Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Duran Tok, H3N2 başta olmak üzere influenza virüslerinin solunum yollarının savunma mekanizmalarını bozarak hastalığın ağır ve uzun sürmesine yol açabildiğini belirterek, özellikle risk gruplarının dikkatli olması gerektiğini söyledi.
H3N2 virüsünün influenza A grubuna ait bir grip türü olduğunu belirten Liv Hospital Ankara Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Duran Tok, Türkiye’de her yıl ekim-kasım aylarında başlayıp nisan-mayıs aylarına kadar devam eden bir grip sezonu yaşandığını ifade etti. Havaların soğuması ve kapalı alanlarda geçirilen sürenin artmasıyla birlikte solunum yolu enfeksiyonlarında belirgin artış görüldüğünü kaydeden Tok, bu durumun yalnızca H3N2 ile sınırlı olmadığını vurguladı.
Grip sezonunda artış dikkat çekiyor
Prof. Dr. Tok, “Ülkemizde her yıl ekim-kasım aylarında başlayıp nisan-mayıs aylarına kadar devam eden bir grip sezonu yaşanıyor. Havaların soğumasıyla birlikte mevsim geçişlerinde grip vakalarında ciddi artışlar görülüyor. Öksürük ve hapşırık gibi solunum yolu semptomları ile kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması, yalnızca H3N2 değil; domuz gribi, diğer influenza türleri ve farklı solunum yolu virüslerinde de artışa neden oluyor” dedi.
Bu yıl mutasyona uğramış H3N2’nin geçmiş yıllara göre daha baskın görüldüğünü belirten Tok, yeni varyantın bulaş hızının daha yüksek olabileceğine dair değerlendirmeler bulunduğunu, ancak daha ağır bir hastalık tablosuna yol açtığına dair kesin bir verinin olmadığını söyledi. Tok, 5 yaş altı çocuklar ve 50 yaş üzeri bireylerin yanı sıra kronik hastalığı olanlar, diyabet ve kanser hastaları, gebeler, küçük çocuklar ve aşırı kilolu bireylerin risk grubunda yer aldığını kaydetti.
Belirtiler ateşsiz de görülebiliyor
H3N2 belirtilerinin genellikle ani başladığını dile getiren Prof. Dr. Tok, hastalığın her zaman ateşle seyretmeyebileceğine dikkat çekti. Tok, “Ateş, baş ağrısı, kuru öksürük, halsizlik, terleme, boğaz ağrısı, kas ve eklem ağrıları ile burun tıkanıklığı ya da akıntısı görülebiliyor. Ancak bazı kişilerde ateş olmadan da seyredebilir. Çocuklarda ise bulantı, kusma ve ishal tabloya eşlik edebilir” ifadelerini kullandı.
İnfluenza virüslerinin solunum yollarının koruyucu mekanizmalarını zayıflattığını belirten Tok, “H3N2 dahil influenza virüsleri, hastalığın ağır ve uzun sürmesine neden olabiliyor. Bu durum yeni enfeksiyonların tabloya eklenmesine zemin hazırlıyor. H3N2, ölümle dahi sonuçlanabilen ve mutlaka ciddiye alınması gereken bir hastalıktır” diye konuştu.
Korunma için hijyen ve aşı vurgusu
Gripten korunmanın kişisel ve toplumsal önlemlerle mümkün olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tok, el hijyenine dikkat edilmesi, kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durulması ve zorunlu durumlarda maske ile mesafe kurallarına uyulması gerektiğini söyledi. Tok, hasta kişilerle yakın temastan kaçınılmasını, toplu yaşam alanlarında kapı kolları ve lavabo başlıklarının sık sık dezenfekte edilmesini önerdi.
Mevsimsel grip aşısının her yıl güncellendiğini hatırlatan Tok, özellikle risk gruplarının ekim-kasım aylarında aşılarını yaptırmasının önemine dikkat çekti. Düzenli uyku, dengeli beslenme, egzersiz ve vitamin eksikliklerinin giderilmesinin bağışıklık sistemi açısından önemli olduğunu da sözlerine ekledi.
Muhabir : İHANiğde haber / Niğde Son Dakika Haber / Niğde Anadolu Haber
Yorumlar (0)