Karaciğer yağlanması, karaciğerde olması gerekenden daha fazla miktarda yağ birikimi olarak tanımlanıyor. Doç. Dr. Karakaya, "Her karaciğer yağlanması hastası aynı risk grubunda değil. Basit yağlanma dediğimiz grupta karaciğer büyümesi varken, ilerleyen süreçte biriken yağın karaciğer hücrelerinde inflamasyon (steatohepatit) ve hasara bağlı siroz da gelişebilmektedir" dedi.
Dr. Karakaya, kötü beslenme alışkanlıkları, sedanter yaşam tarzı ve bazı hastalıkların karaciğer yağlanmasına yol açabileceğini belirtti. Alkol dışı karaciğer yağlanması daha yaygın olup, yanlış beslenme, insülin direnci, obezite ve trigliserit yüksekliği gibi nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Sedanter yaşam tarzı da önemli bir risk faktörüdür.
Karaciğer yağlanmasının çoğu zaman belirti vermediğini ifade eden Dr. Karakaya, genellikle başka bir sebeple yapılan kan tetkikleri ve ultrasonografi ile tespit edildiğini söyledi. Bazı hastalarda sağ üst kadranda dolgunluk hissi ve ağrı, yorgunluk, halsizlik, kaşıntı ve efor kapasitesinde azalma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Karaciğer yağlanmasının yıllar içinde karaciğer sirozuna sebep olabilecek hepatit tablosu geliştirebileceğini belirten Karakaya, karaciğer kanseri ve metabolik sendromla ilişkili olarak kalp damar hastalıkları ve diğer kanserlerin riskini de artırdığını vurguladı.
Tedavinin temel ilkesinin alkol kullanımının bırakılması ve fazla kiloların verilmesi olduğunu belirten Doç. Dr. Karakaya, karbonhidrattan fakir beslenme ve basit şeker içeren gıdalardan uzak durulmasını önerdi. Haftada en az 5 gün, günde en az 30 dakika egzersiz yapılması gerektiğini vurguladı.
Son olarak, Amerika Birleşik Devletleri'nde FDA tarafından onaylanan resmetirom içerikli tedavinin karaciğerdeki yağlanmayı gerilettiğini ve hasarları iyileştirdiğini, ancak bu tedavinin şu an Türkiye'de bulunmadığını belirtti.
Muhabir : İHA
Yorumlar (0)