Diyanet’ten Kız Çocukları ve Miras Hakkına Dikkat Çeken Uyarı: ''Kul Hakkıdır''

KIZ ÇOCUKLARINA MİRAS HAKKI

Diyanet, hutbesinde İslam’ın miras sistemine ilişkin detaylara değindi. Kız çocuklarının mirastan mahrum bırakılmasının, İslam’a ve Yüce Allah’ın takdirine aykırı olduğunu vurgulayan Diyanet, bu tür uygulamaların kul hakkı ihlali oluşturduğuna dikkat çekti. Hutbede, “Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla, kişinin kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır” ifadeleri kullanıldı.

İslam’a göre, bir kişinin vefat etmesi durumunda, eğer o kişi kız çocukları bırakıyorsa, kız çocuğunun miras payı net bir şekilde belirlenmiştir. Eğer kız çocuğu tek başına mirasçı oluyorsa, mirasın yarısını alır. Kız çocukları birden fazla ise, bu pay üçte ikiye çıkar ve tüm kızlar arasında eşit olarak paylaşılır. Bununla birlikte, eğer bir erkek kardeş varsa, kız çocuğu erkek kardeşinin aldığı payın yarısını alır.

Diyanet, bu miras paylaşımına müdahale etmenin, insanın kul hakkına girmesi anlamına geldiğini belirtti. Kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaları gerektiği ifade edildi. Ayrıca, kız çocuklarının verilen mirası kabul etmemesi durumunun da kul hakkı ihlali olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

İSLAM’A GÖRE MİRAS DÜZENLEMELERİ VE ADALET

Diyanet Hutbesi'nde, İslam’ın miras paylaşımı sistemine yönelik açıklamalar yapılarak, "Yüce Allah, miras konusunda belirli bir düzen koymuş ve her bireyin hakkını belirlemiştir. Bu ölçülerin dışına çıkmak, hem İslam’a hem de toplumsal adalete aykırıdır. Miras paylaşımında adaletin sağlanması, her bireyin hakkına saygı gösterilmesi gerekmektedir" denildi.

KUL HAKKI İHLALLERİ VE ADALETİN SAĞLANMASI

Diyanet, hutbesinde kul hakkı ihlallerine de geniş yer verdi. İnsanların, başkalarının hakkını gasp etmelerinin, yalnızca hukuki değil, dini açıdan da büyük günahlar olduğunu belirten Diyanet, çeşitli kul hakkı ihlallerini örneklerle açıklayarak, bu tür adaletsizliklerin sonuçlarının çok ağır olacağını ifade etti.

Özellikle işveren-çalışan ilişkilerinde adaletin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Diyanet, şu uyarılarda bulundu: “İşverenin, çalışanına hakkını tam ve zamanında ödememesi, sigortasız çalıştırması, gücünün üstünde iş yükü vermesi kul hakkıdır. Aynı şekilde, çalışanların da işverenin malına zarar vermesi, çalışma saatlerine riayet etmemesi, haksız rapor alarak işe gitmemesi kul hakkıdır.”

Diyanet, ayrıca inşaat sektöründe yaşanan kul hakkı ihlallerine de dikkat çekerek, zemin etüdü yapılmadan bina inşa etmenin, kalitesiz malzeme kullanmanın ve inşaat malzemesinden çalmayı, insanları aldatma ve kul hakkı ihlali olarak nitelendirdi. Bu tür davranışların, hem toplumsal hem de dini açıdan büyük günahlar oluşturduğuna dikkat çekildi.

YABANCIYA FARKLI TARİFE UYGULAMAK VE TÜKETİCİYİ ALDATMAK DA KUL HAKKIDIR

Hutbede, ülkemize gelen yabancıların ve yurt dışından gelen vatandaşların, alışverişte farklı tarife uygulanarak aldatılmasının da kul hakkı olduğunu belirten Diyanet, “Bilgisizliklerinden istifade ederek onları aldatmak, onların haklarını gasp etmek de kul hakkıdır. Bu tür davranışlar toplumda güveni zedeler ve adaletin sağlanmasına engel olur” diye ekledi.

TOPLUMSAL DUYARLILIK VE ZULME KARŞI DURMAK

Diyanet, hutbenin sonunda Gazze ve dünyadaki diğer zulme uğrayan insanlara karşı duyarlılığın artırılması gerektiğine vurgu yaptı. Hutbede, zulme karşı sessiz kalmamamız gerektiği, mazlumlara maddi ve manevi destek verilmesinin önemine değinildi. Ayrıca, savaşların ve zulümlerin, sadece fiziksel değil, aynı zamanda manevi anlamda da yıkıcı etkilerinin olduğuna dikkat çekilerek, bu tür olaylarla ilgili toplum olarak daha aktif bir tutum sergilememiz gerektiği ifade edildi.

8090Screenshot_1.jpg image widget. Press Enter to type after or press Shift + Enter to type before the widget