• DOLAR
    32,5333
    %0,11
  • EURO
    34,9187
    %-0,06
  • G. Altın
    2.436,28
    %0,04
  • Ç. Altın
    3.954,23
    %0,00
  • BIST
    10.355
    0
  • BITCOIN
    61,260.77
    -0.38
  • ETHEREUM
    3,376.88
    -0.39
  • DOLAR
    32,5333
    %0,11
  • EURO
    34,9187
    %-0,06
  • G. Altın
    2.436,28
    %0,04
  • Ç. Altın
    3.954,23
    %0,00
  • BIST
    10.355
    0
  • BITCOIN
    61,260.77
    -0.38
  • ETHEREUM
    3,376.88
    -0.39

Warning: Undefined array key "HTTP_ACCEPT_LANGUAGE" in /home/anadlhaber/domains/nigdeanadoluhaber.com.tr/public_html/haber_detay.php on line 6

MERHAMETLİ OLMAK


Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir  sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma

MERHAMETLİ OLMAK



BİR AYET

Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir  sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma”  (Â’raf ,7/205 )


BİR HADİS

“Her şeyin bir cilası vardır, kalbin cilası da Allah’ı zikirdir ”


Allah Tealâ’nın dışındaki tüm canlılar başkalarına muhtaç durumdadırlar. Muhtaç olana, düşkün olana, hasta olana merhamet etmek ve yardımına koşmak toplumun evrensel bir denge içinde olmasının bir gereğidir. “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez”( Buhari, Tevhid, 2)sözü ile Hz.Peygamber (s.a.s.), insanlara, merhametli davranmalarını tavsiye etmiştir. Merhametli davranmak sadece insanlara karşı değil hayvanlara, bitkilere, çiçeklere, böceklere kısaca her canlıya karşı da zarar vermemeyi, yumuşak davranmayı, acımayı, onun sağlık ve güzellik içinde yaşamasına izin verilmesini de kapsar. Merhametli insan, doğaya zarar veremez; doğanın güzelliklerini kirletemez; onun güzel olmasına ve güzel kalmasına yardımcı olur.

Bir çiçeğin koparılmaması-üremesine doğal seyrini tamamlamasına izin verilmesi insanın tabiata duyduğu sevgi ve saygının gereğidir. Bir hayvana eziyet edilmemesi, acı çektirilmemesi, taşıyabileceğinden fazla yük yükletilmemesi, ihtiyacı olan gıdanın verilmesi ve bakımının yapılması vicdanî merhametle ilgili bir davranıştır… 

Merhamet duygusu, insanın acıma duygularını harekete geçiren, vicdanî duygularını sızlatan, dolayısıyla insanı doğru yola sevk eden, düşkünlere yardıma koşması için tahrik eden; acımasız olmasını engelleyen insanî ve yararlı bir duygudur.

DÜNYA HAYATI GEÇİCİDİR 

Kitabımız Kur’anı Kerim, dünya hayatının insanı aldatan bir meta (Âl-i İmrân,3/185), Faydası ahirete göre daha az (Tevbe,9/38), bir nevî oyun, oyalanma ve eğlenceden ibaret (Enam,6/32) olduğunu açık şekilde bildirmektedir. Peygamber Efendimiz de dünya hayatında kendisini bir yolcu gibi görmüş, ebedî hayatı unutmayarak ona göre hazırlık yapmış ve ümmetine de bunu tavsiye etmiştir. O’na göre dünya hayatı, uzun bir yolculuk esnasında gölgelenmek için, deçici olarak altında gölgelenen bir ağaç gibidir. “Muhakkak ki ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır !”(Duha,93/4) ayetinde buyrulduğu şekilde, ancak ahiret hayatı için elzem olan amellere engel olmayan bir dünya hayatının meşru, mubah, nimet ve mutluluk vesilesi olduğu unutulmamalıdır.

            “Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır…”(En’am,6/32) ayetinde belirtildiği üzere dünya hayatı gerçekten geçicidir. O halde bu dünyada kaldığımız bu geçici sürenin yararlı, anlamlı ve değerli olması için Allah’ın hoşnutluğunu ve rızasını kazanmak, O’na yakınlaşmayı umarak hayırlı ameller-işler yapmak önceliğimiz olmalıdır.Böyle bir niyet taşımadan yaşanılan hayat boş, manasız ve faydasız geçirilen bir süreden ibaret olacaktır.(Sabri Akpolat, Dünya Hayatı Geçicidir, Kur’andan Öğütler 1, D.İ.B. Yayını, s.212.)Hz.Peygamber (s.a.s), “ Kişiyi ölürken üç şey uğurlar : Sevdikleri, malı ve yaptıkları.İlk ikisi geri döner ve o yaptıkları ile baş başa kalır !” buyurmuşlardır.

            

KUR’AN’I KERİM’E GÖRE CEHENNEM

Yukarıdan beri  yani yazmaya gayret ettiğimiz bu itabımızın başından deri açıklaya geldiğimiz İslâm dininin esaslarına uygun davranmayan, uygun yaşamayan; kısaca Cenab-ı Allah’a imân etmeyen, Allah’a ortak koşan, Kur’ân ayetlerini tanımayan, inkâr eden (Bakara, 2/161),bunları menfaatına göre-işine geldiği şekilde yorumlayıp tahrif eden (Fussilet, 41/40); ibadetlerini yapmayan; kin-garez, kibir-gurur-böbürlenme-büyüklenme duygularının esiri olmuş (Mü’min, 40/76); Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinen (Nisâ, 4/119) kişiler, özel olarak hazırlanmış olan ve yakıtı insanlar ve taşlardan ibaret olan, dehşetli bir ateşten yapılan (Tahrim, 66/6) Cehenneme atılacaklardır (Nisâ, 4/56).Hiç şüphesiz âyetlerimizi tanımayan kâfirleri yarın ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe azâbı iyice tatsınlar diye, kendilerine, değiştirmek üzere başka deriler vereceğiz. Şüphesiz Allah güçlü ve üstün olup, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisâ, 4/56)

Şirk ve inkâr ehlinden başka, ayrıca, ister kâfir, isterse mü’min olsun, zalimler de zulümlerine lâyık olan cezayı Cehennem denilen o dehşetli ceza mahallinde bulacaklardır.Öyle ki bu dünyada işlenmiş hiçbir zulüm karşılıksız bırakılmayacak, hiçbir mazlumun âhı cevapsız kalmayacaktır.

“Cehennem hayatında sözü geçen acı, ıstırap, azap, ateş v.b.şeyler bu dünyadakilere benzetilemez. Bunların iç yüzünü insanların bilmesi mümkün değildir. Cehennem azabı kâfirleri her taraftan kuşatacak ve onlar orada ebedi kalacaklşardır. Günahkâr müminler ise cehennemde ebedi kalmayacaklar, cezalarını çektikten sonra Cennete konulacaklardır”

(A.Saim Kılavuz, Murat Kılavuz, a.g.e.s.59). Allah’ın gazabı, öç almak veya intikam duygusuyla gerçekleşen bir cezalandırma değil, adaletin yerini bulması için takdir edilmiş bir cezadır.

İslâmın öngördüğü en temel hedef, kulun Allah’a samimi bağlılık göstermesi, Allah’ın da onu dünya ve ahrette ödüllendirmesidir. Bunun yanında ceza, asli bir unsur olmayıp kötülükleri önlemek için bir tedbirdir. Bütün uyarılara rağmen Allah’a bağlılığa yanaşmayan, insanlara kötülük ve haksızlık yapmaktan zevk alan, ilâhî kuralları hiçe sayarak yeryüzünde bozgunculuk yapan kimseleri cezalandırmak için, kötülerin son durağı Cehennem yaratılmıştır.Cehennemi hak edenlerin yaptıkları davranışlar Kur’ân’da sayılmıştır: En başta Allah’a ve Peygamber’ine inanmayan kâfirler, düşük karakterli ve iki yüzlü munafıklar, Allah’a ortak koşanlar Cehennem ehlidir. Bunun yanında namaz, oruç, zekât, Hac gibi temel ibadetleri yapmayan, her türlü günahı pervasızca işleyip bundan pişman olup tövbe etmeyen imanı zayıf kişilerin de yolu Cehenneme uğrayacaktır.Ayrıca hayra engel olan, inatçı, şüpheci nankörler ve çok yemin edip ötekini berikini çekiştirenler de oraya gireceklerdir.Lâf getirip götüren koğucular, cimriler, ahirete inanmadan sadece dünyanın olduğunu zannedip maddeye tapanlar da Cehennem’likler arsında sayılır.( Kâf,50/24-26; Kalem,68/10-13) ( Yrd.Doç.Dr.TevfikYücedoğru, İslâmaGiriş,Gençliğin İslâm Bilgisi, Görünen ve Görünmeyen Âlemler, Ankara, 2007, s.279

CEHENNEME HERKES UĞRAYACAK VE GÖRECEK MİDİR? 

Bu soruya Allah Tealâ, Meryem Suresinin 71-72.ci ayetlerinde cevap vermektedir: “İçinizden oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra biz, Allah’a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız”(Meryem,19/71-72) Bu Ayeti Ehl-i Sünnet âlimleri, Cehennem üzerine kurulacak ve herkesin üzerinden geçmek zorunda olduğu bir yol, köprü (Sırât) şeklinde yorumlamışlardır. Yani cennetliklerin Cehenneme “uğraması” Sırâttan geçmek suretiyle olacaktır.(Tevfik Yücedoğru, a.g.e.s.282-283)

            

İslâm İnancının Diğer Dinlerden Farkı ve Üstünlüğü.

 Allah’ı bilmek, Allah’ı sevmek, O’na bağlanmak ve kulluğuna razı olmak, kendini bilen ve bulan kimsenin varacağı son duraktır.! Din, bize sonradan öğretilen, dıştan zorlama ve baskıların bir ürünü değildir. Dinin kökü, kaynağı, çekirdeği, yaratılışımızın özündedir, fıtratımızdadır.…

  1. Kur’an Orijinaldir, Allah’ın sözleridir. Oysa İnciller, Hz. İsa’dan sonra 2. Asırda, yani Hz. İsa’nın ölümünden sonra 140-170 sene sonra, kendilerine vahiy gelmeyen kişilerce yazılmıştır:

Kur’an’ı Kerim, hiç değiştirilmeden orijinal hali ile günümüze kadar ulaşmıştır. Oysa Hristiyanlığın kutsal kitapları olan Matta İncili, Markos İncili, Luka İncili, Yuhanna İncili adındaki 4 incil, Hz. İsa’ nın ölümünden 140- 170 sene sonra yazılmışlardır. Bu yazımlarda tamamen halk arasındaki söylentiler esas alınmış; hiçbir canlı görgü veya duygu tanığı mevcut olmamıştır( MauriceBucaille, Tevrat, İnciller ve Kur’an, D.İ.B.Y., s.126-128)        

Vahiy, Hz. Muhammed (s.a.s.)’e, Vahiy Meleği (Cebrail) tarafından Kur’an ayetlerinin, bazı yollarla vahyedilmesi suretiyle gelmiştir. Hz. Muhammed (s.a.s.), kendisine nâzil olan ayetleri hemen vahiy kâtiplerine ezberletir; kendisi de ezberler ve yine kâtiplere deve ve ceylan derilerine v.b. yazdırarak mensup oldukları sûrelerdeki yerlerine koydururdu. Böylece Kur’an’ın ayetleri de,sûreleri de bizzat O’nun tarafından tertip olunmuşlardır. Hz. Peygamber’in sağlığında, Kur’an, bir cilt halinde toplanmamış ise de kâmilen ezberlenmiş, parça parça yazılmış ve huzurunda tilâvet edilmiştir.

Hz. Ebu Bekir, daha önce parça parça yazılmış ve kâmilen ezberlenmiş olan Kur’an’ı, bir cilt halinde toplamıştır. O nüshaya “Mushaf-ı Şerif” denir. Hz. Osman ise, tek cilt halinde toplanmış olan Kur’an’ı nüshalar halinde aynen yazdırıp çoğaltmış ve İslâm merkezlerine göndermiştir.


2-İslâm’da Tevhid Esastır: “İslâm inancına göre Allah, bütün insanları, kendisinin yüce ve aşkın olan varlığını ve birliğini tanıma yeteneğine sahip biçimde yaratmıştır. Bu tüm insanlarda ortak olan bir doğal kabiliyet ve fıtrattır… Allah’ı biricik Tanrı, Râbb ve otorite olarak tanımak, her çeşit ortağı O’ndan uzak tutmak ve birliğini kararlı şekilde doğrulamakla gerçekleşen tevhit, İslâm dininin en önemli özelliğidir. İslâm, bu özelliğiyle hem İslâm öncesi cahiliye putatapıcılığından, hem Yahudilik ve Hristiyanlık gibi dinlerin sonradan bozulmaya uğramış şekillerinden, hem de Mecusiliktenayrılır”(A.Saim Kılavuz, ,Gençliğin İslâm Bilgisi, Allah’ı Bilmek,s.42

Muhabir : HABER MERKEZİ
Niğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber

Yorumlar (0)




Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır Dada Medya
Web Tasarım - Sosyal Medya Yönetimi - Reklam Ajansı - Video Çekim - Grafik Tasarım - Niğde Ajans