkiklerin planlanabileceğini söyledi.

Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlara da değinen Kuşku, “Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının sınırsız ve zararsız olduğu düşüncesi de doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ anlayışı yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır” diye konuştu.

Muhabir : İHA
Niğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber

Yorumlar (0)




Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır Dada Medya
Web Tasarım - Sosyal Medya Yönetimi - Reklam Ajansı - Video Çekim - Grafik Tasarım - Niğde Ajans