Babacan’ın aktardığına göre Erdoğan, davada "sonuna kadar gidilmesi" talimatını verdi. Bu olay, Cumhur İttifakı'nın geleceği ve AKP'nin, MHP'nin tavrını kestirememe endişeleriyle birleşince siyasi kulislerde büyük yankı uyandırdı.
Babacan’ın yazısında vurguladığı gibi, Cumhur İttifakı şu an çok önemli bir sınavdan geçiyor. Erdoğan ve Adalet Bakanı'nın gözyaşı döktüğü bu görüşmenin ardından, mahkeme salonunda hakim olan hava siyasi kulislerde ciddi kafa karışıklığı yarattı. Cumhurbaşkanlığı ve Adalet Bakanlığı'nın, mahkeme heyetine kanıtlara göre karar verilmesi ve gereğinin yapılması konusunda net bir duruş sergilediği ifade ediliyor.
Parti kurmayları, Erdoğan'ın gerçeklerin ortaya çıkması için "sonuna kadar gidilmesini" istediğini belirtiyor. En dikkat çekici ayrıntılardan biri ise Erdoğan’ın, Ayşe Ateş ve kızlarını sarayda kabul ettiğinde, küçük kızın konuşmalarının başta Erdoğan olmak üzere orada bulunanları ağlattığı yönündeydi.
AKP’liler, MHP’nin adalet duygusunun ve olası ittifak krizinin neresinde durduğunu kestiremiyor. MHP yönetiminin olayın MHP veya Ülkü Ocakları ile ilişkilendirilmesine izin vermeyeceğini düşünenler çoğunlukta. Bazıları ise mahkeme sonucunun beklenmesi gerektiğini savunuyor. İlk duruşmalar, "Sonuna kadar gidin sözlerinin ve gözyaşlarının bir sınırı var mı?" sorusunu akla getirdi.
AKP’de ‘planlı değil zorunlu’ kabine değişikliği, bakanların kendi tercihleriyle gerçekleşti. Sağlık Bakanlığına getirilen Kemal Memişoğlu ve Çevre Bakanlığı’na getirilen Murat Kurum'un, 'itirazsız itaat' anlayışına uygun isimler olduğu için tercih edildiği belirtiliyor. Ayrıca, Kanal İstanbul gibi tartışmalı projelerde yeni Çevre Bakanı’na çok iş düşecek.
AKP Grup Başkanvekili Abdullah Güler, Yargı Paketi’ni açıklarken, ‘etki ajanlığı’ adı verilen ve muhalefet çalışmalarını ‘yabancı etkisiyle yapılan faaliyetler’ kapsamına sokma olanağı olan maddenin pakette olmadığını söyledi. Ancak, bu düzenlemenin casusluk maddesi olarak pakete konulduğu ve ekim ayındaki yeni pakette düzenlenmek üzere tekliften çıkartıldığı belirtiliyor.
Hükümetin sürekli gündeme getirdiği ‘tasarruf ve israf’ konusundaki ihlallerden biri daha gündeme geldi. Eski bir AKP milletvekili, görevden alınmasına rağmen bakanlıkta kendisine tahsis edilen odada özel sekreteriyle birlikte bakanlığı ‘ofis’ gibi kullanmaya devam ediyor. Bu tür ihlallerin önlenmesi amacıyla TBMM’ye gönderilecek tasarruf paketiyle, ‘tasarrufu takip sistemi’ kurulması planlanıyor.
Sinan Ateş davası, Cumhur İttifakı'nın içindeki dengeleri ve AKP'nin adalet konusundaki duruşunu ciddi şekilde etkiliyor. Erdoğan'ın gözyaşlarıyla desteklediği "sonuna kadar gidin" talimatı, davanın seyrini ve siyasi ittifakların geleceğini belirleyecek önemli bir etken olarak öne çıkıyor.
Muhabir : Hatice SÖYLER
Yorumlar (0)