Amanda Knox Hakkında Bilmeniz Gerekenler: Kimdir ve Gerçekten Yaşamış mı?

Uzun soluklu bir merakın ardından, The Twisted Tale of Amanda Knox dizisi, Disney Plus'ın dijital platformunda izleyiciyle buluştu. Yapım, hem kurgusu hem de oyuncu performanslarıyla kısa sürede büyük bir yankı uyandırdı. Sosyal medyanın en çok konuşulan işlerinden biri haline gelen The Twisted Tale of Amanda Knox, gerçek bir olayı temel alıyor. Bu durum, dizinin hikayesine olan ilgiyi daha da artırdı.

AMANDA KNOX'UN HİKAYESİ GERÇEKLİĞİ YANSITIYOR MU?

The Twisted Tale of Amanda Knox belgesel serisinin merkezindeki karakter olan Amanda Knox, gerçekten de yaşamış bir kişi. Dizi, Knox'un yaşadığı zorlu ve gerçek olayları ekrana taşıyor. Kendini bir anda oda arkadaşının vahşi cinayetinde haksız yere suçlu bulunan Knox, masumiyetini kanıtlamak için 15 yıl boyunca amansız bir mücadele verdi.

DİZİDEKİ AMANDA KNOX KARAKTERİNİ KİM CANLANDIRIYOR?

Dizide Amanda Knox'a genç yetenek Grace Van Patten hayat veriyor. Daha önce birçok dizi ve film projesinde yer alan Van Patten, bu rolüyle dikkatleri üzerine çekti.

AMANDA KNOX GERÇEKTE KİMDİR?

Amanda Marie Knox, 9 Temmuz 1987 doğumlu Amerikalı bir yazar, gazeteci ve aktivisttir. Knox'un hayatı, 2007 yılında İtalya'nın Perugia kentinde paylaştığı evi paylaştığı İngiliz öğrenci Meredith Kercher'in cinayetiyle alt üst oldu. Bu cinayetten haksız yere suçlanarak tutuklandı. Yaklaşık dört yıl süren hapis hayatı, 2015'te İtalya Yüksek Mahkemesi'nin kesin beraat kararıyla son buldu. Ancak 2024 yılında, Patrick Lumumba'ya yönelik iftira suçlamasından aldığı mahkûmiyet temyiz mahkemesi tarafından onaylandı.

Olay sırasında henüz 20 yaşında olan Knox, erkek arkadaşı Raffaele Sollecito ile vakit geçirdikten sonra eve döndüğünde Kercher’in odasının kapısının kilitli olduğunu ve banyoda kan izleri gördü. Durumu hemen polise bildirdi. Ancak sorgu sırasında baskı altında verdiği ifadeler, hem kendisini hem de o dönem çalıştığı Patrick Lumumba'yı cinayetle ilişkilendirdi. Başlangıçta üçü de tutuklandı, ancak Lumumba'nın güçlü alibisi sayesinde kısa sürede serbest bırakıldı.

Soruşturma, Kercher’in eşyalarında izleri bulunan Rudy Guede'yi suçlu olarak belirledi ve Guede 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezası daha sonra 16 yıla indirildi ve 2020'de kalan kısmını toplum hizmeti yaparak tamamlama hakkı verildi.

2009'daki ilk duruşmada, Knox ve Sollecito uzun hapis cezalarına çarptırıldı. Ancak delillerin yetersizliği, özellikle Amerikalı uzmanların DNA analizleriyle ilgili bulguları, uluslararası alanda büyük tartışmalara neden oldu. 2011'de serbest kalan Knox için hukuki süreç yıllarca devam etti ve nihayet 2015'te beraat kararı kesinleşti.

Hapisten çıktıktan sonra Knox, yazarlık ve medya kariyerine yöneldi. İlk kitabı Waiting to Be Heard: A Memoir, kısa sürede en çok satanlar listesine girdi. 2018'de, medyada kadınların algılanış biçimini ele alan The Scarlet Letter Reports adlı bir programın sunuculuğunu üstlendi. 2025'te ise ikinci kitabı Free: My Search for Meaning yayımlandı.