Burkay EREN
Niğde’nin iz bırakmış belediye başkanlarından rahmetli Feridun ZEREN bir konuşmamızda “Niğde toprağından testi olmaz” demişti. Bu sitemkâr sözün arkasında Niğdelilerin birbirine destek olmayışı, başarıların kıskanılması ve hatta sabote edilmesi, bir iş başarı getirdiyse bir çok kişinin aynı işi yaparak hep birlikte zarar görmeleri gibi toplumsal hastalıklar yatıyordu. Örneklerle de anlatırdı. Niğde’deki girişimcilerin bir araya gelip kurdukları ancak aralarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle kısa süre sonra başkalarının eline geçen Niğbaş, Elsan, Niğde Meyve Suyu gibi fabrikaları sayardı.
Bu konuşmadan yıllar sonra Feridun Bey’in sözünün doğruluğunu bizzat defalarca yaşayarak gördüm. Niğde’nin ekonomik kalkınmasına bu sosyal sorunun olumsuz bir etkisinin de mutlaka olması gerektiğini düşünerek konuyu araştırdığımda aşağıdaki tablodaki rakamlara ulaştım.
TÜİK istatistiklerinden aldığım bu veriler, Niğde’nin 2004 ve 2023 yıllarındaki kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasılasını (GSYH), bir kısım komşu illerle karşılaştırıyor.
Tablodaki veriler 19 yıllık dönemde kişi başına düşen GSYH’da Niğde’nin ikinci sıradan son sıraya düştüğünü gösteriyor. Bu illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik indekslerine baktığımızda -0,395 (2017) ile en düşük skorun Niğde’ye ait olduğunu görüyoruz. Hepsi aynı coğrafi bölgede ve aynı koşullar altında olmalarına rağmen Niğde’nin bulunduğu konum her halde ancak insan faktörü ve sosyolojik nedenlerle izah edilebilir.
Üretime değil, ranta, bilim ve sanata değil hurafeye yöneldiğimiz sürece ve dedikodu, çekememezlik, insafsızca eleştiri gibi zaaflar yok edilmedikçe korkarım ki Niğde’nin sosyo-ekonomik gelişmesi de mümkün olmayacak.
Yazının Devamı