İstanbul Rumeli Üniversitesi'nden Doç. Dr. Yasin Duran, bahar alerjisi ve soğuk algınlığının sıklıkla karıştırıldığına dikkat çekti.
Bahar alerjisinin temel nedeninin havada yayılan ağaç, çiçek ve çimen polenleri olduğunu belirten Doç. Dr. Yasin Duran, polenlerin alerjik bünyeye sahip kişilerde solunum yoluyla vücuda girdiğinde alerjik reaksiyonlara neden olduğunu ifade etti. Genellikle sürekli burun akıntısı, göz yaşarması, hapşırma gibi belirtilerle kendini gösteren bahar alerjisinin alerji ilaçları ve immünoterapi gibi yöntemlerle tedavi edilebileceğini belirtti. Ancak bu kişilerde sinüzit, astım gibi komplikasyonların görülme olasılığının arttığını vurguladı.
Doç. Dr. Yasin Duran, bahar alerjisinin genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıktığını, immün sistemin normalde vücudu mikroplara ve zararlı maddelere karşı koruduğunu ancak abartılı tepkiler vermesi durumunda alerjilerin meydana geldiğini belirtti. En sık karşılaşılan alerjenlerin hayvan tüyleri, küf, polen, ilaçlar ve gıdalar olduğunu ekledi.
Bahar alerjisi belirtilerinin genellikle genel bir rahatsızlık hissi, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğaz ağrısı ve yorgunluk gibi semptomlarla kendini gösterdiğini belirten Doç. Dr. Yasin Duran, bu semptomların soğuk algınlığı ile karışabileceğini ifade etti. Ayrımın bahar alerjisinde alerjenden uzaklaşıldığında semptomların durduğunu, ancak soğuk algınlığında devam ettiğini belirtti. Alerjilerin bulaşıcı olmadığını da ekledi.
Bahar alerjisinin mevsimsel olarak ağaçların ve çiçeklerin polenlerini saçmaya başladıkları zaman ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Duran, alerjinin genellikle nisan, mayıs, haziran ve temmuz aylarında sık görüldüğünü ifade etti.
Bahar alerjisi tanısının detaylı bir öykü alınarak ve fizik muayene ile konulabileceğini belirten Doç. Dr. Yasin Duran, şunları dile getirdi: "Bulguların haftada kaç gün ortaya çıktığı ve ne kadar süredir devam ettiği öğrenilir. Alerjik rinitte bulgular bazı ortamlarda ortaya çıkar, bazı ortamlarda kaybolur. Soğuk algınlığında bulgular ortam ile değişmez. Hekim hastanın burnunu muayene ettiğinde burunda ödem gözlenir. Burun mukozası soluktur. Alerjik hastalarda göz altlarında mavi mor halkalar olur. Rinit tanısını kesinleştirmek veya ayırıcı tanı yapabilmek için bazı laboratuar testlerine gereksinim duyulabilir."
Doç. Dr. Yasin Duran, tedavide alerjiden uzak durmanın yanı sıra burun tıkanıklıklarını gidermek için dekonjestanlar ve antialerjik ilaçlar kullanılabileceğini ifade etti. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin önemine değinen Doç. Dr. Yasin Duran, dengeli beslenme, istirahat ve bol su içmenin önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca, stresten uzak durulması, alkol ve sigara tüketilmemesi gerektiğini belirtti.
Muhabir : HABER MERKEZİ
Yorumlar (0)