Uzmanlara göre öfke kontrol odaları, doğru amaçla kullanıldığında sakinleşmeye yardımcı olabiliyor. Ancak bu alanların ceza ya da kaçış mekanizmasına dönüşmesi, öfkeyi azaltmak yerine artırabiliyor.
Son yıllarda hem yetişkinler hem de çocuklar arasında artan öfke patlamaları ve stres kaynaklı davranışlar, “öfke kontrol odası” uygulamalarını gündeme taşıdı. Bu odaların temel amacının, bireyin öfke anında kendini toparlamasına ve duygularını düzenlemesine yardımcı olmak olduğunu belirten Medicana Sivas Hastanesi’nde görevli Uzman Psikolog Kerime Begüm Özkaya, yöntemin her koşulda fayda sağlamadığını söyledi.
Öfkenin doğuştan gelen ve insani bir duygu olduğuna dikkat çeken Özkaya, kontrolsüz öfkenin hem bireye hem de çevreye zarar verebildiğini ifade etti. Özkaya, “Öfke; kalp çarpıntısı, nefesin hızlanması, kaslarda gerginlik, ses yükseltme ve aşırı tepki verme gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bu noktada önemli olan, öfkeyi bastırmak değil, doğru şekilde yönetebilmektir” dedi.
Psikolojik destek vurgusu
Öfke kontrolünde ilk adımın, kişinin kendi öfkesini fark etmesi olduğunu vurgulayan Özkaya, öfkenin altında çoğu zaman kırgınlık, hayal kırıklığı, korku ve değersizlik gibi duyguların yattığını söyledi. Özkaya, “Nefes ve gevşeme egzersizleri, ortamdan kısa süreli uzaklaşmak, tepki vermeden önce birkaç saniye durmak etkili yöntemler arasında yer alır. Ancak kişi öfkesini kontrol edemediğini hissediyorsa mutlaka profesyonel psikolojik destek almalıdır” diye konuştu.
Öfke kontrol odalarının tek başına çözüm olmadığını dile getiren Özkaya, bu alanların yanlış kullanımı halinde ters etki yaratabileceğini belirtti. Özellikle çocuklarda bu odaların ceza alanına dönüşmesinin riskli olduğuna işaret eden Özkaya, “Utanç duygusuyla birleşen bir ‘ceza molası’, öfkeyi azaltmaz, aksine pekiştirir” ifadelerini kullandı.
Toparlanma alanı mı, ceza mı?
Öfke kontrol odalarının amacına uygun kullanıldığında faydalı olabileceğini belirten Özkaya, “Bu odalar kişinin kendini cezalandırdığı bir yer değil, toparlandığı bir alan olmalıdır. Sakin bir köşe, loş ışık, rahatlatıcı bir ortam ve gevşeme egzersizleri, kişiye ‘kendime şefkatli bir mola veriyorum’ hissini yaşatıyorsa işe yarayabilir” dedi.
Aksi durumda bu uygulamanın kaçış davranışına dönüşebileceğini belirten Özkaya, “Eğer kişi odaya gittiğinde ‘kaçtım, utandım, cezalandırıldım’ duygusunu yaşıyorsa bu yöntem doğru değildir. Zararlı olan öfkenin kendisi değil, kontrolsüz öfkedir” değerlendirmesinde bulundu.
Özkaya, öfke anlarında kısa süreli uzaklaşmanın bazen çatışmayı önleyebileceğini de sözlerine ekleyerek, “Özellikle çiftlerde, ‘Şu an çok öfkeliyim, sakinleşmek için birkaç dakika uzaklaşacağım’ demek kavga değil, çözüm olabilir” ifadelerini kullandı.
Muhabir : İHANiğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber
Yorumlar (0)