Niğde merkeze bağlı Yeşilburç Köyü’nde Dene Kadın Kooperatifi tarafından Muharrem Ayı’nın gelmesiyle birlikte yılların geleneği aşure yeniden hayat buldu.
Aşure kazanının başında Niğde Anadolu Haber mikrofonlarına konuşan Belgin Özdoğan, aşurenin sadece bir tatlı değil, aynı zamanda bir kültür, bir miras ve bereketin, bolluğun simgesi olduğunu vurguladı.
Bolluğun ve bereketin kazanda, buğdaydan kuru meyvelere, baklagillerden karanfile kadar çeşit çeşit malzemeyle doldu. Kazanın başında toplanan kadınlar hem aşure pişirdi hem de bu kadim geleneği yaşattı.
“AŞURE SADECE TATLI DEĞİLDİR”
Etkinliğe öncülük eden Belgin Özdoğan, aşurenin anlam ve önemini şu sözlerle dile getirdi:
“Aşure sadece bir tatlı değildir. Bu kazan dostluğu, kardeşliği, bereketi ve paylaşmayı birlikte kaynatıyor. Büyüklerimizden bize miras kalan bir gelenektir. Biz de torunlarımıza aktarmak istiyoruz.”
PÜF NOKTASI ŞEKERİ EN SONA EKLEYİN
Aşure tarifini adım adım anlatan Belgin Özdoğan, püf noktaların altını çizdi. Aşure için buğdayın bir gece önceden ıslatılması gerektiğini, ardından nohut, fasulye gibi baklagillerin ayrı ayrı haşlanması gerektiğini belirtti.
Özdoğan, “Kuru meyveler, kayısı, incir, üzüm sadece ıslatılır. Hepsi teker teker kaynatılır, sonra bir araya getirilir. Şekeri en sona atmak çok önemlidir. Önceden konursa sertleştirir, aşurenin kıvamı bozulur.” dedi.

“EVDE NE VARSA ONUNLA YAPILIR”
Belgin Özdoğan, aşurenin katı kuralları olmadığını, asıl önemli olanın niyet olduğunu söyledi.
Özdoğan, “Evde ne varsa onunla da yapılır. Babaannem derdi ki, evinde hiçbir şey olmasa bile sadece buğday kaynat, ye. O eve bereket gelir, sağlık gelir.” şeklinde konuştu.
“KARANFİL OLMAZSA OLMAZ”
Aşurenin son dokunuşunun karanfil olduğunu belirten Belgin Özdoğan, bu geleneği anneanne ve babaannesinden öğrendiğini belirterek şöyle dedi: “Bizim tarifimizde karanfil olmazsa olmaz. Hem koku verir hem de şifa katar. Biz böyle öğrendik, böyle devam ediyoruz.”
“BUHARI YÜZE SÜRÜLÜR: HASTALIĞA ŞİFA, GÜZELLİĞE VESİLE”

Belgin Özdoğan aşure kazanının kapağını açarken muhabirimize bir başka gelenek daha hatırlattı. Özdoğan’ın ifadesiyle, aşure buharı şifa niyetine yüze sürülüyor.
Özdoğan, “Babaannem derdi ki, buharını başına, gözüne sür ki hastalık gelmesin. Biz de o duayla devam ediyoruz Allah şifa versin yüzünden güzellik ve gülümsemeyi eksik etmesin” dedi.
“BU KÜLTÜR KAYBOLMASIN”
Gelecek nesillere seslenen Belgin Özdoğan, bu geleneğin yaşatılması gerektiğini vurguladı.
Özdoğan, “Gençler de bilsin, yapsın. Bu kültür kaybolmasın. Aşure evin bereketidir, birleştirici gücüdür.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Niğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber
Yorumlar (0)