Mehmet Ali Erbil hangi hastalıkla mücadele ediyor? Kaçış sendromu tehlikeli mi?

Ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil'in yıllardır savaştığı sağlık sorunu olan Kaçış Sendromu (Capillary Leak Syndrome - SCLS) kamuoyunun dikkatini çekiyor. Bu nadir ve karmaşık rahatsızlık, ciddi ataklarla seyredebiliyor ve yaşamı tehdit edebilen sonuçlara yol açabiliyor.

MEHMET ALİ ERBİL'İN MÜCADELE ETTİĞİ HASTALIĞIN BİLİMSEL BOYUTU

Kaçış Sendromu, tıp dilinde "Capillary Leak Syndrome (SCLS)" adıyla bilinen ve kılcal damarlardan protein, mineral ve suyun nedeni henüz tam olarak aydınlatılamayan bir şekilde sızmasıyla tanımlanan bir durumdur. Bu sızıntı, kan dolaşımındaki sıvı miktarının azalmasına ve dokularda şişlik oluşmasına yol açar.

Hastalığın kesin tetikleyicisi bilinmiyor ve kalıtsal bir yatkınlık tespit edilemedi. İlginç bir bulgu olarak, hastaların yarısından fazlasının kanında monoklonal M proteini adı verilen bir madde bulunuyor. Bu protein, kemik iliğindeki plazma hücrelerince üretiliyor. Akut ataklar esnasında M proteininin işlevi netleşmedi ancak son çalışmalar, kılcal damarların iç yüzeyini oluşturan hücrelerin, atak sırasında kandaki belirli faktörler tarafından hasara uğrayabileceğini gösteriyor.

Hastalığın seyri genellikle ataklar halinde ilerliyor. Kimi hastalar ayda bir kriz yaşayabilirken, bazıları uzun yıllar boyunca hiçbir belirti göstermeyebilir. Atak dönemlerinde doku onarımında kilit rol oynayan albümin düzeyi düşebiliyor. Bu durum, şok ya da yaygın ödem gibi ağır komplikasyonlarla ölüm riskini beraberinde getirebiliyor.

HASTALIĞIN ÖNCÜ VE AKUT BELİRTİLERİ

Kaçış Sendromu'nun belirtileri kişiden kişiye farklılık gösteriyor ve şiddeti değişebiliyor. Ataklar başlamadan yaklaşık 24 saat önce kendini belli eden öncü belirtiler şunlardır:

• Halsizlik ve yorgunluk.
• Mide ağrısı.
• Kilo artışı.

Ataklar çoğunlukla viral üst solunum yolu enfeksiyonu semptomlarına benzeyen burun tıkanıklığı ve öksürük ile başlıyor.

Akut atak sırasında ortaya çıkan kritik belirtiler ise şunlardır:

• Düşük kan basıncı (Hipotansiyon).
• Vücutta yaygın şişlikler (masif ödem).
• Akciğer ve kalp çevresinde sıvı toplanması.
• Böbrek yetmezliği.
• Kanda albümin seviyesinin azalması (Hipoalbüminemi). Albümin düşüklüğüyle birlikte kan plazmasındaki protein molekülleri dar damarlardan geçemiyor.
• Kanın yoğunlaşması (Yüksek hematokrit). Yoğunlaşan kan, dokulara ve hücrelere oksijen, hormon ve besin ulaştırılmasını zorlaştırarak düşük oksijen seviyelerine yol açabiliyor.

UZUN VADELİ RİSKLER VE TEŞHİS SÜRECİ

Kaçış Sendromu'nun uzun dönemde yaratabileceği komplikasyonlar arasında kompartman sendromu, kas dokusunun yıkımı, kalp yetmezliği ve akciğer yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunları yer alıyor. Hatta bazı durumlarda inme riski de bulunuyor.

Teşhis, fiziksel inceleme, laboratuvar sonuçları ve tipik semptomların tekrarlamasıyla konuluyor. Tanıda esas alınan temel laboratuvar bulguları şunlardır:

• Düşük tansiyon (Hipotansiyon).
• Kanda yoğunlaşma (Yüksek hematokrit).
• Düşük albümin düzeyi (Hipoalbüminemi) ve vücutta ödem.

Tanı sürecinde, enfeksiyonlar, alerjik ödem, kalp yetmezliği veya siroz gibi diğer olası nedenlerin mutlaka elenmesi gerekiyor. Bazı hastalar yanlışlıkla, kırmızı kan hücrelerinin aşırı üretimiyle karakterize olan polisitemi tanısı alabiliyor; bu, yüksek hematokrit nedeniyle oluşan bir karışıklıktır.

KAÇIŞ SENDROMU YAŞAMSAL BİR TEHLİKE OLUŞTURUYOR MU?

Kaçış Sendromu, hastalığın yol açtığı şok ve yaygın ödem gibi ağır etkiler sebebiyle ölümcül sonuçlara neden olabiliyor.